"Kudüs ve Mesuliyetimiz" paneli sona erdi
Diyarbakır'da İttihadul Ulema tarafından düzenlen "Kudüs ve Mesuliyetimiz" temalı panel sona erdi.
Alimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) tarafından düzenlen "Kudüs ve Mesuliyetimiz" konulu panelinin 2'nci oturumu sona erdi.
"Kudüs ve Mesuliyetimiz" panelinin 2'nci oturumu Molla Molla Beşir Şimşek'in moderatörlüğünde yapıldı.
Panelin 2'nci oturumu; İslami Cihad Yetkilisi, Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Abdülkadir Turan ve Müderris Şeyh Hatip Yüksel'in konuşmasıyla sona erdi.
Panelin 2'nci oturumunun birinci konuşmacısı İslami Cihad Yetkilisi, Kudüs'ü kurtarmanın fikri boyutu hakkında sunum yaptı.
Kudüs'ü özgürleştirmek için toplandıklarını söyleyen yetkili, tüm tahlillerin aynı sonucu gösterdiğini belirterek, âlimlerin daha fazla çalışması gerektiğini ifade etti.
İslami Cihad Yetkilisi şöyle konuştu: "İzzet ancak İslam’ladır. Tarikat ve cemaat fark etmez. Herkesin bunun üzerinde çalışması, dertlenmesi lazımdır. Peygamber Efendimiz zamanında Müslümanlar küfrün gücünden bahsetmezlerdi. Sadece kendilerinin ne yapacaklarını düşünürlerdi. Kudüs’ün bugünkü halinden gençlerin katledilmesi, insanların cezaevine alınması ve hallerinden hiç kimsenin haberdar olmaması işte Kudüs bunlardan kurtulması için sizleri beklemektedir. Bunun halledilmesi için bir araya gelmemiz, toplanmamız ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılmamız lazım. Allah’u Teâlâ’nın buyurduğu gibi ‘bir kavim kendini değiştirmeyene kadar Allah’u Teâlâ onu değiştirmez.’ Bu şiara göre hareket etmemiz lazımdır. Eğer bizim kalplerimizi Allah ile birlikteyse Allah bize yardım edecektir."
"Küfür; Irak, Lübnan, Suriye’yi yıktığı gibi Kudüs’ü de işgal altına almak istiyor"
Müslümanlara karşı daima tuzak kurulduğuna dikkat çeken İslami Cihad Yetkilisi, "İmamların ve insanların minberler üzerinde Kudüs’ü zikretmeleri, unutmamaları lazım. Şeytanlar durmamıştır, daima Müslümanlara karşı tuzaklar kurmuşlardır. Allah’u Teâlâ’nın buyurduğu gibi 'tuzak kuranların en hayırlısı Allah’u Teala'dır.' Küfür; Irak, Lübnan, Suriye’yi yıktığı gibi Kudüs’ü de işgal altına almak istiyor. Filistin’in geleceği karanlık değildir. Filistin şu anda işgal altındadır. Filistinlileri içeri almıyorlar. Suudi devletleri gibi kimi idareciler Filistin halkının zıddına çalışıyor." şeklinde konuştu.
İslami Cihad Yetkilisi'nin konuşmasının ardından söz alan SDAM Başkanı Abdülkadir Turan da Selahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün kurtuluşu ile ilgili sunum yaptı.
"Ümmet bugün Kudüs’e sahip çıkıyor"
Turan şöyle konuştu: "Trump’ın Kudüs’ü israilin başkenti gösteresinden sonra İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı, peşinden BM toplantısı oldu. Kararlar alındı. Bir âlimler toplantısı oldu. Şimdi Diyarbakır’da İttihadul Ulema toplantısında bulunuyoruz. Görülüyor ki ümmet Gazze’deki, Filistin’deki kardeşlerinin yardımına koşuyor. Mescid-i Aksa’nın yapısı Eyyubilerden kalmadır. Ama herkesin katkısı vardır. Hazreti Ömer zamanında fethedilmiş, Emeviler zamanında Kubbet-üs Sahra inşa edilmiş, Abbasîler zamanında da onarılmıştır. Yeşil çiniler Kanuni Sultan Süleyman’a aittir. Kudüs ümmete aittir. Ümmet bugün Kudüs’e sahip çıkıyor."
Selahattin Eyyubi’nin tarih sahnesine çıkışı hakkında da bilgi veren Turan, konuşmasına şöyle devam etti: "Selahaddin tek bir Müslümanın kanının dökülmesini istemiyor. İlk defa onun döneminde haşhaşiler kısmen haçlılarla savaşmıştır. Hıttin savaşında haçlı ordusunu esir almıştır. Sadece Kudüs değil, Medine de tehlikeye düşmüştür. Haçlı komutanı Hernad, ‘ben Mekke’ye gidip Muhammed’in kemiklerini zaferimin nişanı olarak Avrupa’ya götüreceğim.’ demiştir. Hıttin savaşında Hernatı kendi elleriyle infaz etmiştir."
"Kudüs’ün Yahudilerin elinden kurtarılmasını istiyorsak çocuklarımızı dindar yetiştirmeliyiz"
Panelin son konuşmacısı Müderris Şeyh Hatip Yüksel de İslam toplumunun Kudüs’e karşı sorumluluğuna değindi.
Yüksel, "Kudüs’ün Yahudilerin elinden alınıp özgürleşmesi için inşallah güneş yakında doğacaktır. Kader değişmez. Allah’u Teâlâ’nın yazdığı, zamanı gelince tecelli edecektir. İnşallah gün gelecek Müslümanlar Yahudilerle savaşacak ve onları yok edecektir. Müslümanlara yapılan zulümler ortadan kalkacak ve Kudüs fethedilecektir. Bulutlar oluşması yağmurun alametidir. Kudüs’ün özgürlüğü için toplanmamız da güzel bir alamettir, müjdedir. Kudüs’ün özgürlüğü imanladır. Hazreti Muhammed bütün savaşları imanla kazandı. Çoğunluk ve silah üstünlüğüyle kazanmadı. Kudüs’ün Yahudilerin elinden kurtarılmasını istiyorsak çocuklarımızı dindar yetiştirmeliyiz." dedi.
Çocukların güzel yetiştirilmesiyle Kudüs'ün özgür olacağını söyleyen Yüksel, "Savaş zamanı Peygamberimiz, Hazreti Ömer’den çocukları ordudan çıkarmasını istedi. Çocuklar ordudan atılmamak için boylarını uzun göstermeye çalışıyorlardı. Kudüs’ü fethetmek için bize böyle evlatlar lazımdır. Bugün çocuklarımızı bu şekilde yetiştirirsek Kudüs’ün fethi yakındır. Bu sadece Filistin’in, Arapların, Hintlilerin sorunu değildir. Tüm Müslümanların sorunudur, hepimizin yüküdür." şeklinde konuştu.
Panel ittihadul Ulema üyelerinden Molla Kerbela Şanlı'nın yaptığı dua ile sona erdi. (Emrah Deniz, Mehmet Çelik- İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.
HAMAS, işgal rejimi ile Somaliland arasındaki karşılıklı tanıma girişiminin Filistin halkına karşı işlenen suçları örtme amacı taşıdığını belirtti.