Mescid-i Aksa'nın önemine değinen Filistinli akademisyen Doç. Dr. Halid El-Uveysi, Filistin'in, Mescid-i Aksa'yı barındırdığı için son derece önemli olduğunu söyledi.
Siyonist işgalci rejiminin, Filistin'de Gazze ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına karşı durmamamız gerektiğini belirten Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Öğretim Üyesi Filistinli Doç. Dr. Halid El-Uveysi, Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar için önemli olduğunu söyledi.
Yaklaşık 100 yıldır işgalci terör şebekesinin katliamları Filistin'de devam ederken 7 Ekim 2023 tarihinde başlatılan Aksa Tufanı'ndan sonrası ise işgalcilerin vahşeti katlanarak arttı.
İslam beldesine ve Müslüman kardeşlerimize yapılan bu vahşi saldırılar karşısında safların belli olması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Halid El-Uveysi, kendini savunan kardeşlerimize maddi ve manevi destek sağlamamız gerektiğini söyledi.
Filistin direnişinin önemi ve direnişin desteklenmesi gerektiğini aktaran El-Uveysi, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı korumak ve kurtarmak için tüm Müslümanların elinden geleninin fazlasını yapmakla yükümlü olduğunu dile getirdi.
"Beytülmakdis, Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin meselesi sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir"
Doç. Dr. Halid El-Uveysi
El-Uveysi, "Mescid-i Aksa, sadece Müslümanların geçmişi değil Müslümanların geleceği de oraya bağlıdır. İslam açısından ilk kıble dünyadaki ikinci mescit ve ziyaret edilmesi gereken üç mescitten biridir. Peygamber Efendimizin İsra ve Miraç olayı orada yaşanmış. Kudüs, Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle mukaddes topraklardır. Bütün zalimlerin bitişinin oradan olması açısından da değerli topraklardır. Peygamber Aleyhissalatü Vesselam cihat ve ribatın kıyamete kadar devam edeceğini buyuruyor. Oradaki işgal ilk işgal değil. Daha önce orada haçlı işgali vardı. 88 yıl işgal sürdü ve bitti. Moğollar geldi ve bitti. Birçok zalim oradan geçti ve bitişleri mukaddes topraklarda oldu. israilin bitişi o topraklarda olacak. Sadece onların bitişi değil gelecek zalimlerin bitişi de o topraklarda olacak. Tarihten biliyoruz. Ondan dolayı Beytülmakdis, Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin meselesi sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Filistin meselesi insani ve İslami bir meseledir. Gayri Müslimler için insani bir mesele mümin için hem insani hem de imani bir meseledir." dedi.
"Uluslararası hukuk açısından işgal edilmiş topraklarda direnişin her türlüsü meşrudur"
Filistin direnişinin niçin önemli olduğuna değinen El-Uveysi, "Direniş konusu bütün uluslararası hukuk açısından işgallere karşı meşru bir haktır. Nefsi müdafaa bir haktır. Bu konu Filistin'deki direniş hareketlerinin direnişi zaman ve mekana göre değişiyor. Ben Filistin'de yaşarken insanlar taşla işgal askerlerine karşılık veriyordu. O dönem direniş taşla devam ediyordu. Ondan sonra direniş silahla devam ediyor. Sadece taş ve silahla değil uluslararası hukuk açısından işgal edilmiş topraklarda direnişin her türlüsü meşrudur. Dünya bunu Ukrayna için görüyor ama Filistin için bu hakkı göremiyor. Filistin'deki direniş durmayacak. Direniş grupları direnişi durdurmayacaklar. Bugün direnişe bir darbe olursa yarın yeni bir direniş şekli devam edecek. Filistinli kardeşlerimiz direnişten asla vazgeçmeyecek ve bu direnişi sonuna kadar devam ettirecekler. Özgür Filistin, özgür Mescid-i Aksa ve özgür Beytülmakdis'e kadar direniş devam edecek." ifadelerine yer verdi.
"2 milyar Müslüman bugün Gazze'ye bir bardak suyu israilden izin almadan sokamıyoruz"
Filistin ve Kudüs davasının bütün bir ümmetin sorumluluğunda olan bir dava iken İslam âlemi olarak bu konuda iyi bir sınav verilmediğini dile getiren El-Uveysi, devamında şunları aktardı:
"Ne yazık ki Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ümmeti 2 milyar Müslüman bugün Gazze'ye bir bardak suyu israilden izin almadan sokamıyoruz. Bu ümmet için büyük bir sınavı kaybettik. Filistin'deki kardeşlerimizin metanetini, selabetini, sabrını ve imanını en yüksek seviyede görüyoruz. Diğer Müslüman şehitlere rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz ama bu ümmetten beklentiler daha fazla. Ümmetin bu kadar sessizliği utanç verici bir şeydir. Onun için biz ümmet olarak ayağa kalmamız gerekiyor. Bu zulme karşı sessiz kalmak gerçekten yakışmıyor. Bütün ülkeler Türkiye de dahil bedel ödemeye hazır olması gerekiyor. Biz neden bir şey yapamıyoruz? Çünkü bedel ödemek istemiyoruz. Bedel ödemeden Mescid-i Aksa özgür olmayacak. Bedel ödemeden Filistin özgür olmayacak. Bedel ödemeden bu ümmet tekrar ayakta olmayacak. Bundan dolayı geç olsa bile Türkiye'nin israil ile ticareti kesmesi nedeniyle bir bedel ödeyeceğiz. O kapıyı kapattık. Allah inşallah bize başka kapıları açacak. Siyasi açıdan ilişkileri kesmek gerekiyor. Gazze'ye yeni bir yol açmak gerekiyor. Deniz üzerinden gemileri göndermek gerekiyor. Herkes kişisel, dernekler, vakıflar, STK'lar ve devlet olarak görevini yapması gerekiyor. Oradaki annelerimiz, babalarımız, kardeşlerimiz ölürken biz hayatımıza devam edersek gerçekten yakışmaz. Bu, İslam ümmetine yakışmıyor. Batıdaki gayri Müslim sahip çıkıyor. Biz de sadece vicdani ve insani değil imani açıdan da kardeşlerimize sahip çıkmalıyız."
"israil batının projesi batı hükümetleri israilden vazgeçmeyecekler"
El-Uveysi, "Batıdaki halk, öğrenciler, askerler isyan yaparak 'bu zulümde payımız olmasın biz bu zulme karşıyız' diyorlar. Ama batıdaki hükümetlerde farklı bir boyut vardır. Siyonist proje onların projesidir. Ondan dolayı sadece sessiz değil onlar israilin arkasında olacaklar. Amerikan Başkanı Joe Biden açık söylemişti; 'israil olmasaydı biz Ortadoğu'da bir israil kuracaktık.' İngiltere, Fransa, Almanya israile sonsuza kadar destek verecekler. Onlar destek verirken bizim Müslüman hükümetler de gerçekten bu konuda maalesef sessiz kalıyorlar. Halk, hükümetlerin baskısıyla İslam coğrafyasında sessiz kalıyorlar. Batıdaki halk 7 aydan beri bu zulme karşı ayakta, hükümetleri de tabi ki israilin yanında. israile sadece destek değil mühimmat ve para desteği sonsuza kadar açık. Joe Biden, Netanyahu'yu uyardı 'Refah'a girmeyin' dedi sonra Refah'a girdiler Amerika halen silah gönderiyor maalesef. İsrail batının projesi. Batı hükümetleri israilden vazgeçmeyecekler. Batı halkı israile karşı ama hükümetler maalesef sürekli israilin yanında olacaklar." şeklinde konuştu.
"Türkiye'deki üniversitelerin israil ile olan bütün ilişkileri kesme vaktidir"
Son olarak Türkiye'deki üniversitelerin siyonist işgal rejimiyle olan işbirliklerine değinen El-Uveysi, "Türkiye'nin birçok üniversitesi Ankara'daki üniversitelerin çoğu maalesef israil ile işbirliğini devam ettiriyorlar. Üniversitelerde akademik açısından araştırma fonları çalışmaları devam ediyor. Bazı rektörler ile konuştuk. Bu mesele devam ediyor. Ankara Üniversitesi'nde Aksa Tufanının ilk haftalarında açık bir şekilde rektör bir açıklama yaptı. 'İsrail ile işbirliğimizi ateşkese kadar tamamen kesiyoruz.' dedi. Ateşkese kadar değil batı üniversitelerindeki örnek olarak burada da eylemler yapılabilir. İngiltere'de en büyük sendika (Memur-Sen gibi) israil ile bütün işbirliklerine karşı eylemler yapıyor. Memur-Sen Türkiye'deki sendikalara öncülük yaparak onlarda bütün üniversitelerde israil ile işbirliğinin kesilmesi, öğrencilerin buradan gönderilmesi, TÜBİTAK ve YÖK projelerinin iptal edilmesi için Ankara'daki üniversiteler eylemlere başlayıp Filistin özgürleşene kadar devam etmelidir. YÖK ve TÜBİTAK gibi kurumlarda israil ile hiçbir proje yapılmamasını öneriyoruz. Türkiye'deki üniversitelerin israil ile olan bütün ilişkileri kesme vaktidir. İsraili hiçbir şekilde meşru eleştirmek için bir bahane olmamalıdır." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.