Savcının halı saha keyfi: 14 öğretmeni gözaltına aldırdı
Diyarbakır'da halı saha maçına erken gelen savcının, 14 öğretmeni sahadan çıkaramayınca gözaltına aldırdığı öne sürüldü.
Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde halı saha maçına bir saat erken gelen Savcı, top oynayan 14 öğretmeni polis çağırtarak gözaltına aldırdı.
Alınan bilgiye göre Çermik'te, halı sahada maç yapmak isteyen savcı saat 22.00 için rezervasyon yaptırdı. Öğretmenlerin halı saha maçı ise 21.00 ila 22.00 saatleri arasındaydı.
Bu sırada saati karıştıran savcı halı sahaya geldi. Savcı ve arkadaşları öğretmenleri sahadan çıkarmaya çalıştı.
Savcıya olumsuz yanıt veren öğretmenler daha sonra maça başladı.
Öğretmenlerin maça başlamasından kısa bir süre sonra savcı, emniyet yetkililerini çağırarak kimlik tespiti yapılacağını söyledi.
O sırada kimlikleri yanında olmayan öğretmenler polis araçlarına bindirilerek İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Bir saate yakın emniyette bekletilen öğretmenler daha sonra serbest bırakıldı.
Milli Eğitim Bakanlığından tepki
Yaşanan olay üzerine Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran ve Personel Genel Müdürü Hamza Aydoğdu sosyal medyada açıklama yaparak, öğretmenlerin sahipsiz olmadığını belirtti.
Mustafa Safran, "Öğretmenler bu ülkenin üvey evladı değildir, sahipsiz hiç değildir." derken, Hamza Aydoğdu da, "Diyarbakır'da 14 öğretmenimiz halı sahada maç yaparken gözaltına alınmıştır. Adalet, şahsi ve ihtiraslar için kullanılamaz. Öğretmenlerimize reva görülen bu muameleyi kınıyorum. Öğretmenler, toplumun çimentosudur; itibarlarının zedelenmesi kabul edilemez." dedi.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun olayla ilgili soruşturma başlattığını duyurdu.
Yalçın, "Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül Bey bu konuyu araştırmalı. Şırnak'ta öğretmenlik yaptığım yıllarda benzer bir hadise yaşamıştım. İçimde yaradır hâlâ. Bu konu araştırılmalı. İlgili kişilerin ifadesine başvurulmalı. Hoyratlık kimsenin işi değil. Adaletin mekanizmasının hiç değil." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Kasım ayı, Gazze'de ateşkes anlaşmasına rağmen devam eden siyonist saldırılar ve ihlallerle, Türkiye'nin "terörsüz bölge" hedefini açıkladığı "Terörsüz Türkiye" süreciyle ve ABD'nin yeni uluslararası hamleleriyle şekillendi.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.