Gaziantep Peygamber Sevdalıları Derneği tarafından Balıklı Parkı'nda düzenlenen basın açıklamasıyla, Gazze'de devam eden zulüm ve insani krize dikkat çekildi.

Balıklı Parkında açılan temsil çadırı etrafında bir araya gelen Gaziantep Peygamber Sevdalıları adına basına açıklamasını, dernek başkanı Muhammed Ata Yaçin okudu.

"Gazze'de ateşkes ihlalleri, küresel sessizlik ve Müslümanların tarihi sorumluluğu"

Gazze'nin son durumunu gözler önüne seren Yaçin, "Ekim 2025 tarihinde israil ile Gazze arasında ilan edilen ateşkes, aylarca süren yıkım, can kaybı ve insani felaketin ardından, başta Gazze halkı olmak üzere tüm vicdan sahibi insanlar için bir umut kapısı olarak görülmüştü. Bu ateşkes; silahların susması, sivillerin korunması, yaraların sarılması ve asgari insani yaşam şartlarının yeniden tesis edilmesi yönünde uluslararası kamuoyuna verilmiş bir taahhüttü. Ancak aradan geçen süre, bu umudun ne yazık ki bilinçli ve sistematik biçimde boşa çıkarıldığını açıkça göstermiştir. Bugüne kadar israil tarafından gerçekleştirilen ateşkes ihlalleri; hava saldırıları, keskin nişancı atışları, sivil yerleşimlere yönelik baskınlar, tarım alanlarının tahribi, balıkçıların hedef alınması ve Gazze'ye yönelik ablukanın daha da ağırlaştırılması şeklinde devam etmiştir. Bu ihlaller, münferit olaylar değil; süreklilik arz eden, planlı ve caydırıcılıktan uzak uluslararası tepkilerden güç alan bir politikanın sonucudur." dedi.

"Çocuklar ve her an ölümle yüz yüze bırakılmakta"

Gazze'de insanların topyekun ölüme terk edildiğini dile getiren Yaçin, "Bugün gazetelere ve ajanslara yansıyan son haberler, Gazze'de ateşkesin fiilen geçersiz hale getirildiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bombardıman tehdidi altında yaşayan siviller, yıkılmış hastaneler, ilaçsız bırakılan yaralılar, gıdaya ve temiz suya erişimi kısıtlanan çocuklar ve her an ölümle yüz yüze bırakılan masum insanlar, çağımızın en ağır insanlık suçlarından birine maruz kalmaktadır. Ne yazık ki tüm bu açık ihlaller karşısında uluslararası toplumun sessizliği, tarihe utanç vesikası olarak geçmektedir. Kendilerini insan haklarının savunucusu olarak lanse eden devletler ve kurumlar, Gazze söz konusu olduğunda ya susmakta ya da meseleyi geçiştiren açıklamalarla sorumluluktan kaçmaktadır. Bu sessizlik, yalnızca bir ilgisizlik değil; zulmün sürmesine dolaylı destek anlamına gelmektedir." ifadelerini kullandı.

"Şu an Gazze yalnızlığa, sessizliğe, yavaş bir ölüme terk edildi"

Yaçin,"Yağmur gökten rahmet diye inerken, Gazze'de çadırların içine bir felaket gibi doluyor. Toprak suya doymuş, çadırlar çamura teslim olmuş... Islanan battaniyelerin altında titreyen çocuklar, gecenin karanlığında annelerinin sessizce döktüğü gözyaşlarına sarılıyor. Ayakkabılar suyun içinde kaybolmuş, ekmek ıslanmış, umut ise soğuktan donmak üzere. Bir damla su, burada bir evin yıkılışı demek. Bir rüzgâr, bir çocuğun uykusuz kalışı... Sular altında kalan bu çadırlarda insanlar sadece eşyalarını değil, güven duygusunu da kaybediyor. Ama yine de gözlerinde bir direniş var; "Ya Rabbi" diye yükselen dua, çamurun içinden göğe uzanıyor. Gazze, suyun altında bile ayakta kalmaya çalışan bir sabrın adıdır." şeklinde konuştu.

"Gazze meselesi, yalnızca bugünün değil, yarının da meselesidir"

Gazze'nin yalnız bırakılmamasının Müslüman kardeşliğinde gereği olduğuna dikkat çeken Yaçin, "Bizler Müslümanlar olarak, bu zulüm karşısında nerede durduğumuzu kendimize sormak zorundayız. Gazze'de yaşananlar sadece Filistin halkının meselesi değildir; bu, ümmet bilincimizin, kardeşlik hukukunun, vicdani sorumluluğumuzun imtihanıdır. İnancımız, zulme rıza göstermemeyi, mazlumun yanında durmayı, adaleti ayakta tutmayı emretmektedir. Bugün bizden beklenen; sadece duygusal tepkiler vermek değil, bilinçli ve sürekli bir duruş sergilemektir. Gazze'yi gündemde tutmak, unutturmamak, yapılan ihlalleri dile getirmek, yardımların ulaşmasını sağlamak ve kamuoyu oluşturmak en temel sorumluluklarımız arasındadır. Dualarımızla birlikte, insani yardımlarımızı artırmak, hukuki ve meşru zeminde sesimizi yükseltmek ve zalimi meşrulaştıran her türlü algıya karşı durmak zorundayız. Gazze meselesi, yalnızca bugünün değil, yarının da meselesidir. Bugün susanlar, yarın bu sessizliğin ağır bedelini insanlık adına ödemek zorunda kalacaktır. Tarih, zalimleri olduğu kadar, zulüm karşısında sessiz kalanları da kaydetmektedir." dedi.

Yaçin son olarak, "Bizler buradan bir kez daha haykırıyoruz: Gazze yalnız değildir. Mazlumlar sahipsiz değildir. Adalet, er ya da geç mutlaka tecelli edecektir." ifadelerini kullandı.

Basın açıklaması, yapılan duanın ardından sona erdi. (İLKHA)