Suud rejimine bir destek de Kılıçdaroğlu'ndan
Suud rejimi ve onun vesayeti altındaki Arap ülkelerinin Katar'ı siyasi baskı altına alma çabalarına CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan da destek geldi.
Dün Suud rejimi öncülüğünde Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Bahreyn ve Libya ile Yemen'in meşruiyeti olmayan yönetimlerinin Katar'a karşı başlattıkları siyasi/diplomatik taarruza ilişkin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan da açıklama geldi.
Suud rejimi ve vesayeti altındaki Arap ülkeleri, Katar'ı "Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin), HAMAS, Hizbullah gibi İslami hareketleri terör örgütü olarak nitelememesi ve bunları desteklediği" iddiasıyla her türlü ilişkilerini kestiklerini duyurmuşlardı.
İhvan-ı Müslimin ve HAMAS'ın kimi yetkililerinin ikamet etmek zorunda olduğu Katar'a, arkasında ABD ve İsrail'in olduğu bir kararla taarruz başlatan Suudi öncülüğündeki Arap ülkelerine bir destek de CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan geldi.
Partisinin bugünkü Meclis Grup Toplantısında yaptığı konuşmada "Körfez Krizine" ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, özellikle Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) hareketini tıpkı Suud rejimi gibi "terörist" diye niteleyerek bu harekete olan tüm desteklerin çekilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da isim vermeden eleştiren Kılıçdaroğlu, "Katar, ihvan'a desteğini kesmelidir. Yani Müslüman Kardeşler'e desteğini kesmelidir. Bu konuda ihvan'ı destekleyecek siyasetten Adalet ve Kalkınma Partisi uzak durmalıdır. Müslüman Kardeşler'i destekliyor. Başta Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı. Bu çok tehlikelidir. O desteğini suretle çekmelidir ve aynı şekilde Rabia simgesinden de vazgeçmelidir. Çünkü Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri terör örgütü olarak görüyor. Siz gitmişsiniz, Müslüman dünyanın bir kesiminin terör örgütü gördüğü İhvan'ın simgesini getirip Adalet ve Kalkınma Partisinin simgesinin haline getiriyorsunuz. Hani bunun yerlisi hani bunun millisi. Ne yerli ne milli. Bir terör örgütünün 4 parmağını getirip simgeniz yaptınız." dedi.
Kimi zaman "İslam dünyası" diye nitelediği rejimleri çağdışılıkla eleştiren, başörtülü öğrencilerin bu ülkelere gitmesi gerektiği savını savunan fikir akımlarıyla ideolojik kardeşliği bulunan CHP zihniyetinin, bugün genel başkan düzeyinde söz konusu ülkeleri otorite olarak içselleştirip aldıkları gayri insani ve gayri hukuki kararın arkasında durması dikkat çekti.
Seçilmiş bir hükümeti, Müslüman Kardeşler'i, askeri darbeyle düşüren, binlercesini katleden, on binlercesini zindanlara hapseden cuntacılara ve arkasındaki uluslararası güçlere tek kelime etmeyip, büyük bir mazlumiyet ve mağduriyet yaşayan Müslüman Kardeşler'i "terörist" diye niteleyen CHP ve onun Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, emperyalist güçlerle dün farklı platformlarda olduğu gibi bugün de "Körfez (Katar) Krizi"nde aynı safta yer alması Türkiye kamuoyunu şaşırtmadı.
Kılıçdaroğlu'nun sözleri, 15 Temmuz gibi ABD destekli darbe girişimine karşı duran ve bu girişimi akamete uğratan Müslüman Türkiye toplumu tarafından büyük tepki çekerken, başta Suud Hanedanlığı olmak üzere ABD ve İsrail'in de sempatisini kazanmış gibi…
Kılıçdaroğlu'nun Müslüman Kardeşler'le ilgili yaptığı ani çıkış, Türkiye hükümetini, Suud rejimine ve arkasındaki emperyalist güçlere jurnallemek olarak nitelendirilirken, özellikle sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük tepki aldı.
Suud rejiminin Katar üzerinden Türkiye ve İran'ı hedef aldığı yorumlarının yapıldığı yeni kriz ile İslam coğrafyasındaki kaosun derinleştirileceği öngörülerinin tartışıldığı bir dönemde Kılıçdaroğlu, daha en baştan, safları kontrol eden güçlere nerede, kimin yanında durduğunu açık bir dille ifade ediyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Katar, işgalci rejim ile Somaliland bölgesi arasında karşılıklı tanıma yönünde yapılan açıklamayı kesin bir dille reddetti.
İşgal basınına yansıyan bir rapora göre, Türkiye'nin Suriye'de attığı yeni askeri adımlar, siyonist rejimin hava saldırıları için kullandığı alanı daraltabilir. Radar konuşlandırmalarının bölgesel etkiler doğurabileceği belirtiliyor.
Ağustos ayı, Türkiye'de güvenlik ve sosyal politikaları öne çıkaran iç gelişmeler ile Filistin'de şiddetlenen insani dram ve bölgesel-diplomatik hareketliliğin iç içe geçtiği bir dönem oldu.
Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali el-Haddad'ı taşıyan uçağın kara kutu incelemesini Almanya teknik yetersizlik gerekçesiyle kabul etmedi. Türkiye ve Libya, sürecin tarafsız bir ülkede yürütülmesi konusunda İngiltere üzerinde uzlaştı.