Cezaevlerindeki hak ihlallerine bir yenisi daha eklendi
Siverek T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan eşini ziyarete giden kadın, mahremiyeti çiğneyen üst aramasına itiraz etmesi nedeniyle hem görüşe alınmadı hem de 3 ay ziyaretlerden men edildi.
Kurban Bayramı münasebetiyle açık görüşten faydalanmak amacıyla dün sabah diğer mahkûm aileleriyle birlikte 16 yıldır cezaevinde bulunan eşi Celal Işık'ı ziyaret etmek için Batman'dan, Siverek T Tipi Kapalı Cezaevine gelen Edibe Işık, cezaevi idaresi tarafından görüşe alınmadı.
Gayri ahlaki uygulamalara tepki gösterince 3 ay görüşlerden men cezası aldı
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesindeki T Tipi Cezaevinde bulunan eşini ziyarete giden Edibe Işık, ahlaki değerleri hiçe sayan, mahremiyeti inciten aramalara itiraz ettiğinden dolayı, cezaevi idaresi tarafından hem açık görüşe alınmadı hem de 3 ay boyunca ziyaretlerden mahrum edildiğini öğrendi.
"İnsanların mahremiyetini çiğniyorlar"
Cezaevlerine görüşe giden ailelere olmadık zorluklar çıkarıldığını söyleyen Edibe Işık, kadınların üst araması sırasında mahremiyete dokunan muamelelerle karşılaştıklarını belirterek yaşadıklarını şöyle dile getirdi:
"Eşim 2001 yılında cezaevine girdi. Batman'da 3 yıl kaldı. Sonra Diyarbakır'da ve Tokat'ta 4 yıl kaldı. Gerçektende çok eziyet çektik, yollarda kaldık, kaza geçirdik, bir ay yatakta kaldım. Sonradan Siverek T Tipi Cezaevine getirdiler. Bu cezaevinin şartlar çok kötüdür. Cezaevine geldiğimiz zaman bizi ararken taciz ediyorlar. 10 gün önce eşimi ziyarete geldiğim zaman, yine beni çok aradılar. İnsanların mahremiyetini çiğniyorlar. İtiraz ettiğim zaman ise beni tehdit ederek, hakkımda tutanak tutacaklarını söylediler. Ben de onlara size bir şey yapmamışım, sizi dövmemişim, dedim. Şimdi beni cezaevine almadılar. Bana 3 ay ceza vermişler. Ben hem anneyim hem babayım hem eşim ve kadınım. Eşimin benden başka da ziyaretçisi yoktur. 2 bayramdır eşimin anne babası hasta olduğundan ziyarete gelemiyorlar. Şimdi de bana yasak getirmişler." dedi.
Son dönemlerde Türkiye'nin farklı cezaevlerinde hak ihlalleri yaşandığına dair çeşitli haberler basına yansırken, Adalet Bakanlığının yaşananlara dair herhangi bir inceleme veya soruşturma başlatıp başlatmadığı ise bilinmiyor. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.
HAMAS, işgal rejimi ile Somaliland arasındaki karşılıklı tanıma girişiminin Filistin halkına karşı işlenen suçları örtme amacı taşıdığını belirtti.