Bakan Selçuk'tan "özel okul" açıklaması
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, "Bir okulun üzerinden bütün özel okulları yaftalarsak, bu bir gereksiz güvensizlik oluşturur. Ama bu tür bir okul varsa gereğini yapmak bizim sorumluluğumuzdur." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, katıldığı bir TV programında açıklamalarda bulundu.
Özel okullara değinen Selçuk, bu yıl başladıkları özel öğretim kurumlarında bazı standartların getirilmesi konusunda çalışmaların olduğunu belirtti.
Yönetmelik hazırlanıyor
Selçuk, "Bu okulların açılabilmesinin bir takım mekansal fiziksel şartlarının ötesinde, açan kurumun yetkinliğiyle ilgili ya da sermayesiyle ilgili bazı kriterler getirip bu kriterler doğrultusunda kim okul açmaya yetkindir anlamında bazı standartlar çalışılıyor. Bunun yönetmeliği de bitmek üzere. Binlerce okuldan söz ediyoruz. Bir okulun üzerinden bütün özel okulları yaftalarsak, bu bir gereksiz güvensizlik oluşturur. Ama bu tür bir okul varsa gereğini yapmak ve öğretmenimizi, öğrencimizi mağdur etmemek için tedbirimizi almamız bizim sorumluluğumuz. Biz bu olayında farkındayız. Haftalar önce gelip bu kurumla ilgili gereken işlemler, soruşturmanın yapılması ve riskli olan okullarla ilgili çalışmamız var. Soruşturma başlatıldı." dedi.
Okul kayıtlarında zorunlu bağış konusuna da değine Selçuk, böyle bir bağışın alınamayacağını söyleyerek, "Özel sınıfla ilgili hangi okulda bu tür fiil işlenmişse bununla ilgili gelen şikayetleri toparlayıp bu okulların tamamına ilişkin soruşturmayı başlattık. Buna asla izin vermeyeceğimizi kararlılıkla ortaya koyduk." diye belirtti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Kasım ayı, Gazze'de ateşkes anlaşmasına rağmen devam eden siyonist saldırılar ve ihlallerle, Türkiye'nin "terörsüz bölge" hedefini açıkladığı "Terörsüz Türkiye" süreciyle ve ABD'nin yeni uluslararası hamleleriyle şekillendi.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.