Kur’an Nesli Platformu, "Kirlenen ruhlarımızı, sönen ümitlerimizi Miraç olayıyla tekrar canlandıralım. Gazze için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için mücadele edelim." çağrısında bulundu.
Kur’an Nesli Platformu, Miraç Gecesi dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Açıklamanın başında, "Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir." ayetine atıfta bulunuldu.
Miraç hadisesinin, Recep ayının 27. gecesinde vuku bulduğu hatırlatılan açıklamada, "Peygamber Efendimiz bu gecede, Mescid-i Harâm’dan, Kur’an’ın tabiriyle 'etrafı mübarek kılınmış belde' olan Mescid-i Aksâ’ya, oradan da Sidret’ül Münteha’ya bir yolculuk yapmıştır. Burada Rabbiyle konuşmuş ve kendisine beş vakit namaz, Bakara Suresi’nin son iki ayeti ve ümmetinden Allah’a şirk koşanların dışında herkesin affedileceği müjdeleri verilmiştir." denildi.
"Ümmet suskun, küfür ise tüm zalimliğiyle Gazze’ye saldırmakta"
Bugün etrafı mübarek kılınmış olan o mübarek beldenin, siyonist işgal rejiminin zulmü altında inlemekte olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Bugün o mübarek topraklardan göğe yükselen Gazzeli çocukların, kadınların, yaşlıların ve şehadet şerbeti içmiş tüm Gazze halkının pak ve temiz ruhlarıdır. Allah’a arz olunan o adaklar mazlumların cansız bedenleridir. 7 Ekim'den bu yana ümmet suskun, küfür ise tüm zalimliğiyle Gazze’ye saldırmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Mescid-i Aksa'nın, salt Filistin’in, Gazze’nin, ya da HAMAS’ın meselesi olmadığına işaret edilen açıklamada, "Mescid-i Aksa sadece Arapların da meselesi değildir. Bilakis Mescid-i Aksa, Ben Müslümanım, Hazreti Muhammed’in ümmetiyim diyen herkesin ortak davasıdır. Ama maalesef görüyoruz ki bugün, bu davayı sahiplenen ve bunun için bedel ödeyenler sadece bir avuç Filistinli, Gazzeli Müslümanlardır. Ve tüm dünya onları sahipsiz ve yalnız bırakmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
"Kur’an Nesli Platformu olarak çağrıda bulunuyoruz: Ey Rabbani sefinenin ortak yolcuları! Ey Şahs-ı manevi bir bedenin ortak azaları!
Gelin, bu mübarek geceyi ittihadımıza bir vesile, kurtuluşumuza bir meşale, dirilişimize bir yol kılalım.
Kirlenen ruhlarımızı, sönen ümitlerimizi Miraç olayıyla tekrar canlandıralım. Gazze için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için mücadele edelim.
Bugün bizim için bir yıldönümü olsun. Bugünden itibaren en büyük hedefimiz; Aksa’nın necis ellerden kurtulması, Gazze’nin özgürlüğe kavuşması olsun. Ve bunun için ne gerekiyorsa onu yapalım.
Rabbim bu mübarek geceyi, tüm İslam âleminin birleşmesine ve yeniden asrısaadette olduğu gibi Kur’an’ın surları etrafında toplanılmasına vesile kılsın.
Rabbim yapamadıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutmasın, İslâm ümmetinin idarecilerine görevlerini yerine getirme iradesini ve cesaretini versin."
Gazze’deki tüm şehitlerin şehadetlerininin tebrik edildiği açıklamada, direnişçilere zafer temennisinde bulunuldu.
Açıklamanın sonunda 6 Şubat depreminin yıldönümünde, bir daha böyle afetlerin yaşanmaması ve depremde ölenlere Allah'tan rahmet dilendi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Bakan Tekin, "2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiştir." dedi.
Sosyal Güvelik Kurumu (SGK), Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin prim borçları hakkında açıklama yaptı. Açıklamada "Kurum olarak amacımız; birikmiş ve sürdürülemez bir seviyeye ulaşan prim borçlarının tahsil edilmesidir." ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanlığı, Almanya'nın Duisburg şehrindeki bir ilkokulda saldırıya uğrayan çocuğun durumuyla ilgili açıklama yaptı.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Türkiye'nin doğurganlık oranı 1970'lerde 5,1 iken bugün 1,5'e kadar düşmüş durumdadır. Bu hem toplumun geleceğini hem de aile yapısını tehdit etmektedir." dedi