Ebu Zuhri: "Dünyayı şaşırtan bu direniş, Allah'ın yardımıyladır"

Alimler Buluşmasında konuşan HAMAS liderlerinden Sami Ebu Zuhri, Gazze'deki direnişin tamamıyla Allah'ın yardımı ve inayetiyle olduğunu vurguladı.
Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından tertip edilen, dünyanın farklı coğrafyalarından alim ve akademisyenlerin katıldığı 10'uncu Alimler Buluşması Diyarbakır'da gerçekleştiriliyor. Programa HAMAS yetkilileri de katıldı.
Her yıl gerçekleştirilen alimler buluşmasının 10'uncusu "İslami Kimliğimiz Üzerine Kurgulanan İdeolojik Girişimler" temasıyla Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Selahaddin Eyyubi Camii Konferans Salonu’nda yapılıyor.
Programın ikinci gününde konuşan Ebu Zuhri, Gazze’de verilen direnişe ve bu direnişteki mücahitleri yetiştiren şahsiyetlere dikkat çekti.
Kendisi17 yaşlarındayken İslami harekette katıldığını belirten Ebu Zuhri, "Bu hareketi ortaya çıkaran Şeyh Ahmed Yasin gibi şahsiyetlerdir. Bu hareket, bu halkı ortaya çıkaran bir harekettir. Kur'an-ı Kerim ile böyle bir hareket ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu halkın azminin kırılması mümkün değildir. Bu harekete katılmış olduğum zamanları hatırladım. Henüz bu hareketin ismi HAMAS değildi. 1984’te HAMAS’a, İslami harekete katıldım. O zamanlar 17 yaşındaydım. Lise ikinci sınıf öğrencisiydim. 1998'de tutuklandım. Rafat Bölgesi’nin HAMAS sorumlusuydum. Dr. İbrahim ile beraber aynı odada, aynı koğuşta kaldım. Ve ben bugün şunu söylüyorum. 17 yaşındaki bir genç, daha liseyi tamamlamayan bir genç, ceza evine gitmek için dua ediyor. Şayet biz böyle önemli, kıymetli şahsiyetlerle beraber olmamış olsaydım, onları görmemiş olsaydım böyle bir dua etmezdim elbette." dedi.
"Dünyayı şaşırtan bu direniş, Allah'ın yardımı ve inayetiyledir"
"Dolayısıyla bugün ben size şunu söylüyorum. Benim hayatımın en güzel dönemi cezaevinde geçirmiş olduğum o dönemdi." diyen Ebu Zuhri, "İnsan fıtratı, tutsaklığı kabul etmese dahi ben en çok sevdiğim dönem o zamandı. Çünkü HAMAS liderleri cezaevini cennete çevirmişlerdi. Cezaevinin zorluklarına rağmen, çilelerine rağmen, tek başıma hücrelerde kalmama rağmen, yaşım daha küçük olmasına rağmen, bütün çileleri çekmeme rağmen, burada o şahsiyetlerle beraber olmak beni mutlu ediyordu. Başka bir hayatta olduğumu düşünüyordum. Doktor İbrahim el-Makadme. Şehit olmuştu, evet. Şehit Salah Şehade, Şehit Yasin var. Mervan İsa. Onlarla beraberdik. Tüm bunlarla beraber yaşadım. Ve bunların birçoğu şehit oldu. Kimisi ise hala hayatta. Dolayısıyla değerli kardeşlerim, bu şahsiyetler eğer ki benim için bunlar beşer değil demek caiz olmuş olsaydı bunu söylerdim. Dünyayı şaşırtan bu direniş, Allah'ın yardımı ve inayetiyle bu şahsiyetlerin bir ürünüdür. Dolayısıyla insanlar soruyorlar, şaşırıyorlar. Gazze 2 seneden beridir nasıl sabredebiliyor, nasıl direniş gösteriyor? HAMAS’ın liderleri bu halktan Gazze halkından ortaya çıkmıştır." ifadesini kullandı.
"Gazze’de liderler halkla aynı çileleri çekiyor"
Şehitlerin mücadelesine ve halkla iç içe oluşlarına değinen Ebu Zuhri, "Bu çileleri yaşamış, bu eziyetleri görmüşlerdir. Şeyh Ahmet Yasin gün boyunca bu ümmetin çileleriyle meşgul oluyor. Dolayısıyla onun bedenini felç olduğunu biliyordunuz. Bütün hareketi liderlerini toplar, onlara öncülük eder ve Gazze halkını ziyaret edebilirdi, Filistin halkını ziyaret edebilirdi, taziyelerine katılırdı. Dolayısıyla bugün insanlar nasıl bu kadar çile ve azaba rağmen direnişe karşı herhangi bir tepki göstermiyorlar. Çünkü onlar biliyorlar ki direniş onların evlatlarıdır. Direniş onlarla beraber bu azabı ve çileyi çekmektedir. Şehit İsmail Heniyye her gün ikindi vaktinde arabasını alır, Gazze’nin sokaklarına, bütün bölgelerine gider. Orada insanları ziyaret eder. Onlarla beraber olurdu. Abartmıyorum, İsmail Heniyye’nin Gazze'de olan düğünler, taziyeler 2 milyondan fazla insanın düzenlemiş olduğu programların yüzde 20'sine katıldığını söyleyebilirim. İnsanların camilerde nasıl binlerce hafızlar şeklinde çıktığını, mezun olduklarını görüyorsunuz. Bütün yaz aylarında, yaz dönemlerinde insanlar savaşa rağmen, açlığa rağmen, zorluklara rağmen, Allah’ın kitabını ezberliyor. Bugün görmüş olduğunuz sabır ve direniş elbette bir mucizedir. Dolayısıyla biz İsmail Henni'yle beraber bir bacımızı ziyaret ettik. Tek oğlu şehit olmuştu. Ömer adındaki oğlu cephenin en ön saflarında şehit olmuştu. Şehit İsmail Heniyye bu bacımıza şunu sordu; ‘Bu genci en ön cephe götüren şey neydi?’ diye sordu. Çünkü o ailesinin tek erkek çocuğu. Kassam Tugayları’ndaki görevli arkadaş şunu söyledi; dedi ki ‘annesi kendi tek olan erkek çocuğunu bize getirip ısrarla ön cepheye götürmemizi, cihat etmesini istiyordu.’ İşte bizler böyle gençlere sahiptik. Böyle gençlere sahip olan biz zafere ulaşacağımızı biliyorduk. Direniş göstereceğimizi, sabredeceğimizi biliyorduk. Dolayısıyla değerli kardeşlerim bugün israil tarafından ilan edilen savaşın hedeflerinin hepsi başarısız olmuştur. HAMAS zafere ulaşmıştır. Bizim bugün HAMAS'ın zaferini kutluyoruz. HAMAS'a yönelik herhangi bir yıldırıma, onu yok etmek gibi yürüdüğü söz konusu olmadı. Gazze halkını göçer zorlayamadılar. halkın direnişiyle, sabrıyla olmuş oldu. HAMAS zafere ulaşmıştır. Bugün Gazze’nin zaferini kutluyoruz."
Gazze’nin zaferine değinen Ebu Zuhri, şunları kaydetti:
"Gazze şehri, Allah'ın evlerinde ortaya çıkarılmış bir halktır. Dolayısıyla bugün var olan bu anlaşmanın ilk aşaması savaşın durmasıyla alakalıdır. Esirlerin serbest bırakılması ve İsrail'in Gazze'den aşamalı olarak çekilmesi ve insani yardımlarının Gazze'ye girmesidir. Gazze'deki insanlar, bu anlaşma hakkında bazı endişeler taşımaktadır. Acaba israil ihanet edecek mi? Ama bizler şunu söylüyoruz, bizler işlerimizi büyük bir güvenle yerine getiriyoruz. Şunu kesinlikle biliyoruz ki Allah’u Teala bütün kainattaki işleri takdir edenidir. Yüce hikmet sahibidir Allah’u Teala. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, ne hile düzenlerse düzenlesinler. Allah’u Teala hile düzenleyenlerin en hayırlısıdır. Burada verilmiş olan yüce bedeller özgürlüğün müjdesidir. Bizler yolumuza devam ediyoruz. Yaşanan bu büyük yıkım, büyük soykırma yönelik elbette ki bedeller daha ağır olacaktır. Ama bizler, burada bizi ulaştıracak hedefleri düşünüyoruz. Ümmete bir canlılık katacak, hatta bütün dünyanın, bütün alemin Filistin’e yönelik bilinçleneceğine sebep olacaktır ve aynı şekilde bütün dünya, israilin fitne sahibi olduğu ve bir insanlığa düşman olduğunu görecekler. Bugün, Batı ülkelerinde yabancı insanların binlerce, milyonlarca şeklinde sokaklara, meydana aktığını, gemilere bindiğini görüyoruz. Bunu hiç kimse daha önce tahmin edemezdi. Avrupa ülkelerinin, bazılarının israilli yöneticilerinin, sorumluların kendi ülkelerine girmelerini engellemesini daha önce kimse tahmin edemezdi. Dolayısıyla şu an dünya değişiyor ve bu değişikliklerin öncüsü ise Gazze'dir."
"Ödemiş olduğumuz bu bedeller basit bedeller değil"
Gazze’nin değişmediğini ve dünyayı değiştiğinin altını çizen Ebu Zuhri, "Gazze değişmiyor ama dünyayı değiştiriyor. Filistin davası şu an dünyayı değiştiriyor. Filistin davası değişmedi ama dünyayı değiştiriyor şu an. Bizler kesin olarak şunu biliyoruz, ödemiş olduğumuz bu bedeller basit bedeller değil. Ve ileride de bedeller ödeyeceğiz. Ama bu bedel, büyük bedelleri hak eden yüce ve ulu yoldur. Dolayısıyla Allah Teala bunu, bu bedelleri hak ediyor elbette. Dolayısıyla değerli kardeşler, bizler bugün şunu söylüyoruz. Gazze'ye bugün nefes almak için, yaralarını sarmak için, kısa bir süreliğine ateşkese gitmek zorunda. Gazze halkı da bugün güzel bir yemek yemek, temiz elbise giymek onların hakkıdır. Onların da dinlenmek onların hakkıdır. Bu Gazze ehline gerekiyorsa, onlar bunu hafif ediyorlarsa, Gazze halkı açısındaki insanlar bunu hakketmiyor. Öncelikle bize şunu soruyoruz. Savaş başlamıştır ve bitmeyecektir. Bugün Kudüs hala işgal altındadır. Filistin hala işgal altındadır. Gazze ehli bugün bu projenin ilk aşaması yerine getirmiştir. Bugün ümmetten bizim talep etmiş olduğumuz şey bu neticeyi iyice anlamalarıdır. Bugün Gazze'de yapılan anlaşma artık yataklarımıza çekilelim, uyuyalım şeklinde değil. Gazze halkı bugün yataklarına çekilip, dinlemeyi hakkediyor. Şu an insanları nasıl harekete geçirebiliriz? Bu yolculuğu nasıl devam ettirebiliriz? Kudüs'ü, Filistin’i nasıl özgürleştirebiliriz? Şeklinde biz bir çaba içerisinde olmalıyız." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Alimler Buluşmasında konuşan Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman, “Aileyle ilgili sorunların temelinde çelişki yatıyor, tutarsızlık yatıyor. Peki tutarsızlığı olmayan, çelişkisi olmayan tek kaynak, tek düşünce, tek sistem, tutarlı olan tek kaynak Kur'an'ı Kerim.” dedi.
Alimler Buluşmasında konuşan Prof. Dr. Vechi Sönmez, “İnsanlık tarihinin en önemli kurumu olan sosyalleşmenin, ahlaki değerlere bağlılığın ve toplumun düzenini sağlayan en ciddi kurum olan aileyi tahrip etme elbette ki siyonist düşüncelerin, İslam düşmanlarının yegâne prensibi haline gelmiştir.” dedi.
Alimler Buluşmasında konuşan Irak Kürdistan’ından Dr. İmad Guwani, İslam ümmetinin oldukça çetin ve son derece hassas bir dönemde geçtiğine dikkat çekerek, Müslümanlara düşen sorumluluklara vurgu yaptı.