"Enerji verimliliği, uzun vadede kârlılığı yüksek bir ticari yatırım aracıdır"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin enerji zengini bir ülke olmadığını ve yurtdışı kaynaklı her enerjinin ekonomiye yük olduğunu belirtti.
Türkiye'nin enerji talebinin de giderek arttığını kaydeden Dönmez, enerji yoğunluğunun gelişmiş ülkelere kıyasla yüzde 40'a yakın azaltılabilecek bir potansiyel olduğunu dile getirdi.
Enerji verimliliğinin toplumsal kültürün bir parçası haline getirilmesi gerektiğini belirten Dönmez,
"Enerji verimliliği kısa dönemli bir gider kalemi değil, aksine getirileriyle hem aile bütçesine hem de ülke bütçesine getirileri olan, uzun vadede kârlılığı yüksek bir ticari yatırım aracı olarak görmeliyiz. Her sene elektrik ve doğal gazda vatandaş memnuniyetini ölçen anketler yaptırıyoruz. Bu sene ilk defa sorularımız içinde enerji verimliliği uygulamalarını ölçen sorular da oldu. Enerji verimliliği uygulamalarında her sene artan bir grafik söz konusu. Son olarak doğal gaz dağıtım sektörü için yaptırdığımız ankette, son 1 yıl içinde evinde enerji verimliliği uygulaması yapanlarının oranının yüzde 40'a kadar yükseldiğini görüyoruz. İstediğimiz oranda değil ama bu yönde pozitif bir gelişme var." dedi.
Türkiye'nin Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'nı yaklaşık 1,5 yıl önce uygulamaya başladığını anımsatan Dönmez, bu kapsamda 2017-2018 döneminde enerji verimliliğine 1,35 milyar dolar yatırım yapıldığını söyledi.
Bakan Dönmez, büyük oranda tasarruf elde edildiğini belirterek, "Bu konuda kamunun örnek olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında 2023 sonuna kadar kamu binaları için en az yüzde 15 enerji tasarrufu elde edilmesi gerekiyor. Kamu binalarındaki dönüşüm için Dünya Bankası'ndan yaklaşık 4 milyon doları hibe olmak üzere 200 milyon dolarlık kredi temin ettik. Kamunun yıllık enerji gideri yaklaşık 6 milyar lira. Yaptığımız çalışmalar sonucu burada yüzde 40'a varan, yani 2,4 milyar liralık enerji tasarruf potansiyeli söz konusu." vurgusunu yaptı.
Dönmez, enerji verimliliğini çeşitli uygulamalarla toplumun tüm kesimlerine yaymayı hedeflediklerini ifade ederek, bu kapsamda "Aklınla Verimli Yaşa" sloganıyla bir iletişim kampanyası başlattıklarını açıkladı.
"Aklınla Verimli Yaşa" sloganıyla başlatılan "Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Alanlarında Kamu Farkındalığının Artırılması" iletişim kampanyası, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği (AB) hibesi ve Dünya Bankası ile birlikte yürütülüyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Doç. Dr. Halil İbrahim Çelik, HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayında yaptığı konuşmada, "Anayasa ve devlet bağlamında biz, öncelikle milletin manevi ve maddi imkânlarıyla bağlı bir eğitim sistemi kurgulamak zorundayız." dedi.
HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayının sonuç bildirisinde, "Anayasanın başlangıç kısmı, manifesto niteliğinde yeniden kaleme alınmalıdır", "Yeni anayasa, herkesin kendisini eşit hissettiği ve ait hissedebileceği kapsayıcı bir vatandaşlık anlayışı üzerine inşa edilmelidir", "Hak ve adalet merkezli bir anlayışla hazırlanmalı", "Tüm siyasi parti temsilcilerinin yer aldığı bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmalı" ifadeleri yer aldı.
Prof. Dr. Yasin Aktay, HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayında yaptığı konuşmada, 1982 darbe anayasasına işaret ederek, "İlk 4 maddeye de dokunmayacaksan, niye o zahmete katlanıyorsun? İlk o maddeleri değiştirmediğimiz zaman, yapılacak hiçbir şeyin olmayacağını düşünüyorum." dedi.
İslam Hukukçusu Dr. Adnan Akalın, HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayında yaptığı konuşmada, "Türkiye’nin yeni anayasasında, İslam’ın evrensel değerleri ile modern hukukun teknik araçları birleştirilerek bireyin hem hukuken hem ahlaken korunacağı güçlü bir çerçeve oluşturulmalıdır." dedi.