Rojin'in babası Kabaiş: Devletten Rojin için adalet istiyorum

Narin Güran davasının ikinci duruşması için Diyarbakır Adliyesi önüne gelen adalet arayan Rojin Kabaiş'in babası Nizamettin Kabaiş, Rojin'nin kesinlikle intihar etmediğini söyleyerek devletten adalet talep etti.
Narin Güran cinayeti davasının görüldüğü ikinci duruşmada Diyarbakır Adliyesi önüne gelen Rojin Kabaiş'in babası Nizamettin Kabaiş, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi kızı Rojin Kabaiş'in kendisine zarar verip intihar ettiğini kesinlikle kabul etmediklerini, katillerin bir an önce bulunmasını talep etti.
"Rojin'in ölümü bir cinayettir, intihardır demesinler" diyen Kabaiş, İLKHA'ya şunları konuştu:
"Bu çok büyük acıdır. Üç aydır hep yanlış rapor geliyor. Hiç kimse gözünü açmıyor, kulağını açmıyor. Diller susmuş. Büyüklerimden rica ediyorum. Herkes takip etsin, sorsunlar, en azından bir kelimede bir kelimedir. Kimse takip etmiyor. Vicdan sahipleri var, takip edenler var, telefon açanlar var ama çok azdır. Televizyon kanallarına, büyüklerime, avukatlara söylüyorum; Rojin'de bizim kızımız. Rojin'in davası ne oldu bir takipçi olsalar çok iyi olur. Rapor ilk baştan beri geldi. Rojin'in günahını aldılar. Dediler ki 'Rojin kendine zarar vermiş, Rojin intihar etmiş.' Öyle bir şey yok. Kesinlikle Rojin intihar etmedi. Rojin kendine zarar vermiş demesinler. Kesinlikle öyle bir şey yok. Kim gözüyle görmüş, hangi kamera görüntüleri vardır suya doğru gitmiş? Hangi şahit var? Hiç öyle bir şey yoktur. Eğer olsaydı 4'ncü kattaydı orada kendine zarar verirdi. Eğer olsaydı bir not bırakacaktı. Eğer olsaydı ya bir akrabaya ya da bir arkadaşına telefon açıp sebep söyleyecekti. Böyle bir şey kesinlikle yoktur."
Kabaiş, "İkinci ek dosya geldi bu defa yavaş yavaş u dönüşü yapmaya başladılar. Savcılığa gittik dedi ki; 'şüpheli ölümdür.' Zaten baştan beri şüpheli ölümdür. Hatta şüpheli de demesinler bana göre her şey ortadadır, bellidir. Onu darp ettiler, katlettiler, 24 kilometre öteye bıraktılar. Telefonların baz istasyonlarında daralma yapılsa hem üniversitede Rojin'in telefonu ve eşyasını kim bırakmış oradan da çıkartırlar. Molla Kasım'a Rojin'in cansız bedenini kim bıraktı baz istasyonu yapılsa oradan da çıkar. İnşallah yapılacak. Yaparlar. Ben devletime, emniyetime güveniyorum inşallah yapacaklar. Emniyete de gittik yapılacağını düşünüyoruz 'yapacağız' dediler. En önemli olan baz istasyonudur. Telefon sinyalleri yakınlaştırılsa her şey ortaya çıkacak. Rojin'e kim zarar verdi belli olur. Rojin'in katilini bu şekilde bulabilirler. İnşallah onun katilini bulurlar en ağır cezası neyse onlara versinler. Çünkü Rojin genç bir kızdı. Rojin okumak için Van'a gitti. Öğretmen olacaktı. Rojin'e zarar verdiler, onu darp ettiler, götürüp oraya bıraktılar. İki gündü okula gitmişti. Kurban olayım kızma. Herkesten rica ediyorum, herkes dosyanın takipçisi olsun. Ben devletimden Rojin için adalet istiyorum." ifadelerine yer verdi.
Narin'in duruşmasına katlan HÜDA PAR Sözcüsü, Batman Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Serkan Ramanlı, Adliye önünde Nizamettin Kabaiş ile görüştü, başsağlığı ve sabır diledi. Baba Kabaiş, Ramanlı'ya kızının davasının takipçisi olmalarını talep etti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İslam takviminin son ayı olan Zilhicce’ye girilmesiyle birlikte, hem hac ibadetinin eda edildiği hem de faziletiyle ön plana çıkan mübarek on gün başladı.
Kurban Bayramına sayılı günler kala, kurban kesiminde olası faciaların önüne geçmek için Mardin Artuklu Üniversitesi Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Tahir Gökdemir, önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin dört bir yanından İstanbul'a kurbanlık getiren besiciler, hareketli geçen satışların ardından vatandaşlara, "kurbanınızı son güne bırakmayın" uyarısında bulundu.
Öğretim Üyesi Doçent Doktor Ekrem Uysal, modern çağın en büyük problemlerinden biri olan tüketim çılgınlığına karşı İslam dininin ortaya koyduğu çevre bilinci, sade yaşam anlayışı ve israfı önleme ilkeleri üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.