Allah’ın hoşlanmadığı helal: Boşanma

Boşanmaların; inanç zayıflığı, ekonomik sorunlar gibi nedenlerden kaynaklandığını söyleyen Vaiz Nihat Kömür, boşanmanın helal olmasına karşın Allah’ın sevmediği durumlardan olduğuna dikkat çekti.
Günümüzde eşlerin İslami hassasiyete dikkat etmediğini, bu yüzden boşanma oranlarında artış yaşandığına vurgu yapan Elazığ'ın Maden ilçe Vaizi Nihat Kömür, bu durumdan en çok çocukların etkilendiğini söyledi. Boşanmanın helal bir durum olmasına karşın Allah'ın sevmediği bir hareket olarak nitelendiğini belirten Vaiz Kömür, evliliklerin İslami kurallara göre yapılması gerektiğini ifade etti.
"Boşanma, Allah'ı gazaba getiren bir helaldir" diyen Vaiz Kömür, "İslam dini, toplumun temel taşı olan aile hayatına çok önem verir. Toprak için tohum, bina için kolon ne ise toplum için de aile odur. Bu sebeple İslamiyet evlenen çiftlerin evliliklerinin ömür boyu devam etmesini ister. Sağlıklı bir neslin yetişmesi de buna bağlıdır. Nikâh bağıyla kurulan bu evlilik ancak boşanma ile çözülür. Boşanma çok hassas sonuçları olan, çok acı ve pişmanlık getiren bir konudur. Eşler arasında çok ciddi bir sorun olmadıkça boşanma kararı verilmemelidir. Bundan dolayıdır ki Efendimiz (sav): "Yüce Allah'a en sevimsiz gelen meşru işlerden biri boşanmadır." der." diye konuştu.
Ülkemizde boşanma oranlarının arttığına dikkat çeken Vaiz Nihat Kömür, boşanma sebeplerinin Ekonomik sorunlar, geçimsizlik, aldatmalar, inanç zayıflığı, ihanet, kısırlık, kültürel farklar, ailelerin aşırı müdahalesi, aile baskısı, evlilikler, erken yaş evlilikleri, uyuşturucu, alkol, kumar bağımlılığı gibi sebeplerden kaynaklandığını kaydetti.
"İnsanlar dünyalığa sahip olmada birbirleriyle yarışıyorlar"
Boşanma sebeplerinin başını çeken ekonomik sorunların kaynağının kanaat etmemek olduğunu dile getiren Vaiz Kömür, "Kanaat etmemek, yani Allah'ın kendisine verdiği payı az görüp razı olmamaktır. İnsanlar dünyalığa sahip olmada birbirleriyle yarışıyorlar. Kadınlar kendilerini komşularıyla, akrabalarıyla kıyaslayıp onların sahip oldukları mala sahip olmak isterler. Fakirliğini kocalarına sitem ederler, neticede koca da krediye başvurup faiz bataklığına sürüklenir" diyerek, "Sizden biri mal ve yaradılışça kendisinden üstün olana bakınca, nazarını birden kendisinden aşağı olana çevirir" hadisini hatırlattı.
"Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir"
Vaiz Kömür, "Toplumumuzda görülen boşanma sebeplerinden birisi üçüncü kişi problemidir. Yani eşlerin yakınlarının evliliğe müdahale etmeleridir. Bu durum evliliğin dengesini bozar. Eşler arasında sevgi ve saygıyı azaltmakla hatta birbirlerine nefret eder hale gelir. Neticede boşanırlar. Efendimiz böyle kimseleri hadisinde şöyle uyarmıştır: "Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir." diye belirtti.
Boşanmalarda en çok çocukların etkilendiğine dikkati çeken Vaiz Nihat Kömür, Çocuk hem annenin hem de babanın sevgisine ilgisine, şefkatine muhtaçtır. Onları bunlardan mahrum etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Parçalanmış ailelerin çocukları imkânsızlıktan eğitimlerini yarıda bırakır, kimi zaman sokağa suç ortamına itilir. Alkol, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar edinir. Neticede, fert ve toplum zarar görür." dedi.
"Nişan nikâh değildir"
Evlilik öncesi Nişan döneminde İslami çerçevelerin dışına çıkılmaması tavsiyesinde bulunan Vaiz Kömür, "Nişanla ilgili olarak toplumda yanlış bir algı vardır. Nişan nikâh değildir, Nikah bir söz verme eylemidir. Bu sebeple nişanlı olan gençlerin tek başlarına beraber gezmeleri, dolaşmaları kesinlikle yasaktır, haramdır. Çünkü halen birbirlerine yabancıdırlar. Düğünün zamanıyla ilgili herhangi bir tavsiye ve yasak yoktur." şeklinde konuştu
"Eşler birbirlerine sadık olmalı"
Eşler arasındaki sorumlara değinen Vaiz Nihat Kömür şöyle konuştu: "Eşlerin birbirlerine karşı yerine getirmeleri gereken hak ve sorumluluklar vardır. Her ikisinin de riayet etmesi gereken en önemli sorumluluklar iffetlerini korumak, birbirlerine sadık olmak, gözlerini haramdan sakındırmaktır.
Kadın dışarı çıkarken cahiliye çıkışı ile çıkmamalı yabancı erkekler için süslenip, ince veya dar elbiseler giymemeli, açılıp saçılarak sokağa çıkmamalıdır. Bu hal kadının iffetsizliğini açık bir şekilde göstermektedir. Kadın kocasının yanında dişi, diğer insanların yanında kişi olarak yer almalıdır. Koca da yabancı kadınlara bakıp, görüşüp gayrı meşru ilişkiler kurarak eşlerini aldatmaları gerekir.
Koca karısının nafakasını yani yiyecek, giyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Koca hanımına Allah'ın emrettiklerini emretmeli, nehyettiklerini de yasaklamalıdır. Kadının ise kocasına karşı en büyük görevi itaattir. Kocasının meşru isteklerini yerine getirmesi gerekir. Kadın kocasının evini korur. İstemediği kimseleri eve almamalıdır." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Bazı insanların başarılı olmalarına rağmen kendini yetersiz ve sahtekâr gibi hissettiğini belirten uzmanlar, bu duruma imposter sendromu denildiğini söylüyor.
Gaziantep Şehir Hastanesi Hekimlerinden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Lütfü Aşkın, son yıllarda Türkiye ve dünya genelinde artan genç kalp krizlerinin önüne geçebilme adına yaşam tarzının değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Zekânın, doğuştan gelen bir kapasite olarak yüzde 30-40 oranında belirleyici olduğunu ifade eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yüzde 60-70 oranında eğitimle geliştirilebilir. Zihinsel yatırım, emek ve çabayla daha hızlı yol alınabilir ve bu kişiler daha avantajlı olurlar.” dedi.
Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, enstitünün yalnızca ameliyat yapan bir merkez olmadığını, aynı zamanda bilimsel araştırmalara yön veren, genç nakil cerrahların yetiştirildiği bir eğitim yuvası olduğunu söyledi.