“Diyarbakır’ın fethi Mekke’nin fethi gibidir”
Siyer Araştırmaları Vakfı tarafından Dicle Üniversitesinde 'Vahyin Yetiştirdiği Gençler' adıyla konferans düzenlendi.
Bilgi Erdem Topluluğu ve Bilge Gençlik Kulübü organizesiyle Dicle Üniversitesinde Siyer Araştırmaları Vakfı tarafından 'Vahyin Yetiştirdiği Gençler' adıyla bir konferans düzenlendi. Konferansa partililer, sivil toplum kuruluşları üye ve temsilcileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Mehmet Emin Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, toplumu ahlaki, ruhi ve bedeni yönden yozlaştıran konular hakkında slaytlara yer verildi.
İslami şuurun geliştirilmesine dikkat çekilen slâyt gösteriminde Kur'an-ı Kerim'in toplumları yücelttiğine, insanlığı kölelikten kurtardığına, karanlıklardan aydınlık bir geleceğe taşıdığına vurgu yapıldı.
Programın açılış konuşmasını, Bilge Gençlik Platformu adına yapan Yasin Duran, "İslam dünyasında yaşanan zulümler sıradanlaşmış, İslam düşmanları Müslümanlara karşı yaşam hakkı vermemektir. Bu sisteme ve düzene karşı Nebevi hareket metodunu takip etmeliyiz. İslam davasında gençlerin önemi büyüktür. Beldeleri, sokakları, caddeleri ve şehirleri ancak vahyin yetiştirdiği gençler düzene sokabilir." dedi.
"Kur'an'ı Kerim'in mücahidi olmak için Kur'an'ı Kerim'in muhafızı olmak gerekir"
Konferansta konuşan Mehmet Emin Yıldırım, "Diyarbakır'da konuşmak zor bana, çünkü erkekleri mücahit, bayanları mücahide. Size Halid Bin Velid'i anlatacağım. Kur'an'ı Kerim'in mücahidi olabilmek için Kur'an-ı Kerimin istediği gibi yaşamamız gerekiyor. Uluhiyette de, Rububiyette de gerçek manada iman eden, ancak Kur'an'ı Kerim'in mücahidi olmak zorundadır. Kur'an'ı Kerim'in mücahidi olmak için Kur'an'ı Kerim'in muhaciri olmak gerekiyor. Muhacirlik olduğu için mücahidi olmak gerekir. Bir de Kur'an'ı Kerim'in müstakimi olmak lazım. İstikameti vahyin doğrultusunda olması lazım. Müstakim olmak Fatiha'da her gün istediğimiz dua. Kur'an'ı Kerim'in mücahidi olmak için Kur'an'ı Kerim'in muhafızı olmak gerekir." diye konuştu.
"Uyumayan ve uyutmayan kumandan!"
Dar-ül İslam'ı evlerde hâkim kılmak gerektiğini belirten Yıldırım, "İslam'ı evden camilere, okullara, iş yerlerine ve her yere yaymak gerekiyor. Halid bin Velid için dostları, 'Uyumayan ve uyutmayan kumandan!' diye konuşuyor. 14 yıllık ömre 35 savaşa imza atmış, hepsinin de galibi. Eğer bu günün Halid'leri İslam'la arasında mesafe koyuyorsa, bizim İslam'ı teslimiyet noktasında çektiğimiz sıkıntılar nedeniyledir. Heraklius da Halid Bin Velid'in de aralarında bulunduğu Müslümanların yaşantısını öğrenince, ‘Yerin altı yerin üstünden daha hayırlıdır.' dedi." ifadelerini kullandı.
"Diyarbakır'ın fethi Mekke'nin fethi gibidir"
Yıldırım son olarak, "Bu topraklar kılıç zoruyla değil gönül hoşnutluğuyla girmiştir. Bir kaç istisna dışında, Diyarbakır'ın fethi Mekke'nin fethi gibidir. Dört koldan Diyarbakır'a giriyorlar. 1419 yıldır bu şehirde ezan susmadı. Evliya Çelebi, ‘Diyarbakır abdestsiz girilmeyen şehirdir.' diyor." şeklinde konuştu.
Program yapılan dua ile son bulurken Mehmet Emin Yıldırım, okurları için kitaplarını imzaladı. (M. Sıddık Bilge, Yunus Sırat- İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.
HAMAS, işgal rejimi ile Somaliland arasındaki karşılıklı tanıma girişiminin Filistin halkına karşı işlenen suçları örtme amacı taşıdığını belirtti.