Kerbelada kesilen Hazreti Hüseyin'in değil ümmetin başıdır

İstanbul'da düzenlenen Aşura etkinliğinde konuşan Araştırmacı-Yazar Cemal Çınar, Hazreti Hüseyin, ümmet başsız kalmasın diye canını feda etti. Orada kesilen Hazreti Hüseyin'in değil ümmetin başıdır." dedi.
İstanbul Arnavutköy'de "Hazreti Hüseyin'i Anlamak ve Davasını Kuşanmak" adıyla bir program düzenlendi.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Avlu 34 AVM Kültür Merkezi'nde çok sayıda vatandaşın katılımıyla düzenlenen programda özlem ajans sanatçıları ve Filistinli sanatçı Ebu Ratıb ezgilerini seslendirdi.
Sinevizyon gösteriminin de yapıldığı programda bir konuşma yapan Araştırmacı-Yazar Cemal Çınar, Aşura'nın tarih boyunca birçok peygamberin zorluklardan kurtulduğu zamanlara tanıklık ettiğini ancak Kerbela olayında Hazreti Hüseyin'in şehadetine tanıklık ettiğini, bunun da aslında ümmet için önemli mesajlar barındırdığını söyledi.
"Tarihte zulmedenler pişman oldu ama Yasinleri katledenler pişman olmadı"
6-8 Ekim'de yaşananları hatırlatarak Hazreti Hüseyin'in şehadetiyle benzer yönlerini anlatan Çınar, "Bilmem Aytaç Baran'ı anlatsam anlaşılır mı? 150-200 insan bir insanın üzerine çullanacak ve bunu bir kavmin hakkını elde etmek için Yasin Börü'yü katletmeleri aklen tarifi mümkün değildir. Bunu yapanlarla Hazreti Hüseyin'i katledenler arasında emin olun fazla fark yok. Hatta ötesine geçebilir. Habil'i katleden Kabil pişman olmuş, Hazreti İbrahim'i ataşe atan Nemrut pişman olmuş, Hazreti Musa'yı denizde boğmak isteyen Firavun boğulmak üzereyken iman ettiğini söyleyerek pişman olmuş, Ashab-ı Uhdut Müslümanları ateşe atarken onları seyrettiler. Üzerlerine taş atıp arabalarla üstlerinden geçmediler, üzerlerine zılgıt atmadılar. Acaba Yasinleri şehid eden insanlar bırakın pişman olmayı onun üzerinden nasıl bir felsefe bina ediyorlar iyi düşünmek lazım." diye konuştu.
"Hazreti Hüseyin, ümmetin başsız kalmaması için kendisini feda etti"
Çınar, "Neden tevhide inanan diğer kavimlerin Aşura'sı sürekli zaferle sonuçlandı da ümmeti Muhammedin Aşura'sı hüzünle yaşandı. Bu tesadüf değil iyi bir tevafuktur. Çünkü bu ümmet, dini mübin İslam önünde şehadeti göze almadığı müddetçe en rezil en aciz hale gelir. Ne zaman ki şehadeti göze alırsa orada bir bereket doğar. Türkiye'deki, şehirleri düşünün! Hangi şehirde daha fazla şehid verilmişse oradaki İslam'ın canlılığı ile diğer yerlerdeki İslam'ın canlılığında fark vardır. Hazreti Hüseyin'in başı kesildi. Orada kesilen Hazreti Hüseyin'in başı değil ümmetin başıdır. Ümmet başsız kaldı. Kesik başlı ümmettin ne halde olduğunu görün. Hazreti Hüseyin, Emevi saltanatının zulmüne karşı sessiz kalsaydı ne olurdu? Emin olun eğer Hazreti Hüseyin Yezid gibi bir zalime karşı çıkmamış olsaydı demek ki zalim insanların ümmetin başına geçmesi fıkhen caiz görülecekti. Ancak Hazreti Hüseyin canının verdi ve böyle bir belanın gelmesine mani oldu. Onun için Hazreti Hüseyin, ümmetin başsız kalmaması için kendisini feda etti. Hazreti Hüseyin, Müslümanlar Müslümanlar tarafından, ümmetin evlatları tarafından idare edilmesinin farz olduğunu, bunun başka türlüsünün caiz olmadığını haykırmak istedi. Peki, ümmet olarak bundan ne anladık?" şeklinde konuştu.
"Filistin'de 80 yıldır Kerbela yaşanıyor"
"Eğer ümmet kendi yönetimine sahip çıksaydı bugün bir avuç Yahudi'nin Filistinli Müslümanları katletme cesaret gösteremezdi." diyen Çınar, Ümmetin bu zilleti kabul etmemesi gerekir. Çünkü ümmetin yönetimi İslam'i değil. Yönetimde olanlar da ekseriyet zalimlerin safında yer alan insanlardır. Allah aşkına Abdulfettah Sisi'nin Yezid'ten ne farkı var? Kerbelalarımız tarihi değil günlüktür. Hazreti Hüseyin'in başına getirilenler bir gündü. 80 yıldır her gün Filistinli Müslümanların başına getirilenler Kerbela değil de nedir?" sorularını sorarak konuşmasını tamamladı.
Yoğun katılımla gerçekleşen program, yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde bulunan ve yaklaşık 3,5 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen Ballıca Mağarası, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Binlerce yıllık tarihiyle sadece kültür, sanat ve edebiyatın değil, aynı zamanda yöresel mutfağın da merkezi olmaya devam eden, Hz. Nuh’un şehri Cizre, mutfağın en özel tatlılarından biri olan Cizre Bırınczer ile hem tarihi geçmişi hem de benzersiz lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi durumunda
Kütahya’daki Tavşanlı Höyük kazılarında, 4 bin 500 yıl öncesine ait mermer, kemik ve topraktan yapılmış idoller bulundu. Buluntular Tunç Çağı'na ışık tutuyor.
12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf'teki Şaab Vadisi ve Küçük Saray, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.