15 Mart ''Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü'' günü olarak kabul edildi
Türkiye ve Pakistan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı adına Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na sunduğu tasarı, kabul edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İslam düşmanlığı ile mücadelede önemli bir karar aldı.
Türkiye ve Pakistan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı adına sunduğu tasarı, BM Genel Kurulunda oybirliğiyle kabul edildi.
BM Genel Kurulu tarafından alınan karar ile 15 Mart ''Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü'' ilan edildi.
Kararda, insan hakları ile farklı din ve inançlara saygıya dayalı, küresel diyaloğu teşvik eden uluslararası çabaların güçlendirilmesine vurgu yapıldı.
Kararda ayrıca, İslam dinine ait tüm ibadet yerlerine ve dini inançları nedeniyle kişilere yönelik her türlü şiddet ve saldırı olayı kınandı.
Genel Kurul'da konuşan Birleşmiş Milletler Pakistan temsilcisi, İslam düşmanlığının Müslümanlara yönelik ayrımcı seyahat yasakları, nefret söylemleri, kadınların ve genç kızların İslami giyimlerinden dolayı hedef alınmasını gibi yeni bir ırkçılık biçimi olarak ortaya çıktığını söyledi.
BM Guyana temsilcisi ise İslam düşmanlığı ile mücadele için uluslararası bir gün belirlenmesinin Müslümanların konut, eğitim ve istihdama sınırlı erişim gibi olumsuz eğilimlerine karşı koymanın önemli bir yolu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın BM Genel Kurulu'nun 15 Mart'ı 'İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü' ilan etmesine ilişkin, twitter hesabından değerlendirmede bulundu.
"Türkiye'nin girişimleriyle BM Genel Kurulu 15 Mart'ı 'İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü' ilan etti. İslam karşıtlığının ve düşmanlığının yükselişe geçtiği bu günlerde her an teyakkuzda olacak ve her tür nefret suçuna karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz."
Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarı Öncü Keçeli, BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada "Bugün bu kararın kabul edilmesiyle BM üyeleri, İslam düşmanlığı gerçek bir tehdit olarak kabul ediyor ve İslam düşmanlığının tüm biçimlerine ve tezahürlerine karşı mücadele taahhüt ediyor" dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Kasım ayı, Gazze'de ateşkes anlaşmasına rağmen devam eden siyonist saldırılar ve ihlallerle, Türkiye'nin "terörsüz bölge" hedefini açıkladığı "Terörsüz Türkiye" süreciyle ve ABD'nin yeni uluslararası hamleleriyle şekillendi.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.