Filistinliler için zorunlu göç ve katliamların simgesi olan "Nekbe"nin yıldönümünde yazılı açıklama yapan HAMAS, "Aksa Tufanı, halkımızın topraklarını ve kutsal mekânları savunmasının meşru hakkı ve doğal bir uzantısıdır." diye belirtti.
İslami Direniş Hareketi (HAMAS), "Nekbe"nin yıldönümünde yaptığı açıklamada, devam etmekte olan Aksa Tufanı operasyonunun, vatanın tüm bölgelerinde ve ötesinde, Filistin halkının birlik, beraberlik ve dayanışmasını pekiştirdiğini vurguladı.
Açıklamada "Ne kadar uzun sürerse sürsün, saldırgan, ortakları ve destekçileri ne kadar güçlü olursa olsun, halkımız, toprakları, sabiteleri ve hakları konusunda yenilgi, teslimiyet ya da uzlaşma tanımadığını dünyaya kanıtlamış, mücadelesinin meşruiyetini ve haklılığını yeniden teyit etmiş, özgürlük, bağımsızlık, kendi kaderini tayin ve başkenti Kudüs olan tam egemen bir Filistin devletinin kurulması için haklı bir ulusal kurtuluş davası olarak küresel varlığını yeniden tesis etmiştir" denildi.
"Düşmanın hayalleri Gazze topraklarında paramparça oldu"
Nekbe'nin 76. yıldönümü münasebetiyle basın açıklaması yapan Hareket, "Gazze Şeridi'ndeki sabırlı halkımızı gurur ve onurla selamlıyoruz. Onların Filistin, Kudüs ve Aksa için canlarını ve değerli her şeylerini feda eden vefalı insanlar olduğunu belirtiyoruz. Filistin'in ve ümmetin şanını yeniden yazan halkımız, yerinden edilme, katledilme, günlük bombardıman ve Nazi işgali tarafından uygulanan açlık ve susuzluk savaşının acısına rağmen, düşmanın hayallerini Gazze topraklarında paramparça ettiler." diye belirtti.
Hareket yaptığı açıklamada, siyonist işgalin 76 yıllık saldırganlığının ve Gazze Şeridi'ndeki halkın yedi ayı aşkın bir süredir maruz kaldığı soykırım suçlarının, bunları ifşa etmek, suç saymak ve durdurmak için sessiz ve isteksiz kalan herkesin alnında bir leke oluşturduğunu belirtti.
"Mescid-i Aksa, siyonist düşmanla olan çatışmanın temelidir"
"Ümmetimizi ve dünyadaki tüm özgür insanları, topraklarımıza, halkımıza ve kutsal mekânlarımıza yönelik siyonist saldırganlığı durdurmak için her türlü baskıyı yapmaya; özgürlük ve bağımsızlık isteyen halkımızın kararlılığını ve mücadelesini desteklemeye çağırıyoruz" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"ABD yönetiminin Gazze Şeridi, Batı Şeria ve işgal altındaki Kudüs'te siyonist saldırganlık ve suçluluğa verdiği destek ile Batılı güçlerin halkımız ve meşru hakları konusunda uyguladığı çifte standart politikasının tüm insani norm ve değerlere karşı işlenmiş büyük bir suç olduğunu belirtiyoruz. Kudüs ve mübarek Mescid-i Aksa, siyonist düşmanla olan çatışmanın temel başlığıdır ve mübarek toprakların hiçbir karışında işgalin meşruiyeti ya da egemenliği yoktur. Mübarek Mescid-i Aksa tamamen İslam’ındır ve öyle kalacaktır. Halkımız, Filistin'in ebedi başkenti olarak Kudüs şehrine bağlı kalacak, vasıflarının yok edilmesine, tarihin ve gerçeklerin değiştirilmesine izin vermeyecek ve işgalin pisliğinden ve yerleşimci sürülerinden kurtarmak için canlarını feda edecektir."
"İşgal hapishanelerindeki şanlı erkek ve kadın tutsaklar"
İşgal hapishanelerindeki şanlı erkek ve kadın tutsakların fedakârlıklarını öven Hareket, "Özgürlüklerine kavuşana kadar onlara sadık kalacağız. İşgali, onlara yönelik ihlallerini ve suçlarını tırmandırmaması konusunda uyarıyoruz. Hapishanelerindeki tutsak ve tutukluların yaşamları ve güvenliklerinden tamamen işgal rejimi sorumludur. Birleşmiş Milletler ile insan hakları ve insani yardım kurumlarını işgalin onlara yönelik sistematik ihlallerini suç haline getirmek ve durdurmak için her türlü müdahalede bulunmaya çağırıyoruz." ifadelerine yer verdi.
Hareket, açıklamasında "Filistin içindeki kamplarda ve diasporada milyonlarca Filistinli mültecinin acı çekmeye devam etmesinin doğrudan sorumlusu siyonist işgaldir. Bu mültecilerin yerlerinden edildikleri evlerine geri dönme konusundaki meşru haklarından feragat edilemez ya da taviz verilemez. Buradan Birleşmiş Milletler ve UNRWA'ya, mültecilerin haklarını desteklemek, geri dönüşleri sağlanana kadar onlara yardım ve insan onuruna yakışır bir yaşam sağlamak için yasal ve insani sorumluluklarını üstlenmeleri çağrısında bulunuyoruz." diye belirtti.
"Gazze, Kudüs ve Aksa için mücadele edelim"
Diasporadaki ve içerideki tüm halk kitlelerini, kararlılıklarını sürdürmeye ve topraklarını, kimliklerini, sabitelerini ve kutsal mekanlarını hedef alan işgal ve planlarına her şekilde ve her alanda karşı koymaya çağıran Hareket, şu ifadelere yer verdi:
"Kudüs'teki ve işgal altındaki Batı Şeria'daki devrimci halkımızın kahramanlarının ellerini sıkıyor ve onları, varlıklarını savunmak, Gazze, Kudüs ve Aksa için zafer kazanmak üzere düşmanla ve yerleşimci sürüleriyle daha fazla çatışmaya çağırıyoruz. Gazze Şeridi'ne yönelik siyonist saldırganlık durana ve halkımız meşru özgürlük ve kendi kaderini tayin hakkını kazanana kadar, dünyanın tüm başkentlerinde, şehirlerinde ve meydanlarında Filistin haklarıyla dayanışma ve destek içinde olan tüm kitleleri ve etkinlikleri bu dayanışma ve desteği her türlü araçla sürdürmeye ve güçlendirmeye, işgali destekleyen ülkelere, hükümetlere ve kurumlara baskı yapmaya çağırıyoruz." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Ukrayna saldırıları nedeniyle Rus spor takımlarına uygulanan yaptırımın, Gazze’de soykırım yapan işgalci siyonistlerin de uygulanması çağrısı yaptı.
Filistin direnişinin 1891'de başladığını ve bugün hala devam ettiğine vurgu yapan Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, Gazze'deki halkın yaşadığı soykırıma rağmen, direnişi inanç ve ruhla sürdürdüğünü belirtti.
Siyonist rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten bu yana esir aldığı Filistinlilerin sayısının 11 bin 800'ü geçtiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, siyonist işgal rejiminin gıda girişine izin vermediği Gazze'de insanların haftalar öncesinden kalan çöp yığınlarında yiyecek aradığını belirtti.