​28 Şubat darbesi yıl dönümü nedeniyle açıklama yapan Saadet Partisi Adıyaman İl Başkanı Haşim Asnuk, “Erbakan sağ olsaydı, Mavi Marmara davasını 20 milyon dolara satılmasına izin vermezdi.” dedi.

28 Şubat’ın yıl dönümü nedeniyle Saadet Partisi Adıyaman İl Başkanı Haşim Asnuk parti binasında bir açıklama yaptı. Asnuk, eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın hayatta olsaydı Mavi Marmara davasının 20 milyon dolara satılmasına izin vermeyeceğini söyledi.

Asnuk, “Erbakan’ı anarken Erbakan’ın hayata geçirmiş olduğu projeleri anmadan sadece Erbakan’ın FETÖ ile ilgili söylediklerini işlerine geldikleri kullanmak bize göre Erbakan’ı anlamak değildir. Erbakan’ı anlamak Erbakan’ın yolundan gitmektir. Eğer bugün Erbakan hayatta olsaydı kendi yolunda gidenlere Mavi Marmara’nın 20 Milyon dolara satılmayacağını gösterir ve asla buna izin vermezdi.”  ifadelerini kullandı.

28 Şubat’ın aslında göründüğü gibi sadece örtü düşmanları veya birkaç askerin darbe girişimi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini dile getiren Asnuk, “28 Şubat sürecini sadece başörtü eylemeleri üzerine değerlendirmek, irtica hortladı diye askerin yapmış olduğu bir darbe olarak değerlendirmek kesinlikle yanlıştır. 28 Şubat’ın arka planındaki emelleri gerçekleştiren insanlar küresel emperyalizm ve Siyonizm’dir. 28 Şubat’ın asıl amacı Erbakan Hocanın kurmuş olduğu adil düzendir. Erbakan Hocanın kurmuş olduğu havuz sistemidir, faizsiz ekonomidir, D-8 dir, D-160’lardır. Bunları bilmeden Erbakan’ı anlamak bize göre yanlış ve eksiktir.” dedi.

“Bizim bildiğimiz Erbakan bugün FETÖ mağduru olan 28 Şubat sürecinde hiçbir suç isnat edilmediği halde 20 senedir içeride olan Yusufilerin içeride kalmasına müsaade etmezdi.” diyen Asnuk, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Erbakan’ı bugün anlayanlar Erbakan’ı gerçek manada anlamış olsalardı, bu ülkede yaşanmış olan 28 Şubat zulmünün oyuncularını yargılayamadılar. Maalesef suçu olmayan birçok Müslüman hâlâ içerdeyken 28 Şubat’ın oyuncularının hiçbiri içerde değil. Hem askeri kanatta hem basında hem de TSK’da Erbakan’ı ciddi manada anlamak aslında buradan geçiyor.” (Cemil Özdaş - İLKHA)