Hukukçu Sayan: Aile yılının gereği olarak süresiz nafaka zulmü sona erdirilmeli
![Hukukçu Sayan: Aile yılının gereği olarak süresiz nafaka zulmü sona erdirilmeli Hukukçu Sayan: Aile yılının gereği olarak süresiz nafaka zulmü sona erdirilmeli](/img/NewsGallery/2025/2/14/442614/FeaturedImage/99b9730e-3298-4d36-85cf-8979cafe7de2.webp)
Yıllardır devam eden süresiz nafaka adaletsizliği ile ilgili konuşan Av. İlhami Sayan, kadına boşanma teşviki olarak görülen ve erkeği mahkûm eden bu uygulamanın 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesine tezat oluşturmaması adına sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde (1988) yürürlüğe giren ve 37 yıldır yüzbinlerce insanın mağdur olmasına neden olan süresiz nafaka zulmü devam ediyor.
Ciddi mağduriyetlere neden olan süresiz nafaka zulmü ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Av. İlhami Sayan, uzun zamandır devam eden süresiz nafaka haksızlığının 4'üncü Yargı Reformu Paketi'nde yeniden gündeme geldiğini, yüzbinlerce mağdura ümit verildiğini ancak bir çözüm üretilmediğini ifade etti.
"Süresiz nafaka, boşanmaya verilen bir primdir"
Sayan, "Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Süresiz nafaka, Turgut Özal'ın sebep olduğu bir haksızlık. 1988 yılından beri süren bu zulmün tek bir gayesi var o da boşanmaya teşvik primi vermektir. Süresiz nafaka, insanların boşanmadan sonra süresiz nafakadan gelecek paraya güvenerek çalışmaması ya da sigortasız çalışarak çalıştığını gizlemesi, evlenme ihtimali varsa bile süresiz nafakayı alabilmek için resmi olarak evlenmemesi veya hiç evlenmemesi demektir. Süresiz nafaka, bu yönde boşanmaya verilen teşvik pirimidir. Bu işin kadına bakan yönü ama bu sebeple evlenemeyen on binlerce evlenemeyen erkek var. Süresiz nafakada erkek evlendiğinde sona ermiyor. Adil olan her iki taraftan birisi evlendiğinde nafakanın kaldırılmasıdır. Kadın, resmi olarak evlendiğinde nafaka kalkıyor ama erkek evlendiğinde kalkmıyor. Hem evlendiği kadının nafakasını temin etmek hem de daha önce boşandığı kadının nafakasını ödemek zorunda kalıyor. Hatta medyaya yansıyan bazı haberlerde boşanıp yeniden evlenen erkeğin yeni eşi eski eşin nafakasını ödeyebilmek için kocasına yardım amaçlı merdiven temizliği yaptığı ortaya çıktı. Süresiz nafaka, bu tür haksızlıklara sebep olan bir yasadır." dedi.
"Seçim vaadi olarak verilen sözler seçimden sonra unutuluyor"
Süresiz nafaka zulmünün 11 ili etkileyen depremde depremzede olanlardan dahi alınmaya devam edildiğini aktaran Sayan, "Düşmanın düşmanından alacak talep etmediği, devletin alacağından vazgeçtiği, her türlü icranın durdurulduğu bir zamanda sadece nafaka icrası durdurulmadı. Bunu aklen, hukuken, vicdanen kabul etmek mümkün değildir. Uzun süreden beri hükümet, bu haksızlığın farkında. Farkında oldukları için de her seçim sürecinde bunun kaldırılacağına dair vaatte bulunuyorlar. Seçim geçtikten sonra ise bunu unutuyorlar. 2018 yılında, 7'inci yargı paketinde bunu net olarak konuştular, haberler yaptırdılar, haksızlık olduğunu ilan ettiler ve 'bu haksızlığa son vereceğiz' dediler. 7 yıla yakın bir zaman geçti ama hiçbir şey yapılmadı. Geçen seçimden önce yine söz verdiler ama haksızlığı ortadan kaldırmadılar. Bugün dahi 4'üncü yargı paketinde tartışıyorlar ama garip bir şekilde da erken seçim tartışmaları da yapılıyor. İnsan, 'acaba bir erken seçim vaadi mi?' diye de düşünmeden edemiyor. '10'uncu yargı paketinde olmayacak ama daha sonra düşünülüyor' diyorlar. Allah'tan korkun! İnsanlar bu krizde evlerini dahi geçindiremiyorken neden boşandığı, kendisiyle hiçbir alakası kalmayan bir kadının nafakasını vermek zorunda kalıyor?" diye konuştu
"Boşanma davalarında tedbir nafakası, hiçbir kusura bakılmaksızın kadına veriliyor"
Sayan, "Bu toplumda hem kültür hem kanun her şeyi erkeğe yüklüyor. Evlilik masrafı, evi dayayıp döşeme, kadına bakmak, çoluk çocuğu doyurmak, dışarıda çalışıp eve para getirmek erkeğe yüklenmiş. Bütün yük erkeğe yüklenmesine rağmen devletin tüm teşvikleri kadına yapılıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Boşanma davası açılıyor, ağır kusura rağmen tedbir nafakasından hiçbir kusura bakılmaksızın erkekten para alınıp kadına veriliyor. Birçok olayda erkek, karısının edepsizliğinin, namussuzluğunun sponsoru haline getiriliyor. Bu toplumun kültürü, tarihi, örfü ve adeti bunu kabul etmez. Halkın ciddi bir kesimi bazı koşullar nedeniyle hükümete açık çek verdiler ama hükümetin bu açık çekte sona geldiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"2001 yılından beri Türkiye'de ailenin reisi yok, aile yılının ilanı biten bir şeyin anması gibi geliyor"
Hükümetin 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesine ilişkin de değerlendirmede bulunan Sayan, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"2025 yılı 'Aile Yılı' ilan edilmesi, bir kutlama, bir destek, önemini anlamadan çok bana bir anma olarak geldi. Yani biten aile yapısının anılması, geçmişte kalan bir değerin kutsanması, Osmanlı İmparatorluğunun anılması gibi… Aile yılı ilan edilmesine rağmen eğer bu sene içerisinde süresiz nafakaya son verilmezse aile yılı ilan edilmesinin yalnızca bir reklam veya anma olduğu ortaya çıkmış olacak. Siz 2025 yılını aile yılı ilan edeceksiniz ama ailede bir otorite olmayacak. 2001 yılından beri Türkiye'de ailenin reisi yok, aile başsız… Peki, 2001 yılından sonra uzun uğraşlar sonucunda çift başlılık olmaması ve parlamenter sistemin bir fren görevi görmesi ve Türkiye'nin hızlanmasının önünde engel olduğu için başkanlık sistemine geçildi. Devlete lazım olan aileye lazım değil mi? Bugün aile tamamen başsızdır. 2025 yılını aile yılı ilan edeceksiniz ama aileyi başsız bırakmaya devam edeceksiniz. 2025 yılını aile yılı ilan edeceksiniz ama erkeği düşman gösteren, babayı sadece evin geçiminin sağlamakla yükümlü ama hiçbir söz hakkı olmayan bir olarak görmeye, göstermeye devam edeceksiniz.2025 yılını aile yılı ilan edeceksiniz fakat aile bakanlığının tüm politikalarını feministlere teslim edeceksiniz. 2025 yılını aile yılı ilan edeceksiniz ama süresiz nafakaya devam edeceksiniz, sadece umut dağıtacaksınız. 2025 yılını aile yılı ilan edeceksiniz ama insanlar temelsiz bir borç olan, sadece evlenip boşandığı için bir ceza olarak kişiye verdiğiniz süresiz nafakayı ödeyemediği için kişiyi cezaevine koyacaksınız. 2025 yılını aile yılı ilan ettiğiniz halde medyada kadına yönelik suçları öne çıkarıp erkeğe karşı suç ve haksızlıkları hiçbir şekilde gündeme getirmeyeceksiniz. Böyle bir şey olamaz. Bu yaman bir çelişkidir. Ya bu yılı aile yılı ilan etmeselerdi ya da bunun gereğini yapsınlar, biz de samimiyetlerine inanalım ve 2025 yılını aileyi destekleme, teşvik verme yılı olarak görelim." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Uzman Psikolog Servet Aşan, elektronik cihazların yaydığı mavi ışığın uyku problemleri, stres ve kaygı bozukluklarına sebep olabileceğini belirterek teknolojik aletlerin doğru kullanılmasının önemine vurgu yaptı.
Eğitim-Bir-Sen Batman Şube Başkan Vekili Eğitimci Zeyneddin Güler, yaklaşan LGS ve YKS sınavları öncesi öğrencilere ve velilere önemli uyarılarda bulundu.
Mardin’in Kızıltepe ilçesi Sürekli (Dıêmê) Mahallesi’nde bir yılı aşkın alt yapı sorunlarıyla karşılaştıklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerden bir an önce çalışmaların başlatılması çağrısında bulundu.