Dr. Ayyıldız: Teknolojinin aşırı kullanımı uykusuzluk sorunlarını tetikliyor

Teknolojinin aşırı kullanımının uyku düzenini bozduğunu belirten Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzmanı Dr. Didem Ayyıldız, uykuya geçişin zorlaşması, sabah erken uyanma gibi sorunların, mavi ışığın etkisiyle arttığını belirterek uykudan önce teknolojik cihazlardan uzak durmanın uyku kalitesini artıracağını söyledi.
Son zamanlarda teknoloji ile uyku arasındaki ilişki giderek daha fazla dikkat çekiyor.
Uzmanlar, uzun süre ekranlara bakmanın uykuya geçiş süresini uzatabileceğini ve uyku kalitesini düşürebileceğini ayrıca gece geç saatlerde teknoloji kullanımının, uykusuzluk ve yetersiz uykuya yol açabileceğini belirttiler.
Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzmanı Dr. Didem Ayyıldız, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, teknolojinin aşırı kullanımının uyku düzenini olumsuz etkilediğini belirtti.
Uykuya geçişte zorlanma ve sabah erken uyanma gibi sorunların sıklaştığını vurgulayan Ayyıldız, mavi ışığın uykuya dalmayı zorlaştırdığını ifade etti.
Teknolojinin aşırı kullanımı uyku düzenini nasıl etkiliyor?
Teknolojinin aşırı kullanımının uyku düzenini etkileyeceğini belirten Ayyıldız, "En çok uyku ile karşımıza çıkan sorunlar, uykuya yatmaya direnç, uykuya dalmakta zorluk, sabah erken uyanma ve tekrar uykuya dalmakta güçlük gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Uykuyu etkileyen birçok etmen vardır. Ruhsal problemler, uyku ile çok ilişkilidir." şeklinde konuştu.
"Yatağı uykuyla ilişkilendirmek çok daha sağlıklı oluyor"
Son yıllarda teknolojinin artan kullanımı ve uykuyla ilişkisinin daha sık görüldüğünü vurgulayan Ayyıldız, "Uykuyla ilgili problemlerde, davranışsal stratejiler, teknolojik aletlerin uyumadan iki saat önce farklı bir yerde bırakılması ve teknolojik aletlerle yatağa girilmemesi gibi yöntemlerin faydalarını görüyoruz. Yatağı uykuyla ilişkilendirmek çok daha sağlıklı oluyor. Basit önlemlerle uyku kalitesi artırılabilir. Vücudumuzun bir dengesi var. Vücudumuzun karanlıkta salgılanan uykuya dalmayı kolaylaştıran bir hormonu var. Mavi ve güçlü ışıklar doğal döngüyü bozar ve olumsuz etkileyebilir." dedi.
Teknolojinin kullanımının uykuya geçiş süresini uzatması
Ayyıldız, "Sağlıklı çocukların ve gençlerin uykularını almış bir şekilde sabah kalkıp okuluna gitmesi beklenir. Akademik ve sosyal becerileri için gün içindeki moral ve keyifleri için iyi bir uyku almak çok önemlidir. Fiziksel olarak da ekran kullanımının yarattığı olumsuzluklar görülebilir ama ruhsal olarak uykuyu etkilemesi bakımından önemli olduğunu düşünüyoruz." diye belirtti.
"Uyku öncesi sınırlar koymak daha uygun bir yaklaşım olacaktır"
Teknoloji kullanımında süreye çok odaklandığını ifade eden Ayyıldız, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ailelerde son yıllarda teknolojik aletler ve internet üzerinde çok fazla zaman geçirilmektedir. Sosyal medyayı nasıl kullandığı, oradaki güvenlik önlemlerini alıp almadığı konularında ailelerin de kendi farkındalığı ve bilgi düzeylerinin yüksek olması gerekiyor. Çocuk ve gençlerde sınır koymakta zorluk yaşanacağı için ailelerin sınır koyması gerekiyor. Özellikle uyku öncesi sınırlar koymak daha uygun bir yaklaşım olacaktır. Çocuğun yaş ve gelişim düzeyine göre nasıl sınır koyulacağı değişkenlik gösterebilir." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Felç, parkinson, serebral palsi, bel fıtığı, boyun fıtığı, kas yaralanmaları, sporcu yaralanmaları, menisküs, kırıklar, yumuşak doku hastalıkları ve karpal tünel sendromu tedavisi için önerilen fizik tedavinin ruhsal faydaları da ortaya çıktı.
Viral bir enfeksiyon olan el, ayak ve ağız hastalığı, çoğunlukla bebekleri ve 5 yaşından küçük çocukları daha çok etkiliyor, genellikle 7- 10 gün içinde kendiliğinden iyileşiyor.
Gaziantep’in Nizip ilçesinde inşası tamamlanan 400 yataklı Yeni Nizip Devlet Hastanesi hasta kabulüne başladı.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Yıldırım, “Morali yüksek tutmak tek başına kanseri ortadan kaldıramaz ancak tedavi sürecine katkı sağlayabilir. Olumlu düşünceler, kişinin stres seviyesini düşürerek bağışıklık sistemini güçlendirebilir." dedi.