Dr. Mehmet Ali Öncer: Ramazan bilincimizi ve şuurumuzu kaybediyoruz

İlahiyatçı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Öncer, Ramazan ayına dair toplumsal bilincin zayıfladığına dikkat çekerek, geleneklerin unutulduğunu ve Müslümanların dini değerlerine sahip çıkması gerektiğini vurguladı.
Ramazan ayının manevi atmosferine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü İslam Tarihi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Öncer, toplumda Ramazan bilincinin zayıfladığını belirterek, geleneklerin korunması ve yeni nesillere aktarılması gerektiğine vurgu yaptı.
Sokakların süslenmemesi, zam furyasının başlaması ve çocukların Ramazan atmosferinden uzak kalmasının toplumun kültürel kaybına yol açtığını belirten Öncer, Ramazan bilincinin yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kültürünü kaybeden bir toplum yok olmaya mahkûmdur.” dedi.
Ramazan bilincinin yeniden canlandırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Öncer, "Bunu çocuklarımızdan başlamalıyız. Onlara Ramazanı güzel yaşatmalı, Ramazan ayının manevi atmosferini hissettirmeliyiz. Ancak bu şekilde geleceğimizi inşa edebiliriz." diye konuştu.
"Ramazan bilincimizi kaybediyoruz. Sokaklar süslenmiyor, fiyatlar artıyor"
Ramazan ayının toplumsal bilincin önemli bir parçası olduğunu ancak bu bilincin kaybolmaya başladığını belirten Öncer, "Ramazan bilincimizi ve şuurumuzu kaybettiğimizden bahsetmemiz gerekiyor. Çünkü Ramazan, çocuklara aşılanması gereken bir kültürdür ve bayrama yaklaştığımızın habercisi olan sosyal yaşamın belirginleşmesi gerekir. Ancak ne yazık ki bu sosyal yaşamı hayatımızda göremiyoruz. Ramazanın geldiğini ne televizyonlarımızdan hissedebiliyoruz ne de günlük yaşantımızdan…" dedi.
"Ramazan ruhu sokaklara yansımıyor"
Öncer, Ramazan ayının toplumda eskisi gibi hissedilmediğine vurgu yaparak, "Sokaklarımız süslenmiyor, Ramazan için yürüyüşler yapabileceğimiz özel caddeler hazırlanmıyor. Oysa aynı şeyi başka din mensuplarının bayramlarında, örneğin yılbaşında, görüyoruz. O dönemde sokaklardan en ücra köşedeki dükkânlara kadar her yer süsleniyor." ifadelerini kullandı.
"Ramazan ayında zamlar, yılbaşında indirimler"
Ramazan ayında ekonomik sıkıntıların arttığını belirten Öncer, "Ramazan ayı geldiğinde zam furyası başlıyor. Oysa sabahtan akşama kadar aç kalan bir Müslümana, iftarını gönlünce, nefislerine hoş gelecek gıdalarla açma fırsatı sunulmalıdır. Ancak Ramazan geldiğinde gıdalara zam yapılırken, yılbaşı zamanında indirim furyası ve alışveriş çılgınlığı başlıyor. Batı ülkelerinde bu durum normal olabilir, ancak biz bir İslam ülkesi isek bunun tam tersinin olması gerekirdi. Ramazan bilincinin artması için Müslümanların gıdaya ulaşımının kolaylaştırılması lazımdı." dedi.
"Ramazan bilinci ve saygı kültürü kayboluyor"
Ramazanda eskiden daha fazla saygı gösterildiğini ifade eden Öncer, "Eskiden Müslümana saygı vardı; gayrimüslimler bile Ramazanda aleni bir şekilde bir şey yiyip içmezdi. Lokantalar açıksa bile üzerleri gazete kâğıtlarıyla kapatılırdı. Şimdi ise insanlar sokaklarda rahatça sigara içebiliyor.” diye konuştu.
Öncer, çocukların da bu değişimden olumsuz etkilendiğini belirterek, "Bir çocuğun gözünden değerlendirecek olursak, yılbaşı geldiğinde her yerde kutlamalar var, hediyelere ulaşmak çok kolay. Bu yüzden çocuk, 'Hristiyanların bayramı ne kadar güzel!' diye düşünüyor. Ancak Ramazan geldiğinde gün boyunca aç kalan bir çocuk, sokaklarda ve televizyonlarda kendisini bu ibadete motive edecek hiçbir şey göremiyor." uyarısında bulundu
"Kültürünü kaybeden toplumlar yok olmaya mahkûmdur"
Ramazan bilincinin yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Öncer, "Bizim kültürümüz, dinimizle yoğrulmuştu. Dini geleneklerimizi kaybettiğimizde kültürümüzü de kaybediyoruz. Kültürünü sahiplenemeyen bir toplum, zamanla çocuklarını ve nesillerini kaybeder. Belki bir zaman gelecek ve kendiliğinden Batılı ülkeler tarafından işgal edilmiş milletler olacağız." ifadelerini kullandı.
Son olarak, Ramazan bilincinin yeniden kazandırılmasının toplumsal dayanışma ve geleceğe sahip çıkmak adına kritik bir adım olduğuna dikkat çeken Öncer, "Bu yüzden Ramazan bilincini, kurban bilincini çocuklarımıza ve nesillerimize aşılamalıyız. Onların Ramazanı iyi geçirmelerine yardımcı olmalı ve bunun yalnızca bir tatilden ibaret olmadığını her fırsatta vurgulamalıyız. Çünkü çocuklarımız, geleceğimizdir. Kültürünü kaybeden bir toplum yok olmaya mahkûmdur. Yok olmamak için millî, manevî ve dinî değerlerimize sahip çıkalım, yaşayalım ve çocuklarımıza da yaşatalım." çağrısında bulundu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Cizre Müftülüğü İlçe Vaizi Abdullah Gökalp, Ramazanda verilen fidye ve fitrenin fakirlerin ihtiyacını gidermek için çok fazla geciktirilmeden verilmesi gerektiğini söyledi.
Adıyaman İl Müftüsü Mevlüt Haliloğlu, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (Aleyhisselatu Veselam) en güzel adetlerinden biri olan itikaf sünnetinin yerine getirilmesi konusunda Müslümanların gayret etmesi gerektiğini belirtti.
Siyonizmin Yahudilikle doğrudan bir bağı olmadığını belirten Molla Sinan Ünel, bu ideolojinin beşeri bir sistem olduğunu ve Müslümanların bu anlayış karşısında durmaları gerektiğini vurguladı.