Mustazaflar Cemiyeti Şanlıurfa Şubesi tarafından şubat ayında şehit olanları anmak amacıyla bir program düzenlendi.
Şubat ayında şehid olan Müslümanları anmak amacıyla Mustazaflar Cemiyeti Şanlıurfa Şubesi tarafından düzenlenen programda, şehitlik ve şehadet konulu konuşmalar yapıldı.
Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda düzenlenen program, yoğun bir katılımla gerçekleşti. Konferans salonunun girişinde bu ayda şehit olanların fotoğrafları sergilendi. Araştırmacı-Yazar Nezir Tunç'un konuşmacı olarak katıldığı program, Remzi Kaya Hoca'nın okuduğu Kur'an tilavetiyle başladı. Şehidler için bestelenen ezgilerin seslendirildiği program, Ruveyda Kılıç isimli minik bir kızın, şehadet ile ilgili okuduğu şiirle devam etti.
Mustazaflar Cemiyeti Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Halil Göven, yaptığı konuşmada şehadet gibi kutlu bir mertebeye ulaşmak için çok büyük fedakârlıklar yapılması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
"İnsanın en değerli hazinesi canıdır. Maldan da öte olan bedeni Allah yolunda feda etmek aynı değerde bir iş olsa gerek. Bu dava çok yüce bir davadır. En değerlilerimizi bu dava uğruna feda etmek gerek düsturuyla hareket eden bizler, Allah yolunda kurbanların verildiği bir aya girmiş bulunuyoruz. İslami Hareketin liderleri ve tarihe iz bırakmış yiğitlerin birçoğu bu ayda ruhlarını Rablerine teslim ettiler. Hasan El Bennalar, İskilipli Atıflar, Selim Yanderbiyevler, Abbas Museviler, Malcom X'ler, Metin Yükseller, Şeyh Zekiler, adını sayamadığımız nice şehitler ve şubat ayının son şehidi Amerika zindanlarında şehadet şerbetini içen Şeyh ömer Abdurrahman bunlardan sadece bazılarıdır."
Ardından Araştırmacı-Yazar Nezir Tunç, günün anlam ve önemiyle ilgili konuştu. Müslümanların ellerinden alınan zaman dilimlerinin, geri alınmaya başlandığını belirten Tunç, Şubat ayı geldiğinde birçok yerde İslam adına canını feda etmiş insanların anılmasının bunun bir göstergesi olduğunu söyledi.
ölüm denilen hakikatin ahirete giden bir köprü mesabesinde olduğunun altını çizen Tunç, kaçınılmaz ölümün, en hayırlısının Allah yolunda olması gerektiğini söyledi. Şehitlik kavramının İslam'a ve Müslümanlara ait bir kavram olduğunu ifade eden Tunç, bu kavramın gerçek anlamından uzaklaştırıldığına değindi.
Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Peki, şehid nedir? Hani dünyada birilerinin dağıttığı bir unvan olarak görülüyor ya. Alnı secdeye değmeyenlere şehid deniliyor; Allah'ı, peygamberi, İslam'ı bilmeyenlere şehid deniliyor. Ne yaptığı belli olmayanlara şehid deniliyor. Oysa şehit kavramı, inancımıza, İslam'a, Müslümanlara ait bir kavramdır. Allah'ın Resulü şehitliği şöyle izah ediyor: 'Kim Allah'ın kelimesi yücelsin diye cehd eder, çalışır, çabalar ve o yolda vurulursa şehid odur.' Bunun dışında kim falan kişi şehittir derse düşünmemiz lazım. Allah'ın Resulü onun için şehid dememişse biz ona şehit diyemeyiz."
Şehitlerin kanlarının bereketi, toplumda bilinmeyen birçok kapalı meseleyi ortaya çıkardığını belirten Tunç, "6-8 Ekim saldırılarında şehid edilen Yasin Börü ve arkadaşlarından bahsedeyim. 40 yıldır bu coğrafyada Allah'ın dini yücelsin, dindar bir toplum yetişsin, kullar kullara kulluk etmesin diye mücadele eden Müslümanların durumu büyük bir örnektir. Başta Türkiye'deki Müslümanlar olmak üzere farklı yerlerdeki Müslümanlar bu camiayı anlamıyorlardı. Şehit Yasin ve arkadaşlarının kanı bütün Türkiye'deki Müslümanlara, bu coğrafyadaki Müslümanların mazlum ve mustazaf olduğunu gösterdi. Birilerinin iftiraları olsa dahi, bundan yıllarca önce bu bölgede şehid olanların hepsi Yasin gibiydiler. İşte bu şehitlerin kanının bereketi bize birçok gerçeği gösterdi." şeklinde konuştu.
Araştırmacı-Yazar Emin özaslan'ın, dünyanın değişik bölgelerinde şehit olan dava adamlarının hayatlarını sinevizyon eşliğinde anlatmasının ardından Filistin direnişinin simgesi olan Şeyh Ahmet Yasin'in hayatını anlatan bir tiyatro gösterimi yapıldı.
Program, Molla Mehmet Emin Baytar'ın yaptığı dua ile sona erdi. (Osman Gülebak- İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İstanbul Küçükçekmece’de İBB'nin kazdığı su dolu çukura düşüp hayatını kaybeden Edanur Gezer olayına ilişkin hakkında gözaltı kararı verilen 3 kişi yakalandı.
Sudan Geçici Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah El-Burhan, oğlunun cenazesi için Ankara'ya geldi.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla TBMM'de bulunan basın mensuplarını ziyaret eden HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, gazetecilerin "3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü"nü kutladı.
HÜDA PAR Milletvekili Serkan Ramanlı, siyonist işgal rejimi tarafından Kudüs'te şehid edilen Türkiye vatandaşı Hasan Saklanan'ın taziyesine katıldı.