İstanbul Büyükşehir Belediyesi Medya A.Ş bünyesinde çalışan ve dün itibarıyla işlerine son verilen 50 kişi, Saraçhanede bulunan İBB binasının önünde basın açıklaması düzenledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve geldikten sonra hiç kimsenin işten çıkarılmayacağını ifade etmesine rağmen göreve geldiği günden bu yana işten çıkarılmalar devam ediyor. Son olarak 20 Ağustos’ta Medya A.Ş bünyesinde çalışan 50 kişinin işine son verilmesi büyük tepkiyle karşılandı.

İBB binası önüne toplanarak basın açıklaması düzenleyen işçiler, Ekrem İmamoğlu'nun seçim sürecinde miting meydanlarında kimseye haksızlık yapılmayacağını ve kimsenin işine son verilemeyeceğine dair sözlerin hatırlatarak, verilen sözlerin tutulmadığını ve hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldıklarını dile getirdiler.

Toplana grup adına basın açıklamasını okuyan Mihriban Çetiner, bir iş yerinde toplam çalışanların yüzde 10’unun işten çıkarılmasının toplu işçi çıkarma sayıldığını, 184 kişinin çalıştığı Medya A.Ş’de 50 kişinin çıkarılmasının yüzde 25’e denk geldiğini ve bunun bir işçi kıyımı olduğunu söyledi.

Çetiner, "İBB Meyda A.Ş çalışanları olarak çalıştığımız süre boyunca verilen işleri hakkıyla yaptık, Modyo TV, İBB TV ve diğer yayın mecralarında İstanbullulara haber, kültür sanat çalışmaları olmak üzere birçok alanda bilgilendirmelerde bulunduk. Biz her zaman emekten, çalışıp üretmekten yana olduk. Haksız ve sebepsiz bir şekilde işten çıkarılmamızı şiddetle kınıyoruz." diye konuştu.

"Karalama kampanyalarına karşı hukuki olarak gerekeni yapacağız"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim döneminde gittikleri tüm programlarda meydanlarda her zaman kimseyi işten çıkarmayacaklarını söyledikleri halde hiçbir gerekçe gösterilmeksizin işten çıkarıldıklarını belirten Çetiner, "20 Ağustos 2019 tarihinde aralarında özel kalem, müdür, kameraman, muhabir, teknik ekip ve idari personel olmak üzere 50 çalışanın işine son verildi. İş kanununun 29’uncu kanununa göre 184 kişilik bir şirket için yüzde 10’luk bir işçi çıkarmanın bile toplu işçi çıkarma sayılırken yüzde 25’i aşan bu işçi kıyımının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Usulsüzce işten çıkarılmakla birlikte sosyal medyada hakkımızda oluşturulan karalama kampanyaları, iftira, hakaret ve yalanlarla oluşturulan içi boş algıları iddia sahiplerine iade ediyoruz. Gecesini gündüzüne katıp bu şehre hizmet etmek için çalışmış olan bizleri bankamatik memuru ve trol olarak nitelendirenlere de hukuki olarak gereğinin yapılacağını söylemek istiyoruz." şeklinde konuştu.

"Bu kararı halkımızın gördüğünü ve vicdanın sesine kulak vereceğine inanıyorum"

İBB Medya A.Ş’de grafiker olarak çalışan ve dün itibarıyla işine son verilen Üveys Altun, "Daha önce hiçbir siyasi kurum ve kuruluşta çalışmadım. Buna rağmen dün işten çıkarıldığımızı öğrendim. 50’den fazla arkadaşımız işten çıkarıldı. Daha önce Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu işten çıkarılmayacağımıza dair sözler verdiler. Ben bu kararı halkımızın gördüğünü ve vicdanın sesine kulak vereceğine inanıyorum. Listeyi hazırlayan Ekrem Bey’in danışmanı Murat Ongun. Kendisinden bir açıklama bekliyoruz." dedi.

"Herhangi bir dernekte görevli diye insanların işlerinden çıkarılmaları haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliktir"

İşten çıkarılan çalışanlardan İsmail Er ise, şu ifadeleri kullandı: "Biz seçim sonrasında işimize gelip mesaimize devam ediyorduk. Hiçbir problemin olmadığını düşünüyorduk. Çünkü miting meydanlarında söylenen sözler belliydi. ‘Hiç kimse işinden atılmayacak ama kendimizce bir kadro oluşturacağız’ denilmişti. Bizde gelen yönetimin belli yöneticileri değiştireceğini düşünüyorduk. Fakat yasal olan doğum iznini kullanan arkadaşımızın işten çıkarılacağını düşünmemiştik. 56 günde nasıl bir performans değerlendirmesi yapıldı da şef, müdür, şoför, muhabir, kameraman, muhabir, grafiker, editör, idari personel işten çıkarıldı. Herhangi bir resmi kayıt yok ama atılan twit, gidilen mitingler sebebiyle siyasi bir trol olduğumuz iftirasıyla işten çıkarıldık. Bize trol diyenler dün geceden beri sahte hesaplardan itibar suikastı yapıyorlar. Bunu asla başaramayacaklar. Bu anlamda da gerekli hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Farklı düşünceden insanlar bu kurumda çalışıyor. Herhangi bir dernekte görevli diye insanların işlerinden çıkarılmaları haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliktir.” (Nizamettin Aşkın- İLKHA)