Sur halkı: İkinci kez mağdur edilmek istemiyoruz
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşanan çatışmalardan dolayı evlerini terk edip kirada kalanlar, İŞKUR tarafından istihdam edilmelerinin ardından kendilerine yapılan kira yardımının kesilmesinden dolayı ikinci bir mağduriyet yaşıyor.
Sur'da yaşanan çatışmalardan ve sokağa çıkma yasağı nedeniyle evlerini terk ederek kirada kalan vatandaşlar, İŞKUR tarafından istihdam edilmelerinin ardından kendilerine yapılan kira yardımının kesildiğini ve bundan dolayı ikinci bir mağduriyet yaşadıklarını söylediler. Zor durumda olduklarını belirten halk, "Devlet ya evimizi geri versin ya da yardım etsin" diyerek taleplerini dile getiriyor.
"Yapılan kira yardımları kesildi"
İLKHA'ya konuşan İsmail Bayoba, çatışmalardan dolayı evlerinin yıkıldığını belirterek, "Yıkılan evler için heyetler gelip tutanaklar tutuldu. Fakat ileride ne olacak bununla ilgili devlet yetkililerinden bir ses yok. Kendimiz büyük bir mağduriyet yaşadık. İŞKUR tarafından geçici süreliğine iş verildi. Ama bize yapılan kira yardımı kesildi. Biz evimizi istiyoruz ne para ne de iş versinler. Bu olaylar yüzünden büyük mağduriyetler yaşıyoruz." dedi.
"Evimizi eşyalarımız ile beraber yıkarak bizi çok şeyden mahrum ettiler"
PKK'nin çıkardığı olaylardan dolayı mağdur olduklarını belirten Bayoba, "Devlet bize ikinci bir mağduriyeti yaşatmaz inşallah. Sur Kaymakamlığına gittik bizi kapıda durdurdular. Memurlardan ‘içeri giremezsiniz ne konuşacaksanız bizle konuşun' şeklinde cevap aldık. Valilik ve sosyal yardımlaşma da bizle ilgilenmiyor ne yapacağımızı bilemiyoruz. Biz hakkımızı istiyoruz. Evimizi eşyalarımız ile beraber yıkarak bizi çok şeyden mahrum ettiler. Sesimizi etmedik, dedik tamam terörü bitirsinler her şey bitsin. Ama bugün evimizi yıkıyorsunuz daha bize verdiğiniz bir şey yok. Kira yardımı vereceğiz dediniz kesintili vermeye başladınız, şimdi de tamamı bitirdiniz. Bu konuda gereken neyse yapılmasını istiyoruz. Devlet ya evimizi versin ya da gerekli yardımı yapsın." şeklinde konuştu.
"Devlet gelsin halimizi görsün"
Sur'da ikamet eden bir diğer vatandaş Recep Görkan ise "Sur ilçesinde iki dairem var. Birinde memurlar kalıyor diğerini ise yıkmışlar. Şu anda dışarıda kalıyorum, kiramı ödeyemiyorum, bir çocuğumu İŞKUR'a aldılar. Aldıkları içinde kira yardımını kesitiler. Çocuğum aldığı parayı kendisine harcıyor. Perişan haldeyiz ve ne yapacağımızı bilmiyorum. Buna bir çözüm bulunsunlar, bize net bir şey söylesinler. İçtiğimiz, yediğimiz belli değil. Devlet gelsin halimizi görsün. Ne olacak sonumuz bilmiyorum." diyerek mağduriyetini dile getirdi. (Emrah Deniz, M. Hüseyin Temel-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’nin enerji filosuna kattığı ikiz sondaj gemilerinin isimlerini açıkladı.
Kasım ayı, Gazze'de ateşkes anlaşmasına rağmen devam eden siyonist saldırılar ve ihlallerle, Türkiye'nin "terörsüz bölge" hedefini açıkladığı "Terörsüz Türkiye" süreciyle ve ABD'nin yeni uluslararası hamleleriyle şekillendi.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.