Yüz binlerce ultra-Ortodoks Yahudi, işgal ordusuna "zorunlu askerlik" uygulamasını protesto etmek için işgal altındaki Kudüs girişinde gösteri yaptı. İşgal polisi ise şehrin girişlerini ve merkezi caddelerini kapattı.

İşgal medyası, işgal ordusunda "askerlik hizmetini" reddeden Yeşiva öğrencilerinin tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen ve "Milyon Adam Yürüyüşü" adı verilen gösteriye yüz binlerce kişinin katıldığını bildirdi.

Siyonist TV kanalı 14, işgal hükümetinin çıkarmaya çalıştığı "zorunlu askerlik" yasasına karşı protesto amacıyla yaklaşık 200 bin Haredi üyesinin işgal altındaki Kudüs'e geldiğini bildirdi.

Ülkenin dört bir yanından protestocuların akın ettiği, bunun sonucunda ciddi trafik sıkışıklıklarının yaşandığı ve şehre, şehrin içinde ve çevresinde giden ana yolların kapandığı bildirildi.

Siyonist Demiryolları Şirketi, aşırı kalabalığı önlemek amacıyla Kudüs'teki merkez istasyonunun (Yitzhak Navon) saat 14.00'ten itibaren yolcu alımını durduracağını duyurdu.

Merkez tren istasyonunun kapatılması kararı, protestoyu "Ayalon Caddesi ve 6. Rota da dahil olmak üzere ülkenin diğer yerlerine yaymakla" tehdit eden gösteri organizatörlerini öfkelendirdi. Organizatörlerden biri, "Organize bir gösteri düzenlemeye çalışmamızın ardından yetkililer bize kaos yaşatıyor." dedi.

Bu bağlamda Knesset'teki ultra-Ortodoks partiler, askerlik yasasının yürürlükten kaldırılması için çabalarını sürdüreceklerini açıklayarak, "Tevrat toplumunun karakterini korumak, aşılamayacak bir kırmızı çizgidir." dedi.

Haredimliler, Yüksek Mahkeme'nin (en yüksek yargı organı) 25 Haziran 2024'te, öğrencileri askere alınmaya zorlayan ve "askerlik hizmetini" reddeden dini kurumlara maddi yardım yapılmasını engelleyen kararının ardından karşı protestolarını sürdürüyor.

İşgal rejiminde 10 milyonluk siyonist yerleşimcinin yaklaşık yüzde 13'ünü oluşturan Haredim, askerlik yapmayı reddediyor ve hayatlarını "Tevrat'ı incelemeye adadıklarını, laik topluma entegre olmanın dini kimlikleri ve toplumlarının devamlılığı için tehdit oluşturduğunu" savunuyor.

Haredi Yahudiler, on yıllardır, dini okullarda eğitim görme bahanesiyle defalarca erteleme alarak, 18 yaşına geldiklerinde askerlikten muaf tutulabiliyorlar; ta ki muafiyet yaşı olan 26'ya ulaşana kadar.

Muhalefet ise işgal hükümetinin başı Binyamin Netanyahu'yu, bu yılın başlarında hükümetten çekilen ancak taleplerini karşılayan bir yasa çıkar çıkmaz geri dönmeye hazırlanan Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği partilerinin taleplerine yanıt olarak Haredim'i askerlikten muaf tutan bir yasa çıkarmaya çalışmakla suçluyor.

Knesset Dışişleri ve Güvenlik Komitesi Başkanı Boaz Bismuth, önümüzdeki hafta Haredimleri zorunlu askerlik hizmetinden muaf tutan yasa tasarısının yeni versiyonunu sunmayı planlıyor.

Yeni formül, Haredilerin orduda muharebe birliklerinde zorunlu kota olarak görev yapma zorunluluğunu ortadan kaldırırken, zorunlu hizmet kotalarına dahil edilen "sivil güvenlik" hizmeti olarak tanımlanan görevleri yerine getirmelerine olanak sağlıyor.

Taslakta, "Haredi" terimi, önceki versiyonlarda belirtildiği gibi üç yıl yerine en az iki yıl bir "yeşiva"da eğitim görmüş kişi olarak tanımlanıyor ve böylece muafiyet kapsamına girenlerin kapsamı, Tevrat eğitimini bırakan veya bırakanları da kapsayacak şekilde genişletiliyor.

Taslağın bir diğer maddesinde, Tevrat seminerlerinde derslere katılım ve devamın kanıtlanması için parmak izi kullanma zorunluluğu kaldırılmış, sıkı teknik kısıtlamalar olmaksızın, derse bağlılığın belgelendiği esnek elektronik kayıt sistemlerine dayalı bir alternatif önerilmişti.

Yurt dışına seyahat ise 26 yaşına kadar yasak. Zira yeni yasada, "ömür boyu yasak konulmaması gerektiği" yönündeki yasal tavsiyeye dayanarak, "bu yaşa ulaşıldığı günden itibaren" çıkışa izin veriliyor.

Yeni formül, Haredim'in askere alınması konusundaki bölünmeyi daha da derinleştiriyor. Zira Haredi partileri, hükümetteki katılımlarının devam etmesini, mevcut Knesset oturumunda yasanın geçirilmesine bağlıyor. Muhalefet partileri ise yasanın geçirilmesinin "kitlesel askerlikten kaçmayı meşrulaştıracağı ve Haredim ile işgal rejimi toplumunun geri kalanı arasındaki uçurumu derinleştireceği" konusunda uyarıda bulunuyor. (İLKHA)