Şanlıurfa’da Memur-Sen öncülüğünde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla açlık grevine başladı.

Şehir merkezindeki Rabia Meydanı’nda kurulan çadırda başlayan açlık grevinin salı günü sabah sona ereceği belirtildi.

İLKHA mikrofonuna açıklamalarda bulunan STK Temsilcileri Dönem Sözcüsü İbrahim Coşkun, "Savaşa gidemiyoruz ama onların acısını burada paylaşarak üzerimize düşeni yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Filistin davasına destek amacıyla bugüne dek yürüyüş, miting ve basın açıklamaları gerçekleştirdiklerini söyleyen Coşkun, Kahire’de düzenlenen Refah Kapısı yürüyüşüne Urfa’dan katılanların da geri gönderildiğini hatırlattı.

Açıklamalarda, Gazze halkıyla empati kurmak ve yaşanan zulme karşı duyarsız kalmamak adına bu adımın atıldığını vurgulayan Coşkun, etkinliğe destek veren belediyelere teşekkür ederek, Şanlıurfalıları grev çadırını ziyaret etmeye çağırdı.

“Müslüman ülkelerin mutlaka birbirine destek vermesi gerekir”

siyonistlerin Ortadoğu’da kan, gözyaşı ve zulmü yaydıklarını dile getiren Coşkun, “Bugün burada Memur-Sen öncülüğünde, Şanlıurfa sivil toplum kuruluşları ile beraber açlık grevimizi, faaliyetimizi başlatmış bulunmaktayız. Bizim bu grevi başlatmamızın sebebi, hikmeti; en azından Filistin, Gazze'deki kardeşlerimizin hem duygularını paylaşabilmek hem açlıklarını paylaşabilmek hem de empati yaparak o zor, sıkıntılı durumu hissedebilmektir. Dolayısıyla zalim İsrail, siyonist İsrail maalesef her türlü zulmünü, kanı, gözyaşını Ortadoğu'da oldukça yaymaya çalıştı. En son, biliyorsunuz, İran’a da bu mücadeleye girdi ve bundan sonra biz biliyoruz ki sıra Türkiye’dedir. O yüzden kesinlikle bu ürün, bu habis ürün Ortadoğu'dan atılması için tüm Müslüman ülkelerin mutlaka birbirine destek vermesi, birlik beraberlik içerisinde bu sorunu, bu sıkıntıyı mutlaka gidermesi gerekir. Biz de Şanlıurfa sivil toplum kuruluşları olarak gerek basın açıklaması olsun gerek yürüyüş olsun gerek miting olsun gerek Bediüzzaman mezarlığına dahi... Ölülere seslendik, dirilere seslendik. Maalesef 2 yıla yakındır bu mezalimlik, bu zulüm hali hazırda devam ediyor. En son, biliyorsunuz, Mısır’ın Kahire şehrinde, başkentinde vicdan sahibi insanlar toplanıp oradan Refah Kapısı’na doğru yürüyeceklerdi. En azından bu engeli kaldırma, oraya gıda ve benzeri yardımda bulunma amaçlı bir çalışma için girişimde bulundular. Ama maalesef buna da engel olundu. Hatta oradaki kardeşlerimiz, Urfa’dan gidenler de vardı, Urfa’ya tekrar geri gönderildi. Dolayısıyla bu tür bir zulmün olduğu yerde biz de böyle bir etkinliği arkadaşlarımızla düşündük. İnşallah bugün saat 18.00’de başlayıp salı günü saat 10.00’da bitireceğimiz bir şekilde açlık grevimizi yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Zulüm mutlaka bitecektir”

Amaçlarının iyiliği arttırıp zulme son vermek olduğunu ifade eden Coşkun, “Buradan tüm Şanlıurfalılara, arkadaşlarımıza, dostlarımıza, Gazze sevdalılarına sesleniyorum. Tabii biz burada bu açlık grevini devam ettireceğiz, iki gün kalacağız ama mutlaka işi olan, buraya gelemeyecek olan arkadaşlarımız da mutlaka olacaktır. Bunların da mutlaka bir şekilde burayı ziyaret edip gelmelerini biz bekliyoruz. Çünkü buradaki amacımız, iyiliği artırmak, zulme karşı durmak, zulme karşı sesimizi yükseltmektir. Dolayısıyla zulüm mutlaka bitecektir. O yüzden en azından biz Müslümanlar olarak da buna bir etki, bir fayda sağlayabilirsek ne mutlu bize diyeceğiz. O yüzden tüm Şanlıurfalıların mutlaka burayı ziyarete gelmesini bekliyorum. Ben şimdiden destek sunanlardan Allah razı olsun diyorum. Özellikle Büyükşehir Belediyemize, Haliliye Belediyemize, Karaköprü Belediyemize de ayrıca teşekkürlerimi arz ediyorum. Ne zaman bir destek istemişsek yardımcı olmuşlardır. Ama bu güzel eyleme, bu etkinliğe Urfalı kardeşlerimizi bekliyorum. Allah razı olsun. Biz daha kalabalık kitleler bekliyoruz arkadaşlar. Bazen işte Bunun sonucunda ne olacak? Ne yaptınız? Ne değişti? gibisinden, böyle çaresizce sorular sorabiliyorlar. Sonuçta biz bir birey olarak, bir Müslüman olarak, bir kul olarak, bir insan olarak tabii ki üzerimize düşen bir şeylerin olduğunun farkındayız. Tamam, ben savaşa gidemiyorum ama en azından burada onların acılarını paylaşma adına, onların hissiyatını paylaşma adına, en azından duygularını paylaşma adına burada üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda da ben size tekrar teşekkür ediyorum. İnşallah Rabbim bunun da ecrini, buraya katlanan hepsine verir diye umut ediyorum. Teşekkür ettim.” dedi. (İLKHA)