Davranış Bilimci Korkut Daban, üniversite hayatının gençlerin yalnızca akademik başarılarıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda sosyalleşme ve karakter gelişimi açısından da kritik bir döneme işaret ettiğini belirtti.

Davranış Bilimci Korkut Daban, üniversiteye yeni adım atan gençlerin hayatlarında uzun ve önemli bir sürecin başladığını söyledi.

Üniversite yıllarının yalnızca akademik eğitimden ibaret olmadığını dile getiren Daban, bu dönemin aynı zamanda gençlerin sosyalleşme süreci olduğunu vurguladı.

Sosyalleşmenin bireyin karakter gelişimi ve mesleki ahlakı üzerinde belirleyici olduğunu ifade eden Daban, bu yönüyle üniversite hayatının geleceğe dair bir altyapı oluşturduğunu belirtti.

Yeni bir şehirde eğitim görecek gençlerin uyum sürecine dikkat çeken Daban, bu sürecin sağlıklı ilerlemesi için sosyal çevrenin önem taşıdığını dile getirdi.

Gençlerin yalnızca üniversiteyle yetinmemeleri gerektiğini kaydeden Daban, sivil toplum örgütleriyle tanışmalarının kişisel gelişim açısından bir gereklilik olduğunu söyledi.

Üniversiteyi özgürlük alanı olarak gören yaklaşımların yanlışlığına değinen Daban, bu dönemin hem eğitim-öğretimin devamı hem de geleceğe hazırlık süreci olduğunu ifade etti.

Sosyal çevrelerin bireyin değer dünyasında büyük bir etkisi olduğuna işaret eden Daban, ahlak ve maneviyat gibi hasletlerin toplumsal ortamlarda kazanıldığını vurguladı.

Türkiye’de gençler arasında akademik başarının düşüşte olduğuna dikkat çeken Daban, bunun en büyük sebeplerinden birinin yanlış sosyal çevrelerde zaman geçirmek olduğunu belirtti.

 “Üniversite sadece akademik başarı değil, sosyalleşme sürecidir”

Üniversite yıllarının bireyin yalnızca teorik gelişimiyle sınırlı olmadığını vurgulayan Daban, “Üniversite yaşantısının en önemli kısmı sosyalleşme sürecidir. Bu süreç bireyin sadece akademik, teknik ve teorik gelişimleri ile yetinmez; aynı zamanda karakteristik yapısının, mesleki ahlakının ve geleceğe dair altyapısının oluşmasına vesile olur.” dedi.

“Gençler sivil toplum örgütleriyle tanışmalı”

Üniversiteye yeni başlayan öğrencilerin farklı bir şehre uyum sürecinde zorluklar yaşayabildiğini belirten Daban, “Bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için genç arkadaşlarımızın her şeyden önce üniversitelerin yanı sıra bazı sivil toplum örgütleri ile tanışmaları muhakkak gereklilik taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Üniversite özgürlük alanı değildir”

Gençlerin üniversiteyi yanlış algıladığına dikkat çeken Daban, “Üniversite öğrencileri üniversite yaşantısını aileden ayrıldıktan sonra istediği gibi yatıp kalkma, istediği gibi okula gidip gelme olarak değerlendirebilir. Hâlbuki bu, dünyanın gelişmiş toplumlarında böyle değildir. Üniversite, hem eğitim-öğretim sürecinin devamıdır hem de geleceğe dair bir altyapının oluşmasıdır.” şeklinde konuştu.

“Değerler toplumsal çevrede kazanılır”

Toplumsal değerlerin sosyal ortamlarda öğrenildiğini dile getiren Daban, “Utanma duygusu, çekinme veya buna benzer birtakım hasletlerin gelişmesi ancak toplumsal ortamlarda gerçekleşir. Bu tür sağlıklı toplumsal ortamlara ulaşmanın yolu da sivil toplum örgütleri ile birlikte zaman geçirmekten geçer.” dedi.

“Yanlış sosyal çevreler akademik başarıyı düşürüyor”

Gençlerin akademik başarısındaki düşüşe dikkat çeken Daban, “Genel manada akademik başarının düşmesi, gençlerin proje bazlı çalışmalardan uzak kalmaları ve doğru sosyal çevrelerde zaman geçirmemelerinden kaynaklanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

 “Gençler aile değerlerinden kopmamalı”

Gençlerin 18 yaşını geçtikten sonra bağımsız düşündüğünü ancak aileden edindikleri değerleri unutmamaları gerektiğini vurgulayan Daban, “Birey 18 yaşını geçmiş olabilir ama ailede görmüş olduğu değer yargılarını yeni girdiği ortamda da kontrol etmesi gerekir. Aksi takdirde bulunduğu ortamın şekline girmek durumunda kalır. Yanlış davranışları değiştirmek ve sosyal çevremizi doğruya teşvik etmek en büyük sorumluluğumuzdur.” ifadelerini kullandı.

“Üniversiteliler toplum yararına çalışmalar yapmalı”

Üniversiteye yeni başlayan öğrencilere çağrıda bulunan Daban, “Gençler, üniversite yaşantısına uyum noktasında çevrelerinde toplum yararına çalışan yapılarla irtibat kurmalı, uluslararası arenadaki haksızlıklara karşı hukuk çerçevesinde tepkilerini ortaya koyabilmelidir. Kendilerini bu noktalarda var etmeleri çok önemlidir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)