Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), işgal saldırısı nedeniyle geçen haftanın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan siviller için en ölümcül hafta olduğunu bildirdi.
UNRWA'nın sosyal medya X hesabından yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki soykırımla birlikte Batı Şeria'da da şiddet ve yıkımın arttığına dikkat çekildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Geçen hafta, kasım ayından beri Batı Şeria'da yaşayan Filistinli siviller için en ölümcül hafta oldu. Aralarında 7 çocuğun da olduğu çok sayıda kişi öldürüldü. Bu kabul edilemez ve derhal durmalıdır."
İşgalciler, 28 Ağustos'ta Cenin, Tulkerim ve Tubas kentlerindeki mülteci kamplarına, "Yaz Kampları" adını verdiği, 2. İntifada'nın yaşandığı 2002'den bu yana düzenlediği en yoğun ve kapsamlı saldırılarını başlattığını duyurmuştu.
Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 28 Ağustos'tan itibaren Cenin'de aralarında çocuk ve yaşlıların da olduğu 21, Tubas'ta 8, Tulkerim'de 7, El Halil'de 3 olmak üzere 39 Filistinli şehid oldu, 145 kişi yaralandı.
İsrail ordusu, Batı Şeria'da 10 gündür süren saldırı ve baskınlar sonrasında, ardında büyük yıkım bırakarak bu sabah geri çekilmişti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İşgalcilerin Gazze Şeridi'ne yönelik 465 gündür devam eden saldırılarında şehid sayısı 46 bin 645’e, yaralıların sayısı ise 110 bini geçti.
Birleşmiş Milletler insan hakları uzmanları, Filistin Yönetimi'nin Batı Şeria'da El Cezire kanalını yasaklamasını eleştirerek, bu kararı "ifade özgürlüğüne saldırı" olarak nitelendirdi.
Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinin ardından kurulan yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Türkçe yaptığı paylaşımda, "Yeni Suriye'yi temsil etmek üzere Türkiye'ye ilk resmi ziyaretimizi gerçekleştireceğiz." dedi.
HAMAS'ın merhum lideri şehit Yahya Sinvar'ın naaşının işgal rejimi ile yapılacak bir esir takasıyla HAMAS'a teslim edilmesini talep etmesine rağmen, bu talebin kabul edilmeyeceğini yazdı.