Çöplerde umut arayanlar

Binlerce kilometre uzaklıktaki ülkelerinden İstanbul’a gelen Afganistanlı gençler, yaşama tutunmak için çöplerden kâğıt topluyorlar.
Hemen her gün İstanbul sokaklarında gördüğümüz, Afganistanlı kâğıt toplayıcılarının dünyasına girdik. Afganistanlı kâğıt toplayıcılarının sıkı sıkıya tuttukları sadece el arabalarının kolları değil, aynı zamanda umutları olduğunu gördük.
Kâğıt toplamak için üretilmiş büyük bir çuval ve çek çek dedikleri el arabasıyla sokak sokak çöp kutularının içinde para eden her şeyi alıp yükleniyorlar. El arabasının üzerine yerleştirdikleri bu büyük çuval bazen yüzlerce kiloluk kâğıt ve plastik alabiliyor. Afganistan'dan Türkiye'ye gelen Cavit ve Rüstem adlı Afganistanlı iki mülteciden Türkiye'ye geliş sebeplerini ve neden kâğıt toplayıcılığı yaptıklarını sorduk.
Ülkelerinde savaş ortamı sürdüğü ve iş olmadığı için Türkiye'ye gelip kâğıt ve plastik toplama işi yapıyorlar. Girdikleri her çöpte umut ve gelecek arayan Cavit ve Rüstem sıkı sıkıya sarıldıkları el arabaları ile çöp konteynırlarından atık maddeleri toplayıp satıyorlar. Sattıkları atıklardan kazandıkları parayı da ülkelerinde yoksulluk içinde yaşayan ailelerine gönderiyorlar.
Afganistan'da her gün savaş var
Afganistan'daki çatışmaların hala devam ettiğini ifade eden Cavit, "Buraya geldim çalışıyorum. Afganistan'da her gün savaş var. Ben mecburen geldim Türkiye'ye. Para lazım, ekmek parası kazanıyorum. Afganistan'da her gün çatışmalar var. Türkiye'yi çok seviyorum. Burada çok Afganlı var. Hepsi burada farklı işlerde çalışıyor. Avrupa'da akrabalarımız var. Ama ben burada çalışıyorum. Kâğıt ve plastik topluyorum, ‘çek çek'le çalışıyorum." dedi.
Avrupa yerine Türkiye'yi tercih etme sebebini anlatan bir diğer Afganistanlı olan Rüstem adlı genç ise; Türkiye'yi sevdiğini, Avrupa'ya gitmeye çalışan diğer mülteciler gibi, Avrupa'yı sevmediğini, orada Müslümanların aşağılandığını söyledi. Rüstem, "18 yaşındayım. Afganistan'da para yok. Avrupa'da Müslüman az. İslam'a düşmanlık var. Avrupa'ya gitmek istemiyorum. Türkiye'yi seviyorum. Müslüman bir ülke. Burada çalışıp kazandığımı Afganistan'daki aileme gönderiyorum." diye konuştu. (Mehmet Tahir özsoy/Ahmet Karakaş-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Tıbbi olarak pek çok enfeksiyona karşı etkisi olan sünnetin, yenidoğan döneminde yapılması birçok avantaj sağıyor.
Sosyal medyanın sosyal fobiyi desteklediğini de anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Ellerinden düşmeyen tabletler, onların sosyal becerilerinin gelişmesini engelleyerek kaçıngan bir kişilik yapısına yol açıyor. Belki sosyal fobik gibi görünmüyorlar ama tembelleşiyorlar, yetenekleri köreliyor." dedi.
Psikiyatrist Uzm. Dr. Erdoğan Erdinç, özellikle genç kadınlarda görülen ve ölüm riski taşıyan ciddi bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nervosa hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Hastalığın hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı etkileyen karmaşık bir bozukluk olduğunu belirten Erdinç, toplumun bu konuda bilinçlenmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı.
Siirt’te polikliniklerdeki yoğunluğu azaltmak için yeni sıra sistemi uygulanmaya başlandı. Hem MHRS randevulu hastalar kabul ediliyor, hem de sınırlı sayıda randevusuz hastaya sıra veriliyor.