Türkiye Aile Meclisi: Devletin dini yeniden İslam olmalıdır

10 Nisan 1928'de "devletin dini İslam'dır" ilkesinin kaldırıldığını hatırlatan Türkiye Aile Meclisi Başkanı Âdem Çevik, anayasadaki değiştirilemez maddelerin değiştirilmesi ve devletin dininin yeniden İslam olması gerektiğini söyledi.
İsmet İnönü ve arkadaşlarının imzasıyla Nisan 1928'de Resmi Gazete'de yayımlanan kararla anayasada geçen "Devletin dini İslam'dır" ibaresi kaldırılarak yerine "laiklik" getirildi.
Anayasada devletin dininin 'İslam' olduğu ibaresinin kaldırılmasının 93'üncü yıldönümü münasebetiyle İLKHA muhabirine konuşan Türkiye Aile Meclisi Başkanı Âdem Çevik, yeni anayasa tartışmalarının devam ettiği bu günlerde sivil bir anayasanın yapılmasının elzem olduğunu, anayasada "değiştirilemez" denilen maddelerin değiştirilmesi ve "Devletin dini İslam'dır" ibaresinin yeniden anayasaya konulması gerektiğini ifade etti.
Anayasadan "Devletin dini İslam'dır" ibaresinin kaldırılmasıyla İslam'a, Allah'a harp ilan edildiğini söyleyen Çevik, söz konusu değişiklikle birlikte irtica ve şeriat gibi terimler üzerinden İslam'a, İslami değerlere saldırıların yapılmaya başlandığını hatırlattı.
Çevik, "Bilindiği gibi meclis Hacı Bayram'dan yapılan dualarla açıldı. Devletin kuruluşunda halifeye, hilafete bağlılık yemini vardı ama 15 Nisan 1923'te meclis feshedilerek ilk darbe gerçekleşmiş oluyor. İsviçre'den, Almanya'dan, Fransa'dan alınan kanunlar yürürlüğe girdi. İslam'a, fıtrata aykırı olan kanunlar Türkiye'nin gündemine oturdu ve harf devrimi başladı." dedi.
"Devletin dini İslam'dır" ibaresi 93 yıl önce bugün Anayasa'dan çıkarıldı
"Anayasadaki değiştirilemez denilen maddeler değiştirilmeli, devletin dini yeniden İslam olmalı"
İlk meclisin âlimlerden, sarıklı mücahitlerden oluştuğunu belirten Çevik, "Birinci meclis Lozan'ı imzalamadı. Misâk-ı Milli sınırlarını kabul eden bir meclisti. Onun için 1 Nisan'da feshedilmesine karar verildi ve 15 Nisan'da uygulandı. İlk darbe 15 Nisan 1923'te gerçekleşti. Şimdi biz amiralleri, 27 Nisan'ı konuşuyoruz ama aslında darbelerin tarihi oldukça eski. Biz 93 yıl önce yapılan bu yasanın sivil anayasanın konuşulduğu bu günlerde devletimiz de kuruluş ayarlarına geri dönerek İslam'la barışmalıdır. Adaletin tesisi, barış ve özgürlük için devletin dini tekrar değiştirilerek (İslam olarak) bu kanun değiştirilemez ilke olmalıdır. Zaten Türkiye'de AK Parti, Anavatan Partisi, Demokrat Parti gibi partiler hiçbir zaman devleti yönetmedi. Devlet CHP'nin ilkelerine göre (altı ok) yönetildi ve ilkeleri hala yürürlüktedir. Dolayısıyla 'değiştirilemez' denilen fıtrata, hukuka aykırı ilke ve yasaların da değişmesi gerekir. Darbe anayasasından kurtularak İslam'a, inancımıza, örfümüze, geleneğimize uygun bir yasa olmalıdır. Montrö'nü de konuşulduğu bir zamanda 'Devletin dini İslam'dır!' yasasının tekrar geri gelmesini istiyoruz. Laiklik adı altında İslam'a saldırı var. Yarın laiklik bayramı yapacaklar. Türkiye'deki tüm vakıf ve derneklerin İslam'ı yeniden gündeme getirmeleri gerekir. 'Devletin dini İslam'dır' ilkesini yeniden yerleştirmeliyiz. Devlet milletsiz, millet de dinsiz olmaz. Milletle barışmak için bu yasa tekrar geri gelmelidir." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Öğrencinin başarısında ailenin rolüne ilişkin konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, ailenin aşırılıktan uzak bir tutumla ancak disiplin içerisinde, çocuğuna rol model olarak başarısına olumlu etki sunabileceğini söyledi.
Ziraat Mühendisleri Odası Batman Şube Başkanı Ebubekir Doğan, Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, gıda güvenliğinin sağlanması için ülkelerin kendi yerel tohumlarını ve üretim politikalarını geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Umut Kervanı Mardin derneği tarafından Gazze ve ihtiyaç sahibi ailelere yönelik 13 Ekim'de açılan kermes teveccühle devam ediyor. 7 gün sürecek kermese katkıda bulunan vicdan sahipleri ve görevliler, Gazze için bir nebze de olsa yardım edilmesi ve her türlü fedakârlığa hazır olunması gerektiğini aktardılar.
Yazar Muhammed Şakir, Alimler Buluşmasındaki konuşmasına bazı kesimlerce itiraz edilen bölümün, medyanın öne çıkardığı başlık olduğuna işaret ederek, "Yani bir tespitimiz vardı. O tespit de özellikle 'milliyetçiliğin, Kürtleri ümmet bütünlüğünden koparma girişimlerinden araç olarak kullanıldığı' yönündeydi. Fakat bu mesele bütünlüğü içinde görülmesi gereken bir meseledir. Irkçılığın Kürtler üzerindeki etkilerinden söz ediyoruz." dedi.