Darbeye bir tepki de Medya Yazarlar Derneği'nden
TSK içindeki cuntacı askerlerin darbe girişimine tepki gösteren Şanlıurfa Medya Yazarlar Derneği, geçmişte yapılan bütün askeri darbelerin arkasında hep Amerika’nın olduğunu vurguladı.
Darbe girişimine tepki amaçlı basın açıklaması düzenleyen Medya Yazarlar Derneği Başkanı Abdulkadir İkbal, bu günlerde birlik ve beraberliğin sağlanması için seferber olunması gerektiğini ifade etti.
Darbeci askerler tarafından açılan ateş sonucu resmi rakamlara göre 208 kişinin hayatını kaybettiğini bin 400 kadar yaralının olduğunu belirten İkbal, darbeye karşı durduğu için hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
İkbal, "Elinde silah bulunmayan halkımız, darbecilere geçit vermemek için ve hatta bazıları tankların altına yatarak ölümü hiçe saymıştır. Onların bu kahramanca hareketinin öncülüğünde bazı darbeci askerlerin, elindeki tank ve silahlar alınarak güvenlik güçlerine teslim edilmiş ve bazı darbecilerin geri çekilmesine vesile olunmuştur." dedi.
Darbecileri, halkı derbeder hale getirdiğini söyleyen İkbal, "Başta Sayın Cumhurbaşkanının Marmaris'te kaldığı mekan olmak üzere parlamento binasına, güvenlik güçlerinin ana merkezlerine ve darbe emrine uymayan bazı askerler ile silahsız halka bomba yağdırıp ateş açmaktan çekinmeyen bu gözü dönmüşlerin, bütün bu vahşi hareketine karşı halkımız, kendini siper ederek darbecileri etkisiz hale getirmiştir." ifadelerine yer verdi.
Geçmişte yapılan bütün askeri darbelerin arkasında hep Amerika'nın olduğunu söyleyen İkbal, Türkiye'nin bir NATO ülkesi olduğundan dolayı, darbe yapmayı planlayan askerlerin kendi başlarına bağımsız hareket etmelerinin asla düşünülemez olduğunu dile getirdi.
İkbal, açıklamasına şöyle devam etti:
"Apoyu Kenya'da yakalayıp Türkiye'ye teslim eden Amerika, Persilvanya'da ikamet eden ve Türkiye'nin bütün ısrar ve taleplerine rağmen şimdiye kadar Fethullah Gülen'i Türkiye'ye iade etmemesi, bu darbenin bir gereği olsa gerek. Eğer bu vahşi anlayışla darbeciler başarılı olsalardı. Ülkemizde çıkması kaçınılmaz olan bir iç savaş, Türkiye'yi Irak'tan beter hale getirecekti. Ancak halkımız darbecilerin yanında değil, siyasi otoritenin yanında yer alıp, büyük bir vakarla hareket ederek yapılması planlanan oyunların bozulmasına vesile olmuştur." sözlerini kullandı.
İkbal, son olarak şöyle konuştu:
"Siyasi partilerimizin bir araya gelerek dünyaya birlik ve beraberlik mesajı vermeleri ve en çetin zamanlarda kendi aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakıp, muhteşem ve asil bir hareketi başarmaları her türlü takdirin üzerindedir. Darbecileri derbeder eden başta halkımıza, basınımıza ve STK'lara candan teşekkür ediyoruz." (Ramazan Casuk-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.
HAMAS, işgal rejimi ile Somaliland arasındaki karşılıklı tanıma girişiminin Filistin halkına karşı işlenen suçları örtme amacı taşıdığını belirtti.