Küresel Sumud Filosu'nun 2007’den bu yana süren işgal rejiminin ablukasını aşarak Filistin’e ulaşmasının tarihi bir başarı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Öncer, “Bu zaferi karalamaya çalışan çevreler, siyonist lobilerin yürüttüğü algı operasyonlarının birer parçasıdır. Sumud Filosu, hem denizde hem de zihinlerdeki ablukayı kırmıştır.” dedi.

Siirt Üniversitesi Ortadoğu Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Öncer, Küresel Sumud Filosu'nun 2007’den bu yana süren siyonistlerin ablukasını aşarak Filistin’e ulaşmasının önemine dikkat çekerek, “Küresel Sumud Filosu yaklaşık elli gemi yola çıkarak 2007'den beri uygulanan Filistin üzerindeki ablukayı aşmayı sonunda başardılar. Bugüne kadar israil sözde devletinin izin vermediği hiçbir kimse bölgeye girememişti. Ama ilk kez uluslararası karasularından Küresel Sumud Filosu, israil ablukasını aşıp Filistin'e ulaşmayı başardı. Az bir mürettebat ve az bir gemiyle de olsa ulaşmayı ilk kez başardılar. Bu büyük bir başarıdır.” ifadelerini kullandı.

“Savaş sadece sahada değil, algı alanında da devam ediyor”

Dr. Öncer, Küresel Sumud Filosu'na yönelik sosyal medyada yürütülen karalama kampanyalarına da tepki göstererek, “Ancak savaş sadece sahada ve meydanda sergilenmiyor. Algı savaşı dediğimiz sosyal medyada cereyan eden bir savaş var. Ve bu savaşta Küresel Sumud Filosu'ndaki insanlar sürekli karalanıyor. Onların karalanma gerekçeleri ise israil devletinin önlerine koydukları, imzaladıkları bir kağıt. Şimdi burada şunu ifade etmek gerekiyor: Her ne kadar bazı kişiler bir kağıda imza atsa bile, buradaki gerçek hedef 2007'den beri uygulanan ablukayı ilk kez aşma teşebbüsüdür.” dedi.

“Mavi Marmara’da şehitler verdik, Bu kez israil cesaret edemedi”

Öncer, Küresel Sumud Filosu'nun Mavi Marmara olayından farklı olarak bu kez siyonistlerin saldırıya cesaret edemediğini belirterek, “Bildiğiniz üzere Mavi Marmara olayında birçok kişi şehit edilmişti. Yani bu durumda oraya katılan herkes can riski taşıdığının farkındaydı. Ama bu sefer uluslararası medyada o filoya karşı çok büyük bir destek oldu ki, ilk kez israil onları öldürmeye cesaret edemediğinden dolayı tutuklamıştır. Fakat bu insanlar başarıya ulaştığı için oradan sevinçle ayrılmıştır.” açıklamasını yaptı.

“Sevinçleri yadırganmamalı, bu bir zaferdir”

Filo mürettebatının sevinçli görüntülerine yönelik eleştirilere de değinen Öncer, şu ifadeleri kullandı: “Onların sevinçli hallerini yadırgıyoruz. Örneğin Bedir Savaşı’nda da bazı sahabeler ölmüştür. Fakat Müslümanlar kazandıkları savaştan sonra sevinmeyecek miydi? Onlar da 2007'den beri uygulanan ablukayı açtıkları için bir savaşı kazandılar. Elbette ki yüzlerinde gülümseme olacaktır. Onların gülümsemesine mani olacak bir şey yok ve bunu başardılar. Bu algıya Müslüman kardeşlerimizin gelmemesi gerekiyor. Bu algının arka planında Yahudi lobisi vardır. Çünkü bu bir başarıdır. O abluka ilk kez aşılmıştır. Bir kez aşılan bir şeyin devamı gelecektir ve diğer Müslümanlara cesaret olacaktır.”

“Medyatik kişilerin katılımı peygamber döneminde de bir yöntemdi”

Bazı çevrelerin Bekir Develi ve İkbal Hanım gibi isimlerin ön plana çıkmasına yönelik eleştirilerine de yanıt veren Dr. Öncer, “İkbal Hanım ve Bekir Develi gibi bazı şahsıların medyatik olduğu, onların oradakilerden daha ön plana çıktığı gibi iddialar var. Şimdi buradan yine bir siyer üzerinden cevap vermek istiyorum. Hayber Fethi için çok uğraşıldı. Hz. Peygamber ve sahabeler tarafından. Fakat bu uzun mücadelelere rağmen başarılamadı. Hz. Peygamber ondan sonra farklı bir yöntemi uyguladı. Bazı kabile reisleri Müslüman olursa ganimetlerini verileceğini, şu kadar deve verileceğini vaat ederek onların bir anda İslam'a karşı olumsuz bakış açılarını silinmesi sağlandı. Önde gelen insanlar Müslüman olunca kabileleri de Müslüman oldu. Yani medyatik kişilerin kullanılması Hz. Peygamber döneminde de vardır.” diye belirtti.

“Bekir Develi ölümü göze aldı, bu takdir edilmelidir”

Öncer, Develi’nin katılımının küçümsenmemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Bekir Develi gibi bugüne kadar çok imkâna sahip bir kişi, bütün birikimini kenara atıp ölümü göze almıştır. Bu takdir edilecek bir şeydir. Ve bu kişinin daha çok tanınması sebebiyle uluslararası medyaya sunulmaya çalışılması da gayet normaldir. Eğer illa ki onların prestij edindiğini düşünüyorsa birileri, gitsin o kadar kolaysa o yollarda onlar daha güzel prestijler edinsin, israil zindanlarından geri dönmesin, anlaşmaları imzalamasın, vefat etsin. Biz de onları da şehitlerimiz olarak almaktan geri durmayız. Yapılan hiçbir çabayı küçümseme hakkımız yok.”

“israilin otoritesi zedelenmiştir, bu büyük bir zaferdir”

Son olarak Dr. Öncer, Küresel Sumud Filosu’nun eyleminin bölgedeki denklemleri değiştireceğini vurgulayarak, “israilin otoritesi böyle bir olayla zedelenmiştir. Bu büyük bir zaferdir. Buraya katılan bütün arkadaşlarımızı, bütün kardeşlerimizi, hatta bizden olmayan, bizim inancımızdan olmayan Avrupalı insanları dahi tebrik ediyorum.” (İLKHA)