41 ülkeden 200 sendikacı, Memur-Sen öncülüğünde BM'nin Gazze’deki soykırıma karşı sessizliğini protesto etti. Siyah çelenk bırakıldı, Türkçe, İngilizce ve Arapça konuşmalarla tepki gösterildi.

Memur-Sen'in ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası kongre vesilesiyle Ankara'da bulunan 41 ülkeden 200 sendikacı, Gazze'de devam eden soykırıma ve Birleşmiş Milletler'in etkisiz tutumuna karşı BM Türkiye Temsilciliği önünde eylem düzenlendi.

Eylemde Memur-Sen ve Uluslararası Emek Konfederasyonu (ILC) Genel Başkanı Ali Yalçın tarafından basın açıklaması yapıldı. Açıklamanın ardından Litvanya İşçi Federasyonu Başkanı Jelena Soms İngilizce, Filistin İşçi Sendikası Genel Sekreteri Ghanfi Zidan Nima ise, Arapça konuşma yaptı.

Katılımcılar, Gazze halkıyla dayanışma mesajı verirken, BM’nin sessizliğine tepkilerini sert sözlerle dile getirdi.

Basın açıklamasında "Gazze'de sürdürülen korkunç soykırım insanlık suçudur ve derhal durdurulmalıdır!" diyen Ali Yalçın, "Bizler, 'Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi' vesilesiyle dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen sendika liderleri ve temsilcileri ile bugün burada, BM binası önünde; insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Gazze soykırımına karşı sessiz kalmadığımızı göstermek ve vicdanları harekete geçirmek için toplandık. 18 aydan beridir Gazze'de, tüm dünyanın gözleri önünde vahşi bir soykırım sürdürülüyor. israil, uluslararası hukuku, savaş hukukunu ve en temel insan haklarını pervasızca çiğniyor. Binlerce çocuk, kadın ve sivil; hastanelerde, okullarda, mülteci kamplarında, çadırlarda acımasızca katlediliyor. Bu yaşananlar bir çatışma değil; planlı, sistematik bir yok etme girişimidir." dedi.

"Kınama mesajları değil, artık somut adımlar istiyoruz"

Açıklamanın devamında Yalçın, şunları aktardı:

"7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden saldırılarda, bugün itibarıyla 51 bini aşkın Filistinli hayatını kaybetti. Yaralı sayısı 116 bini geçti. Ölenlerin yaklaşık yüzde 70’ini kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Yıkılan binaların enkazlarında hâlâ binlerce cansız beden çıkarılmayı bekliyor. Soykırımda hastaneler yok ediliyor, sağlık çalışanları topluca infaz ediliyor, BM, Kızılhaç, Kızılay ve insani yardım gönüllüleri ve gazeteciler de planlı şekilde hedef alınıp acımasızca katlediliyor. Soykırımcı rejim, güvenli hiçbir yerin, yıkılmamış tek bir binanın kalmadığı Gazze’de katliamlarını sadece bombalarla gerçekleştirmiyor, yanı sıra Gazze halkına uyguladığı insanlık dışı gıda ve ilaç ambargosuyla açlık, susuzluk ve ilaçsızlıkla da öldürüyor. Peki, hayatta kalmayı 'başaran' çocuklara hiç baktınız mı? Artık ağlayacak güçleri dahi yok. Yalnızca susuyorlar. Ve dünya, bu sessiz çığlıklar karşısında derin bir sessizliğe gömülmüş durumda. Bu soykırım yalnızca israilin değil, ona siyasi, askeri, finansal ve istihbari destek sağlayan başta ABD olmak üzere işbirlikçi devletlerin de suçudur. Gazze’nin üzerine yağan her bomba, onların tedariki, onayı ve koruması ile düşmektedir. Soykırımcıların hedefi Trump’ın da açıkça ilan ettiği üzere Gazze’de etnik temizliktir. Uluslararası toplumun çifte standardı artık kabul edilemez boyuttadır. Bu sessizlik ve eylemsizlik soykırımcıya cesaret vermekte, soykırıma ön açmaktadır. Buradan Birleşmiş Milletlere sesleniyoruz: israilin katliamları derhal durdurulmalıdır. Kınama mesajları değil, artık somut adımlar istiyoruz. Gazze’de işlenen savaş suçlarının bütün sorumluları yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. israile yönelik siyasi, ekonomik ve askeri yaptırımlar acilen uygulanmalıdır. Sessiz kalan herkes bu suça ortaktır."

"Kahrolsun soykırımcı zalimler! Yaşasın özgür Filistin!"

Son olarak Yalçın, "Biz, dünyanın dört bir yanındaki emekçilerin vicdanını da temsil eden sendikacılar olarak diyoruz ki; mazlum Filistin halkının yanındayız. Adaletin, özgürlüğün ve insan onurunun yanındayız. Gazze için, insanlık için, adalet için hiçbir zaman susmayacağız. Her yerde, her zaman israilin ve ABD’nin başını çektiği emperyalizmin işlediği insanlık suçlarını en yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz. Buradan, Filistin’in yanında durmak için dünyanın her yerinde baskılara rağmen kariyerini, özgürlüğünü, hatta canını riske atan onurlu insanları da saygıyla selamlıyoruz. Sözümüz nettir. Zulüm ebedi değildir. Er ya da geç, soykırımcılar ve destekçileri bu ağır vebalin hesabını verecektir. Katılımınız için, ben ve arkadaşlarım adına en içten teşekkürlerimizi sunuyorum. Kahrolsun soykırımcı zalimler! Yaşasın özgür Filistin! Yaşasın barış, adalet ve kardeşlik!" ifadelerine yer verdi.

Eylemin sonunda, üzerinde “Stop Genocide” (Soykırımı Durdurun) yazılı siyah çelenk BM Türkiye Temsilciliği binasının önüne bırakıldı. (İLKHA)