"Gemileri yakmak" ne demek, deyimin hikayesi nereden gelir?

Dilimizde yer alan ve günlük hayatın içerisinde sıklıkla kullanılan deyimlerden bir tanesi olan "gemileri yakmak" ne demek?
Bu deyim oldukça sık bir şekilde karşımıza çıkması dolayısıyla kelimenin anlamını ve kökenini bilmekte fayda var. TDK’ya göre "gemileri yakmak" deyiminin anlamı şu şekildedir:
- geri dönüşü olmayan kararlar vermek, her şeyi göze almak
- verdiği karardan geri dönmesini sağlayacak sebepleri yine kendisi yok etmek
- geriye dönmesi olanaksız bir davranışta bulunmak
"Gemileri yakmak" deyiminin hikayesi nereden gelir?
Deyimin ortaya çıkış rivayeti;
Ünlü İslam komutanı Tarık bin Ziyad, komutasındaki ordusu ile birlikte gemilerle bugün adına Cebeli Tarık dediğimiz boğazdan İspanya’ya geçmiş. Tarık bin Ziyad ve askerleri karaya ayak bastıklarında, İspanya kralının yüz bin kişilik bir ordu hazırladığı ve saldırıya geçeceği söylentisi ordu içinde yayılmaya başlamış.
Tarık bin Ziyad , askerlerinin endişe duymaya başladığını fark eder. Bütün askerlerin yüksekçe bir tepeye çıkmasını emreder ve sahilde bıraktığı birkaç askere ise gemilerin yakılmasını söyler.
Tarık b. Ziyad, askerleri ile birlikte bulunduğu tepeden gemilerin alev alev yanışını izlemiş. Durum karşısında ne yapacaklarını şaşıran askerlere dönüp, tarihe iz bırakan şu konuşmayı yapmıştır:
“Gördüğünüz gibi artık geriye dönüşümüzün bir yolu yok. Gemileri yaktık…
Ya gelen İspanya ordusuyla savaşıp ilerleriz, ya da ölürüz. Ona göre savaşın!”
İslam ordusu, İspanya kralının ordusuyla çarpışıp galip gelir. Böylece Endülüs Emevi devletinin temelleri atılmış olur. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Batman'da sivil toplum kuruluşları, Gazze'de yaklaşık iki yıldır süren saldırılar ve ambargolar nedeniyle yaşanan açlık ve dramı gündeme taşımak amacıyla sessiz oturma eylemi gerçekleştirdi. Katılımcılar, ellerindeki tencere, tava ve kaşıklarla sembolik bir mesaj vererek, dünyanın sessizliğine dikkat çekti.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Mevlid-i Nebi gecesinin, ümmetinin vahdetine, sünnetinin ihyasına, insanlığın hidayetine ve başta Gazzeliler olmak üzere bütün mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını temenni etti.
Siyonist işgal rejiminin katliam ve ağır ablukası altındaki Gazze'de, aylardır açlık ve susuzlukla mücadele eden Müslümanların dramı her geçen gün derinleşiyor. Gıda ve insani yardımların girişine izin verilmediği Gazze'de çocuklar başta olmak üzere binlerce sivil açlıkla boğuşurken, dünyanın sessizliği tepkilere yol açıyor.
Kastamonu ve Karabük’te günlerdir devam eden orman yangınları nedeniyle bölgedeki birçok köy tedbir amacıyla tahliye edilirken, söndürme çalışmaları yoğun şekilde sürüyor.