Diyetisyen Ayşe Şura Korkmaz, orucun birçok faydasının olduğunu fakat bu ayda dengeli beslenmenin de önemli olduğuna değindi.

Orucun faydalarının sıralayan Diyetisyen Ayşe Şura Korkmaz, oruç tutan insanlarda karaciğerin hızlı yenilendiğini ve kan trigliserit düzeylerinde azalma görüldüğünü kaydetti.

"Yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır"

Korkmaz Ramazanda oruç tutan kişilerin dikkat emesi gerekenler hakkında yaptığı açıklamada, "Oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Bu süreçte özellikle karaciğer hızlı bir şekilde yenilenir. Yapılan araştırmalara göre oruç tutan insanlarda, yüksekliğinde ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkan, kan trigliserit düzeylerinde azalma görülmüştür. Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır. Yeterli ve dengeli beslenme metabolizma hızını arttırıp, bu sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasını sağlar. Metabolizmanın farklılaştığı bu dönemde oruç tutmayı sağlığa faydalı hale getirmek aslında bizim elimizdedir."  dedi.

Ramazanda yeme ve içme noktasında dikkat edilmesi gereken hususları maddeler halinde sıralayan Korkmaz şöyle devam etti:

"Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra bir veya bir buçuk saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. Bu düzenleme kişiye göre değişmektedir. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler, ceviz-zeytin gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı. Bu besin gruplarını tüketerek daha az yağlı, bol proteinli ve sağlıklı karbonhidratlar sayesinde gün içerisinde daha zinde kalabilirsiniz. Ramazanın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar. Bu sebeple yemekler yavaş yavaş ve iyice çiğnenerek tüketilmeli. Ayrıca iftarda fazla besin alımı boş mideye yüklenilmesine sebep olarak sindirimi zorlaştırmaktadır. İftarda su yahut hurma ile orucu açtıktan sonra bir kase çorba içip 10 dakika yemeğe ara vermeliyiz. İftarda yağlı, salçalı ağır et yemekleri yerine hafif sebze yemekleri tercih etmeliyiz. İftarda etli sebze yemeği, yoğurt ya da ayran, çorba, salata tüketmeliyiz. Aldığımız besinlerdeki vitaminleri öldürmemek için çayı iftardan en az 50 dakika sonra tüketmeliyiz. Tatlıyı yemekten hemen sonra yemek yerine iftardan bir saat sonra hafif sütlü tatlı şeklinde yemeyi tercih etmeliyiz. İftar ve sahur arasında bir ara öğün yapılması ve bu ara öğünün ise taze meyvelerden oluşması dengeli beslenme için gereklidir. Suyu yemek ile birlikte değil iftardan sonra sahura kadar olan sürede en az 2 litre olmak üzere tüketmeye özen göstermeliyiz. İftardan bir veya 2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olacaktır."

Korkmaz yeme içmeye her zaman dikkat edilmesi gerektiğini kaydederek, "Sadece Ramazan ayında değil, Ramazan sonrası beslenme de çok önemlidir. Daha rahat sindirim ve sağlıklı bir yaşam tarzı için beslenmemize dikkat etmeliyiz. Özellikle bayramda ikram edilen ağır tatlı ve sarmalardan uzak durmalıyız. Unutmayalım sağlıklı tercihler yaşam kalitenizi etkilemektedir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)