Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) Uyum ve İletişim Daire Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, “Merhamet bizi birleştirmezse her şey bizi parçalar." dedi.
Bursa İl Göç İdaresi, savaş ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle Türkiye’ye sığınan mültecilerin topluma uyum sağlaması için “Uyum Biz Bize Sohbetler” adıyla bir program düzenledi.
Bursa’da özel bir otelin konferans salonunda düzenlenen programa; İl Göç İdaresi Başkanı İsmail Fatih Tüzen, GİGM Uyum ve İletişim Daire Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, GİGM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Gündoğan, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Salim Kılavuz’un yanı sıra çok sayıda yerli ve yabancı akademisyen katıldı.
“Birlikte Bir Olacağız” sloganıyla düzenlenen programda yapılan konuşmalarda, Türkiye’ye sığınan mültecilerin mülteci değil misafir oldukları ve kendilerine her konuda sahip çıkılacağı vurgusu yapıldı.
Yapılan faaliyetlerin bazı çevreler tarafından görmezlikten gelindiğini ve yapılanların gölgelenmek istendiğini belirten Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) Uyum ve İletişim Daire Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, “Bizde, ‘güneş balçıkla sıvanmaz’ diye bir laf vardır. Kim ne derse desin, biz önümüze bakmaya devam edeceğiz. Tarih boyunca zalimin karşısında duran, mazlumun ahından korkan bir millet olmaya devam edeceğiz. Hazreti Ali (Radiyallahu Ahn) ’ın söylediği gibi, ‘bin defa mazlum olsak da bir defa zalim olmayacağız’ bu millet zalim olamaz. ”dedi.
“Merhamet bizi birleştirmezse her şey bizi parçalar”
Bursa’da bulunan misafirlerin (Mülteciler) huzur içinde yaşadığını söyleyen Kadıoğlu, “Herkesin politik bir bakış açısı olabilir. Ama bilmenizi isteriz ki; burada yaşayan muhacirlere, göçmenlerin karşı politik bir bakış açımız olmaması gerekir. Hepimizin merhamet ve vicdanla meseleye bakması gerekir. Çünkü vicdan bizi birleştirmezse, her şey bizi ayırır. Merhamet bizi birleştirmezse, her şey bizi parçalar. Belki de bu bizim imtihanımızdır. Kalem kâğıtla imtihan olmaz, kul kul ile imtihan olur. “diye konuştu.
“Suriyeli kardeşlerimizin, kendi dillerini ve geleneklerini de unutmadan topluma uyum sağlayabilmeleri için dil öğrenimine ağırlık vermeleri gerekir”
Kadıoğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi; “İnsanın olduğu yerde, kalabalığın olduğu yerde ufak tefek yanlış anlaşılmalar olabilir. Eğer bir yanlış varsa bunu toplumun geneline mal edemeyiz. Elbette kural ve kanunları olan bir ülkedeyiz. Dolayısıyla ülkede olan hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Yanlış yapan kim olursa olsun karşılığını muhakkak alacaktır. Devletlerin göçleri engellemek yerine, onları yönetmeyi amaçlayan rasyonel politikalar üretmesi, bu durumu avantaja çevirecek adımlar atması her zaman daha akıllıca olacaktır. Göç karşısındaki insani yaklaşımla beraber göçün en önemli konularından birisi uyumdur. Her ülkede göçmenlerin göç ettikleri toplumlara uyum sağlaması beklenir. Göç edilen ülkenin dilinin öğrenilmesi, uyumdaki en önemli unsurdur. Bu, göçmenlerin sosyal uyum sağlaması ve kendisini ifade etmesi için oldukça önemlidir. Suriyeli kardeşlerimiz kendi dillerini ve geleneklerini de unutmadan topluma uyum sağlaması için dil öğrenimine ağırlık vermelidir. Uyum dil ile başlar.”
“Gönül coğrafyamızdan bize gelip sığınan hiç kimseye 'yabancılar' demedik”
“Çok yakın bir geçmişte gönül coğrafyamız olarak adlandırdığımız topraklardan son kale olan Anadolu’ya çekildiğimiz zaman bütün coğrafyada geride kardeşlerimizi bıraktık” diyen GİGM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok ise şunları kaydetti;
“Kader bir asır sonra bu kardeşlerimizle buluşma fırsatı verdi. O yüzden, biz hiçbir zaman gönül coğrafyamız olarak adlandırdığımız ve ecdadımızın yüzyıllardır dünyanın neresinde olursa olsun el uzattığı hiç kimseye 'yabancılar' demedik. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün yasal bir dayanağı var. Biz buna 6458 sayılı yabanılar ve uluslararası koruma kanunu diyoruz. Ancak bizim gönül coğrafyamızdan bize gelip sığınan hiç kimseye 'yabancılar' demedik. Uluslararası göç literatüründe böyle bir kavram olmamasına rağmen misafirlerimiz, kardeşlerimiz dedik. Medeni olduğunu iddia eden ama 100-200 sığınmacı gitti diye bütün kimyası bozulan batı medeniyetine yüksek sesle seslenerek topraklarımızdan çekilmeleri halinde kaynaklarımızın bize yeterli olduğunu hatta arttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sizlere selamı var.”
“Ülkemiz 5 milyon misafire ev sahipliği yapmaktadır”
Göç idaresinin verilerine göre ülkedeki mülteci sayısı hakkında bilgi paylaşan Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Gündoğan, “Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün verdiği verilere göre ülkemiz 172 ülkeden yaklaşık 5 milyon göçmene insana ev sahipliği yapmaktadır. Bu sayının en büyük kısmını da Suriyeli misafirlerimiz teşkil etmektedir. 2011 yılında başlayan kriz ve ardından başlayan iç savaş sebebiyle ülkemize hicret eden bu insanlarla birlikte ülkemiz 5 milyon misafire ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye dünyada son 5 yıldır en fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. ”şeklinde konuştu.
Programda, İl Göç İdaresi Başkanı İsmail Fatih Tüzen ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Salim Kılavuz da kısa birer konuşma yaptılar.
Yapılan açılış konuşmalarının ardından program, “Birlikte Yaşam Kültürü”, “STK ve Belediyelerin Toplumsal Uyumdaki Rolü”, “Sosyal uyumda Yerel Çalışmalar” başlıkları altında düzenlene oturumlarla devam etti. (Nizamettin Aşkın, Zeki Aras-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İçişleri Bakanlığı, Tunceli ve Ovacık (Tunceli) Belediye Başkanlarının PKK ile bağlantılı suçlardan ceza almaları ve soruşturmaları devam etmesi nedeniyle bu belediyelere ilgili vali ve kaymakamların kayyum olarak atandığını duyurdu.
Ekim 2023'ten bu yana devam eden işgal rejimi saldırıları nedeniyle 420 bin Suriyeli mültecinin anavatanlarına döndüğü belirtildi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu " (Yenidoğan) Çeteyi ortaya çıkartan, onu takiple delillendiren, bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir? Onları yakalattığımız için mi?" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Demokrasi ve insan haklarına inanan ülkeler ve uluslararası mekanizmalar ivedilikle harekete geçmeli, bebek katillerinin hak ettiği cezayı almaları için gereğini yapmalıdır." dedi.