Siirt Üniversitesi Ortadoğu Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Öncer, Filistin meselesinin kökenleri ve siyonizm üzerine dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Öncer, siyonizm ile sıradan Yahudi vatandaşlarını ayırmanın önemine vurgu yaparak, bu ayrımın tarihi ve dini bağlamını ele aldı.
Siyonizm ile sıradan Yahudiler arasındaki ayrım
Öncer, “Öncelikle, sıradan Yahudi vatandaşları ile siyonist Yahudileri birbirinden ayırmak gerekir. siyonizm, 'Tanrı'nın iradesine karşı çıkmak anlamına gelir. Kutsal kitaplarına göre, bir Mesih gelecek ve onunla birlikte Ortadoğu'da vaat edilen topraklarda bir krallık kurulacak, büyük bir devlet inşa edilecekti. Ancak bu beklenti gerçekleşmedi. Yahudilerin katledilmesi ve dünyanın dört bir yanına sürülmesiyle başlayan süreç, Rusya, Almanya ve Fransa gibi birçok Batı devletinin yönetimi altında devam etti. Halbuki Yahudiler, kendilerinin 'Tanrı' tarafından seçilmiş bir halk olduğuna inanıyordu. Seçilmiş bir halkın başına gelen bu olaylar ve 'Tanrı'nın onlara bir kurtarıcı göndermemesi, onlar için büyük bir sorun haline geldi." dedi.
"Yahudilere göre, Filistin'de şu an yaşamak Mesih gelmediği sürece haramdır"
Revizyonist Yahudiler adı verilen bir grubun, 'Tanrı’nın bir kurtarıcı göndermeyeceğini düşünerek, "Madem 'Tanrı' kendi kendine bir kurtarıcı göndermiyor, o halde biz süreci hızlandıralım" dediklerini aktaran Öncer, "Diğer Yahudilere göre, Filistin'de şu an yaşamak, Mesih gelmediği sürece haramdır. Ancak revizyonist Yahudiler, 'Tanrı’nın işini hızlandırmak için bölgeye yatırım yapmaya ve yerleşim planları kurmaya başladılar. Bu yüzden, siyonist Yahudiler ile diğer Yahudileri birbirinden ayırmak gerekir." şeklinde konuştu.
Siyonist planların tehdidi
Siyonistlerin, "Allah’a rağmen Filistin’de bir devlet kurmak" amacıyla hareket ettiğini belirten Öncer, "Şu anda bu planı uygulamaya çalışıyorlar. Amerika’daki Evanjelik Hristiyanlar da bu planı desteklemektedir ve bu yüzden onlara ‘siyonist Hristiyanlar’ denir.” ifadesini kullandı.
Öncer, “Bazı Müslüman kimliği taşıyan kişiler de, modern Yahudilerin var olması için mücadele ederken aslında siyonist planlara hizmet ediyor olabilirler. Dolayısıyla siyonist Yahudilerle diğer Yahudileri birbirinden ayırt etmek gerekir. Bugün siyonizm planını uygulayan Yahudiler, bizim için bir tehdit oluşturuyor. Vaat edilmiş toprakları işgal ettiğimiz için bizi de tehlike olarak görmektedirler. Hatta bazı Müslümanlar bile siyonist planları desteklediği için bir sorun teşkil etmektedir." diye ekledi.
Tarihsel bağlam ve günümüzdeki durum
Siyonizm ile klasik Yahudileri ayırmanın önemine dikkat çeken Öncer, "Bazı Yahudiler, bu plana karşı çıkarak göç etmek zorunda kalmıştır. siyonist plan işlerken Rusya, Fransa ve Almanya'da Yahudiler katledildikleri için bir vatan aradılar. O zamana kadar Yahudi göçünü kabul eden Kanada ve Amerika, bir anda kapılarını kapattı ve ‘Artık fazla Yahudi alamayız’ dediler. siyonist olmayan Yahudiler bile günümüzde israilde yaşamaya mecbur bırakıldı. Aslında onlar da siyonistlerin esiri durumundalar. Dünyanın başka yerinde yaşamayı deneseler, çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalacaklar." dedi.
Kutsal kitaplardaki vaatler ve gerçekler
Yahudilerin amacının, Tanrı'nın kendilerine vaat ettiği büyük Yahudi devletini kurmak olduğunu dile getiren Öncer, "Ancak, burada bir sorun var. 'Tanrı' bir zamanlar onları seçti, Mısır'da köle iken onları vaat ettiği topraklara götürdü. Ancak yolda sapkınlık yaptılar, buzağıya taptılar ve 'Tanrı'nın emirlerine uymadılar. Sonuç olarak, 40 yıllık bir sürgün yaşadılar. Bu süreçten sonra, peygamberleri Süleyman ve Davut döneminde bir devlet kuruldu. Ancak siyonist Yahudiler, bu gerçeği göz ardı ederek sanki vaat edilmiş o topraklarda bu devlet hiç kurulmamış gibi davranıyorlar. Günümüzde yeni bir devlet kurma arayışı içindeler ve dış dünyadan, özellikle Avrupa’dan destek bulmak için kutsal kitaplarındaki bu vaatlere atıf yaparak bir algı oluşturuyorlar. Eğer dini kaynaklardan hareket ediyorsak vaat edilen topraklarda bir devlet zaten kurulmuş ve yıkılmıştır. Bu yüzden şu anda yeni bir hak arayışı mantıksızdır. Eğer gerçekten bir kurtuluş istiyorlarsa 'Tanrı'nın onlara bir Mehdi göndermesi gerekir. Batılılar ve siyonistler, tarih bilgilerini kullanarak bu hak arayışını sürdürüyor ve birçok çevreden destek alarak saldırılarını devam ettiriyorlar." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte inşaat işçileri, kötü hava koşullarından dolayı fazla çalışamadıklarını belirterek, kışın çalışma koşulları hakkında ifadelerini aktardılar.
İslam'da yardımlaşma anlayışı ve dayanışmanın önemini anlatan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Ali Altun, günümüzde insanların birbirlerine yardımcı olmaya ve iyiliği yaygınlaştırmaya büyük bir ihtiyacın olduğunu söyleyerek önemli tavsiyelerde bulundu.
Festival ve konser adı altında özellikle gençliğin ifsada sürüklendiğini vurgulayan Molla Abidin Er, yapılan bu ifsat etkinliklerinin, gençlerin ahlaki değerlerini zayıflatıp ahlaksızlığa sürüklediğini belirtti.
Cizre İlçe Müftülüğü Vaizi Abdullah Gökalp, kumarın gençleri ve aileleri yok ettiğini, çözümün Kur’an ve sünnete dönmek olduğunu belirterek, "Kumar bağımlılığı, son yıllarda yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir tehdit haline gelmiş durumda." dedi.