Türkiye'den İtalya Başbakanı'na tepki: Hadsiz ifadelerini geri almasını bekliyoruz
Dışişleri Bakanlığı, İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan "hadsiz ve çirkin ifadelerini" derhal geri almasını istedi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İtalya Başbakanı'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında kullandığı "diktatör" ifadesinin kabul edilemez olduğunu, İtalya'nın Ankara Büyükelçisinin Bakanlığa çağrıldığını belirtti.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İtalya Başbakanı'nın Sayın Cumhurbaşkanı'mız hakkında bugün kullandığı kabul edilemez ifadeler üzerine, İtalya’nın Ankara Büyükelçisi bu akşam derhal Bakanlığımıza çağrılmıştır.
Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Sayın Faruk Kaymakcı tarafından İtalyan Büyükelçi’ye, göreve atamayla gelmiş İtalya Başbakanı'nın, Avrupa’da en yüksek halkoyu desteğiyle seçilmiş bir lider olan Sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelik sözlerini kuvvetle kınadığımız, Türkiye-İtalya dostluğu ve müttefikliğiyle bağdaştıramadığımız bu hadsiz ve çirkin ifadelerin derhal geri alınmasını beklediğimiz vurgulanmıştır.
Büyükelçiye, AB Konsey ve Komisyon Başkanlarının ahiren ülkemize gerçekleştirdikleri ziyaretin protokol düzenlemeleri hakkında bilgi sahibi olmadan yapılan açıklamaların kabul edilemez olduğu, Türkiye’nin misafirperverliğini kimsenin sorgulayamayacağı, ülkemizin AB içindeki anlamsız ve kötü niyetli tartışmalara taraf olmayacağı ve Türkiye-AB olumlu gündemini baltalamaya yönelik çabaları nafile bulduğumuz da bildirilmiştir." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Kasım ayı, Gazze'de ateşkes anlaşmasına rağmen devam eden siyonist saldırılar ve ihlallerle, Türkiye'nin "terörsüz bölge" hedefini açıkladığı "Terörsüz Türkiye" süreciyle ve ABD'nin yeni uluslararası hamleleriyle şekillendi.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.