Eğitimci Haras: Ödevlerin tamamen yapay zekâ ile yapılması tembelliğe yol açar

Yapay zekâ ile ödev hazırlamalarının etkileri hakkında konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, "Tamamen yapay zekâdan faydalanmak tembelliğe neden olur. Hiçbir çalışma metodu öğrenmeden sadece tuşlara dokunmuş olur. Yapay zekâ ve öğrencinin bilgisi pekişirse başarılı bir iş ortaya çıkar." dedi.
Dijital çağda internetin gelişimi, robot sistemler ve yapay zekâ baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Bu gelişim insanlık için içerisinde ciddi faydalar sağlamanın yanı sıra bir o kadar da olumsuzluğu da beraberinde getiriyor.
Son dönemde yapay zekâ ile hikâye yazma, roman yazma, makale yazmanın yanı sıra artık her alanda öğrenci olan bireyler arasında da ödev yapmak için kullanılan bir alan oldu.
"Öğrenci eğer ödevini yüzde 100 yapay zekâ ile hazırlıyorsa büyük bir tembellik oluşur"
Yapay zekânın ödev hazırlanılmasının olumlu ve olumsuz yönlerine ilişkin İLKHA muhabirine değerlendirmede bulunan Eğitimci Yazar Erkan Haras, "Öğrencilik yıllarımda okulda bize ödev verilirdi ve o ödevi kütüphaneden araştırmak zorundaydık. Kütüphane için de imkânlar kısıtlıydı. Saat 4'te kapanan kütüphaneye yetişmek için çaba sarf ederdik. Boyumuz kadar kitapları masaya yığar, o kitaplar üzerinden araştırma yapardık. Bu bir zahmet, bir emek gerektiriyordu. Bunu yaparken zaman yetmiyordu ve bir gün sonra yeniden gitmek zorunda kalıyorduk. Yıllar sonra o ödevleri hazırlarken arada başka şeyler de öğrendiğimizi fark ettim. 2025 yılında, 21'inci yüzyılda ödev hazırlarken öğrencilerin tembelleştiğinden şikâyet etmeye başladık. Çünkü aradığı bilgiyi Google'a yazıyor ve bilgi karşısına çıkıyor. Bu bilgileri kopyalayıp yapıştırarak, okuma gereği dahi duymadan götürüp öğretmenine teslim ediyor. Şimdi ise yapay zekâ çıktı ve ödevler buradan hazırlanıyor. Yapay zekâ öğrencinin yüzde 100 işine yarayan bir sistem. Aslında biz teknolojiyi ve teknolojini öğelerini iyi kullanabilirsek işimize ciddi şekilde yarar. Yanlış kullanıldığında da ciddi olumsuzluklara iter. Öğrenci eğer ödevini yüzde 100 yapay zekâ ile hazırlıyorsa büyük bir tembellik oluşur. Hiçbir çalışma metodu öğrenmeden sadece tuşlara dokunarak ödevin sonucunu kendisi değil yapay zekâya yaptırmış olacak. Ancak yapay zekâdan çıkardığı veriler üzerinden kendisi de bir göz atıp okusa, yapay zekânın göremediğini fark edip düzeltse, anlatmak isteyip de metinde yer almayan yerleri kendisi eklese, kendisi zahmette bulunup kafa yorsa ve eklemeler yapsa bu teknoloji ile harmanlandığını bize göstermiş olur." diye konuştu.
Sadece yapay zekâya bağımlı kalınarak yapılan çalışmaların öğrenciyi olumsuz etkileyeceğini ve ileriki hayatında gireceği sınavlarda başarı elde etmesinin zor olacağını aktaran Haras, Yüzde 100 yapay zekâ ile ödev hazırlamanın doğru olmadığını ancak yapay zekâ ile işbirliği üzerinden ödev hazırlanmasını ise olumlu gördüğünü ifade etti.
Çocukların internet kullanımı nasıl olmalı?
Çocukların internet ile olan ilişkilerinin sosyal hayatlarının yanı sıra eğitim ve sağlıklarını da olumsuz etkilediğini belirten Haras, "İnternet, ekran dediğimiz şey başta eğitim, sağlık ve sosyal alanda çocuğu çok etkiler. Çocuk günde 10 saat ekrana bağımlı yaşıyor. Bilgisayara bakmasa da elinde telefon ile sürekli internetle haşir neşir oluyor. Çocuk, araştırdığı bir konuyu bulamadığında internetten yardım alabilir. Kafasında yapmak istediği şey ile ödev başlığı üzerinden internetten yardım alabilir. Ancak öğrencilerimiz yalnızca bilgi sorgulamıyor, internette belli sosyal platformlarda gezinerek zaman geçiriyorlar. Bu durum sağlık sorunlarına da yol açabiliyor. Son dönemde öğrencilerimiz çok agresif, gergin, sinirli, sabırsız, bilgiyi hazmedemeyen, hatta bilgi peşinde koşmayan çocuklar oldular. Bunların tek sebebi ekrana bağımlı olmalarıdır. Bu, pandemi ile beraber daha fazla hayatımıza girdi. Çünkü biz çocukları ekrandan biraz daha uzak tutalım derken ekrana bağımlı hale getirmek zorunda kaldık. Çünkü dersler uzaktan eğitimle oldu. Bu çocukları buna alıştırdıktan sonra şimdi de uzaklaştırmanın yollarını arıyoruz. Bu da biraz mümkün görünmüyor." şeklinde konuştu
Çocukların en fazla 2 saat internet ile telefonla muhatap olmaları gerektiğini ancak mevcut durumda öğrencilerin neredeyse günde 10 saat sosyal medya platformlarında zaman geçirdiklerini vurgulayan Haras, interneti kendi hizmeti için kullanmanın olumlu, internetin hizmetine girmenin ise olumsuz sonuçlarının olduğunu söyledi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siirt’te peynir üretimi baharla birlikte yeniden başladı. Ancak üreticiler, kuraklık ve artan maliyetler nedeniyle zor bir sezon geçiriyor.
HÜDA PAR'ın, toplumsal yapının temeli olan ailenin korunması ve giderek yaygınlaşan sapkınlıkların suç kapsamına alınması amacıyla Meclis'e sunduğu kanun teklifine yönelik kamuoyundaki değerlendirmeler sürüyor. Söz konusu teklife destek veren kadınlar, sapkınlığın toplumun temellerini sarsan en büyük tehlikelerden biri olduğunu vurgulayarak teklifin bir an önce yasalaşmasını talep etti.
Boşanmalar, geleceği etkileyen toplumsal bir yara olduğunu belirten Klinik Psikolog Mehmet İnkaya, "Aile birliğinin korunması, sadece bireylerin değil, toplumun huzuru için de gereklidir. Medyada sorumsuzca sunulan ilişkiler gençleri yanlış yönlendirmekte, hazcılık kültürü aile yapısını tehdit etmektedir." dedi.
İstanbul'da yaşanan ve çevre illerde hissedilen 6,2'lik depremin ardından park ve bahçelere akın eden vatandaşlar, karanlık çökünce büyük oranda evlerine döndü.