Tartıştığı kocasını şikâyet eden "kadının beyanı esas" oldu, eşi sokakta kaldı
Adıyaman'ın Kâhta ilçesinde yaşayan 3 çocuk babası İbrahim Kütük, tartıştığı eşinin şikâyeti üzerine evden uzaklaştırılınca bir müddet parklarda yatmak zorunda kaldı, geçimini sağlamak için şehri terk etti.
Adıyaman'ın Kâhta ilçesinde yaşayan 3 çocuk babası İbrahim Kütük, İstanbul Sözleşmesi kapsamında 2012 yılında çıkarılan 6284 Sayılı Kanun'da yer alan "Kadının beyanı esastır" ifadesinin mağduru olarak günlerce parklarda yatmak zorunda kaldı.
Eşiyle arasında sadece telefondan kaynaklı bir tartışmanın yaşandığını belirten Kütük, İLKHA'ya yaptığı açıklamada tartışma sonrasında eşinin kendisini karakola şikâyet ettiğini, bunun sonucunda da evden uzaklaştırma cezası aldığını söyledi.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun'un mağduru olduğuna işaret eden Kütük, şöyle konuştu:
"Polisler şikâyet üzerine bizi karakola çağırıp ifademizi aldılar. İfademizi aldıktan sonra 'Kadının beyanı esas alınır' gereği bir ay evden uzaklaştırıldım. Evden uzaklaştırma kararı sonrası gidecek yerim olmadığından parklarda yatıp kalktım."
"Evden uzaklaştırma kararı sonrası psikolojim bozuldu"
Evden uzaklaştırıldıktan sonra psikolojisinin bozulduğunu söyleyen Kütük, "Doktora gittim, şikayetlerimi anlattım, 'psikolojin bozulmuş' diyerek bana depresyon hapı verdi. Geçimimi karşılayacak bir işim yok. Daha önce hurda toplayıp ailemin geçimini sağlıyordum. Evden uzaklaştırıldığım için eve gidip de el arabamı dahi alamadım." diyerek yaşadığı mağduriyetin boyutlarını gözler önüne serdi.
Coronavirus vaka sayılarının hızla arttığı, virüsün hayatı tehdit ettiği bir dönemde parklarda yatıp kalkmanın zorluklarına ve tehlikelerine işaret eden sözleşme mağduru Kütük, geceleri üzerine örtecek bir örtü dahi bulamadığını söyledi.
Çocuklarını özlediğini söyleyen Kütük, aileleri dağıtan, yıkan ve çoklu mağduriyetlere sebep olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun'un bir an önce kaldırılmasını istedi.
Mahalle muhtarından edinilen bilgilere göre Kütük'ün şu anda şehri terk ettiği, geçimini sağlamak için Giresun'a fındık toplamaya gittiği öğrenildi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.
HAMAS, işgal rejimi ile Somaliland arasındaki karşılıklı tanıma girişiminin Filistin halkına karşı işlenen suçları örtme amacı taşıdığını belirtti.