"Dünya Sağlık Haftası" dolayısıyla açıklama yapan Siirt Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vefik Arıca, Hazreti Muhammed’in tavsiyesine uyarak hastalık gelmeden önce sağlığın kıymetinin iyi bilinmesi ve önlem alınması gerektiğine vurgu yaptı.

Siirt Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Vefik Arıca "7-13 Nisan Dünya Sağlık Haftası" dolayısıyla açıklama yaptı. 

Her yıl 7-13 Nisan tarihleri arasının Dünya Sağlık Haftası olarak kutlandığını anımsatan Arıca, sağlıklı yaşamın her insanın doğumuyla birlikte başladığını ve sağlıklı bir birey olmanın ancak Hazreti Muhammed'in tavsiyesine uyarak hastalık gelmeden önce sağlığın kıymetinin iyi bilinmesi ve önlem alınması gerektiğini kaydetti.

"Sağlığın anne karnında başlaması çok önemli"   

"Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bir hadisinde buyurduğu gibi, hastalık gelmeden sağlığın kıymetini bilmemiz gerekiyor." diyen Arıca, "Dünya Sağlık Haftası her yıl 7-13 Nisan tarihleri arasında kutlanmaktadır. Bu bir haftalık etkinlikler çerçevesinde özellikle Sağlık il Müdürlüğü ve Tıp Fakülteleri olarak çeşitli etkinliklerde bulunarak sağlığın anne karnında başlayıp ölüme kadar özellikle yaşlılıkta geçen süre zarfında gerekli olan sağlık ihtiyaçlarını karşılamak olarak tanımlanmaktadır. Sağlığın anne karnında başlaması bizim için çok önemli. Anne karnında başlayan sağlıklı yaşam çocuk doğduktan sonra ilk aşımız olan anne sütüyle başlamaktadır. Biz bunu ön görerek sağlıklı yaşam kriterlerini bir hekim olarak belirledik ve anne karnında başlayarak yaşlılık dönemine kadar olan sürede sağlığı önemsiyoruz ve bu bir haftalık süreç içerisinde özellikle toplumu sağlıklı yaşam ve okuryazarlık açısından bilgilendiriyoruz." ifadelerini kullandı.           

"Her çocuk aşı olmayı hak etmektedir ve aşı çocuğun bir hakkıdır"

Özellikle çocukların temizlik, beslenme ve aşılarına çok dikkat edilmesi gerektiğini belirten Arıca, Türkiye'de 20 binin üzerinde ailenin çocuklarına aşı yapmayı reddettiğini söyledi.

Arıca, "Geçtiğimiz yıllara baktığımızda hastalıkların şekli ve seyrinin değiştiğini görmekteyiz. Belki 20-30 yıl önce trahom, verem gibi birçok hastalıklardan ölümler yaşanmaktaydı. Fakat günümüzde ve gelecek süreçte bu hastalıkların seyri değişmektedir. Özellikle son zamanlarda ailelerde, aşıların reddini görmekteyiz. Şu anda Türkiye'de 20 binin üzerinde aile çocuklarına aşı yapmayı reddediyor. Bu sorun çocuklarımızın sağlığını ve hayatını etkileyebilmektedir. Dün görmediğimiz bazı hastalıklar bugün son bulmasına rağmen görülebilmektedir. Özellikle aşı reddi konusuna dikkat çekmek istiyorum; her çocuk aşı olmayı hak etmektedir ve bu çocuğun bir hakkıdır. Ama unutmamamız gerekir ki bir çocuğun ilk aşısı anne sütüdür. Anne sütünün ilk damlaları çocuğa verilmelidir. Daha sonra hepatit B aşısıyla gelen aşıların tümünü bütün çocukları hak etmektedirler." şeklinde konuştu

"Hastalık süreci başlamadan gerekli önlemler alınmalıdır"

Hem kendi sağlığımıza ve hem de aile bireylerinin sağlığına dikkat etmemiz gerektiğine dikkat çeken Arıca, sağlığımızın koruyabilmesi için ruhsal dengemizin stresten, kalabalıktan ve kafa yorgunluğundan korunması gerektiğini belirtti.

Arıca, son olarak şunları kaydetti:

"Sağlıklı yaşamanın altın kuralları bulunmaktadır. Bu kurullardan bir tanesi anne sütü alan bir çocuk hayata bir sıfır başlamaktadır. İkinci kural ise hijyendir. Okula giden bir çocuk mutlaka bol bol el yıkamalı, öğretmen ve ebeveynler bu hususa çok dikkat etmelidirler. Hapşırmalar için tek kullanımlık mendiller kullanılmalı, odaların içerisi havalandırılmalı, çocuk hasta ise okula gönderilmeli ve evde dinlendirilmelidir. Hastalık süreci başlamadan ya da başladığı ilk günlerden itibaren gerekli önlemler alınmalıdır. Gerekiyorsa hekime başvurulmalı ve hekim tavsiyesi olmadan gereksiz antibiyotikler kullanılmamalı ve özellikle hastalıklı ortamlardan uzak durulmalıdır. Tabi sadece beden sağlığı değil ruhsal sağlığın da çok iyi olması çok önemlidir. Eğer bir bireyin bedensel sağlığı iyi ise ama ruhsal sağlığında bir problem varsa biz buna da yine hastalık adını veriyoruz. Bu nedenle vücudumuzu iyi dinlendirmeliyiz. Günde en az 6-8 saat arasında uyku, dengeli beslenme, bol sıvı alımı en önemli olan kriterlerdir." (Murat Orhan-İLKHA)