Filistin'deki Ulusal ve İslami Güçler Takip Komitesi, işgalci Siyonist rejimin yeni ateşkes önerisinin direnişin silahsızlandırılması ve esirlerin işgale teslim edilmesini içerdiğini ancak soykırım savaşının sona erdirilmesine ve Gazze Şeridi’nden tam bir geri çekilmeye dair hiçbir güvence içermediğini vurguladı.

HAMAS, Telegram kanalından Ulusal ve İslami Güçler Takip Komitesinin ortak açıklamasını paylaşarak işgal tarafınının yeni ateşkes önerisinini değerlendirdi.

Ulusal ve İslami Güçler Takip Komitesinin, direnişin silahsızlandırılmasını ve işgalci esirlerin herhangi bir gerçek güvence olmaksızın işgale teslim edilmesini içeren yeni ateşkes önerisine dair gelen haberleri dikkatle takip ettiği belirtilen açıklamada, bu önerinin, Filistin halkına yönelik soykırım savaşının sona erdirilmesine ve Gazze Şeridi’nden tam bir geri çekilmeye dair hiçbir güvence içermediği vurgulandı.

Açıklamada, bu bağlamda, Komitenin şu hususları vurguladığı aktarıldı.

"Savunma amaçlı ve ilkel olan 'mağdurun' silahının abartılmasını reddediyoruz. Aynı zamanda, ABD’nin katil olan işgale çok sayıda ölümcül silah ve ağır bomba teslim ettiğini, bu bombaların savunmasız halkımızın üzerine atıldığını hatırlatıyoruz.

Gazze Şeridi, Mısır Arap Cumhuriyeti için bir güvenlik bölgesidir ve Arap milletinin düşmanıyla arasında bir tampon görevi görmektedir. Gazze halkı, Mısır ordusunun öncü gücü ve ilk savunma hattıdır. Mısır da Filistinliler için stratejik bir derinliktir.

Gerçek güvenceler olmaksızın sağlanacak herhangi bir ateşkes; savaşı durdurma, tam geri çekilme, ablukayı kaldırma ve yeniden imar garantisi içermiyorsa bu, siyasi bir tuzaktır. Bu tür bir anlaşma, direnişe karşı işgali pekiştirir. Aracılar ve uluslararası toplum, tarihsel olarak tüm anlaşmalardan kaçınan siyonist işgalciye baskı yapmalıdır.

Asıl sorun, işgalcinin, Filistin tarafının onayladığı ve bağlı kaldığı üç aşamalı ateşkes anlaşmasını uygulamaktan kaçınmasıdır. 'Mağdurun' silahsızlandırılmasına odaklanan büyük bir aldatmaca yürütülmektedir. Siyonist toplumun kendisi bile Netanyahu’nun ateşkes anlaşmasını bozan taraf olduğunu bilmekte, bu da uluslararası toplumun ölümcül sessizliği ve suç ortaklığı ile gerçekleşmektedir." (İLKHA)