Uluslararası Af Örgütü, siyonist rejimin Gazze Şeridi'nde yürüttüğü soykırımın merkezine "aç bırakma" politikasını yerleştirdiğini açıkladı. Örgüt, rejimin uyguladığı yardım dağıtım sisteminin kasten yok etmeyi hedeflediğini ve bunun bir soykırım suçu olduğunu vurguladı.

Af Örgütü tarafından yayımlanan raporda, son haftalarda toplanan veriler ışığında siyonist rejimin Filistinlilere karşı kasten fiziksel yıkım amacıyla ağır yaşam koşulları dayattığı, bu durumun soykırım suçunun temel öğelerinden biri olduğu ifade edildi.

Örgüt, özellikle Gazze ve Han Yunus'ta görev yapan doktorlar ve bölge halkıyla yapılan görüşmelere dayandırdığı raporunda, açlık, yoksunluk ve çaresizliğin felaket boyutlarına ulaştığını, siyonist rejimin ise hayati insani yardımların girişini engellediğini ve askerî mantıkla yürütülen bir yardım dağıtım sistemini dayattığını belirtti.

Yardım kuyruğunda katliam, çocuklar açlıktan ölüyor

Raporda, yardım kamyonlarına ulaşmaya çalışan ya da dağıtım noktalarının çevresinde bulunan yüzlerce Filistinlinin saldırılar sonucu şehit düştüğü, binlercesinin yaralandığı bildirildi. Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, bu durumu "ölümcül ve sorumsuz dağıtım yöntemlerinin öngörülebilir sonucu" olarak tanımladı.

Callamard, "Dünya gözünü israil-İran gerilimine çevirmişken, israil Gazze'de açlık ve hastalığı soykırım aracı olarak kullanmaya devam ediyor. Bu, insan onurunu yok eden ölümcül bir karışımdır" ifadelerini kullandı.

Gazze'de insani çöküş: Gıda yok, ilaç yok, umut yok

Uluslararası Af Örgütü'nün verilerine göre, Ekim 2023'ten bu yana en az 66 çocuk açlığa bağlı sebeplerle hayatını kaybetti. Ancak bu sayının çok daha yüksek olduğu ve on binlerce hastanın sağlık merkezlerine ulaşamadığı ifade edildi.

2025 yılı başından bu yana 18 bin 700'den fazla çocuğun hastanelere şiddetli yetersiz beslenme şikâyetiyle getirildiği kaydedildi. Doktorlar, ileri düzey zayıflık, bağışıklık çöküşü, büyüme geriliği ve derin psikolojik bozukluk vakalarında büyük artış yaşandığını aktardı.

Gazze'deki Hasta Dostları Hastanesi'nden Dr. Suzan Ma'ruf, her gün muayene edilen çocukların yaklaşık yüzde 15'inin orta ya da şiddetli düzeyde beslenme yetersizliği yaşadığını söyledi. Dr. Vefa Ebu Nemer ise Han Yunus'taki Nasser Hastanesi'nde çocuklarda görülen bedensel ve ruhsal yaraların ömür boyu süreceğini belirtti.

Yardım mı, tuzak mı?

Af Örgütü, siyonist rejimin yardımı bir insani araç değil, öldürme stratejisine dönüştürdüğünü vurguladı. Birleşmiş Milletlere ait 850'den fazla yardım tırı hâlâ El-Ariş'te bekletiliyor, mart ayından bu yana yakıt ve tüp gazın Gazze'ye girişine izin verilmiyor.

Raporda, tarım ve ekonomi altyapısının bilinçli olarak yok edildiği, bu yüzden yardım için her girişimin bir ölüm tuzağına dönüştüğü vurgulandı.

Agnès Callamard, raporun sonunda uluslararası topluma seslenerek şunları söyledi:

"Uluslararası toplum yalnızca bu suçu durdurmakta başarısız olmadı; aynı zamanda siyonist rejimin Filistin halkının onurunu ezmeye yönelik yeni yöntemler geliştirmesine de alan açtı."

Uluslararası Af Örgütü, şu çağrılarda bulundu:

"Gazze ablukası derhâl kaldırılmalı,

Siyonist rejime yapılan askerî yardımlar durdurulmalı,

Suça karışan yetkililere yönelik uluslararası yaptırımlar uygulanmalı,

Uluslararası Ceza Mahkemesi ile tam iş birliği sağlanmalı." (İLKHA)