Atık su Batman Çayı'na akıtılmaya devam ediyor
Batman’da Ocak 2016 yılında bir kişinin ölümüyle gündeme gelen kanalda, aradan geçen zamana ve gösterilen tepkilere rağmen kanalizasyon suyu arıtılmadan Batman Çayı’na akmaya devam ediyor.
Batman merkez Hilal Mahallesi'nde 16 yaşındaki Mahsum Yaprak'ın düşerek hayatını kaybetmesi üzerine gündeme gelen kanalın atık suları Batman Çayı'na akmaya devam ediyor.
"İkinci İluh Deresi" olarak da adlandırılan kanalın etrafında bariyerlerin olmaması ve kanaldan akan kanalizasyon suyunun arıtılmadan Batman Çayı'na akması defalarca gündeme gelmesine ve aradan geçen 18 aya rağmen herhangi bir çalışma yapılmadığı görüldü.
Batman Çayı'na kanalizasyon suyunun akıtılması haberlerine yönelik Şubat 2016’da BASKİ tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Belde Mahallesi'ndeki yerleşim alanlarının bir bölümüne ait hattın ana kolektörle bağlantısı kesilmiştir ve mecburi olarak yağmur suyu şebekesi ile bağlantısı yapılmıştır." denilmiş ve en kısa sürede sorunun giderilmesi için ihaleye gidileceği açıklanmıştı.
Konuyla ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri, kanalizasyon sularının Batman Çayı'na dökülmesi sorunuyla ilgili belediyeyle görüşmelerinin devam ettiğini söyleyerek, 2016 Mart ayı içerisinde sorunun giderilmesi için ihale yapılacağını belirtmişti.
Basında yer alan haberler üzerine kanalizasyon suyunun arıtılmadan Batman Çayı'na akıtılmasına STK temsilcileri ve Batman halkı da tepki göstermiş, yerel yönetimi göreve çağırmıştı.
SAĞ-ÇEV: Derenin ıslahı bir an önce yapılmalı
Konuyla ilgili bir kez daha açıklamada bulunan Batman Sağlık ve Çevrecilik Derneği (SAĞ-ÇEV) Yönetim Kurulu Başkanı Sıtkı Güneş, dereden akan kanalizasyon suyunun arıtılmadan yıllardır Batman Çayı'na akıtıldığını hatırlattı.
Yaklaşık 2 yıl önce gündeme getirilen ‘2. İluh Deresi’ olarak adlandırılan derenin ıslahının bir an önce yapılması gerektiğini ifade eden Güneş, "Kanalizasyon suyu Batman Çayı’na arıtılmadan akıtılmasını daha önce gündeme getirmiştik. Bununla ilgili olarak 18 ay geçmesine rağmen yetkililer tarafından herhangi bir çalışma yapılmamış. Şu anda yaz mevsiminin olmasıyla birlikte dere etrafa kötü kokular saçmaktadır. Etrafa adeta mikroplar saçılıyor. Batman büyük bir tehlike altındadır." dedi.
"Lağım suyu arıtılmadan Batman Çayı’na akıtılıyor"
Batman Çayı çevresindeki köylerde ikamet eden vatandaşların, tarlalarını çayın suyuyla suladıklarına işaret eden Güneş, "Tarım ve balık işleriyle uğraşan köylülerin mikrop altında kaldıklarını müşahede ediyoruz. Bunun için yetkililerden özellikle soruna çözüm bekliyoruz. Batman milletvekillerinden, valimizden, belediye başkanımızdan ve İl Özel İdare’den bu konuyla ilgili çalışmalar yapmasını ve bir an evvel ‘İkinci İluh Deresi’ olarak adlandırdığımız bu derenin ıslah edilmesini istiyoruz. Islah edilmezse buralar hepsi mikrop yuvası olacaktır." ifadelerini kullandı.
"Batman sahipsiz bir kent midir?"
Derenin gündeme gelmesine rağmen hiçbir çalışmanın yapılmamasına tepki gösteren Güneş, "Bu çalışma ne için yapılmamış. Batman sahipsiz bir kent midir? Valisi, belediye başkanı, milletvekili ve çevre ile ilgilenen kurum müdürleri bununla ilgili olarak herhangi bir çalışma yapamaz mı? Bununla ilgili olarak bir çalışma yapıldığı zaman burada mikroplar üremez. Batman sağlıklı bir kent olur, sağlıklı bir nesil yetişir. Bu pis suların Batman Çayı’na akıtılmasına müstahak mıyız? Bununla ilgili bir çalışma yapılmıyor. Yetkililerden bir an evvel bununla ilgili çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Bu sorun çözülmeyene kadar biz bunun arkasını bırakmayacağız." açıklamasında bulundu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
ENKS Türkiye Temsilcisi Muslum Muhammed, "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, "Kürtler haklarını elde etmezlerse Orta Doğu'da barış ve istikrar olmaz. Kürtlerin arzusu, kardeşleri gibi kendi topraklarında haklarıyla yaşayabilmektir." dedi.
Halepçe Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ahmed Qadir Ali, "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı"nda, yaptığı konuşmada, Türkiye'deki Terörsüz Türkiye sürecinin Irak Kürdistanı'na da siyasal, toplumsal, güvenlik ve ekonomi alanında birçok faydasının olduğunu anlattı.
Kamuoyu Araştırmacısı Mehmet Ali Kulat, "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, "HÜDA PAR Meclis'te bu sürecin bir yere kadar sigortası durumunda. HÜDA PARlılardan daha fazla HÜDA PAR'ın üstünde bir sorumluluk var. Yani üzerlerinde ciddi bir misyon, bir sorumluluk var." dedi.
Araştırmacı Yazar Altan Tan, "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı"nda, "Eski Meclis zabıtlarında Kürtlerin ana dille eğitiminden, siyasal haklarına kadar talepte bulunan ve bunları zapta geçiren bir evrak yok. Siz siyasal taleplerinizi kayda geçirmemişseniz maalesef iş işten geçiyor." dedi.