Hava sıcaklıkların düştüğü ve nem oranının değişkenlik gösterdiği sonbahar mevsiminde vücudun dolaşım ve kas-iskelet sistemini doğrudan etkilendiğini belirten Fizyoterapist Mehmet Ateş, sonbaharda bel ve boyun fıtığı olan bireylerde ağrı artışı olabileceğini söyledi.

Hava normallerinin düştüğü ve nem oranının değiştiği sonbahar mevsiminde Fizyoterapist Mehmet Ateş, İLKHA mikrofonuna egzersiz, kas-eklem ağrıları ve sıkça rastlanan rahatsızlıklar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Ateş, bu dönemde vücudun dolaşım ve kas-iskelet sistemini doğrudan etkilendiğini belirterek, bel ve boyun fıtığı olan bireylerde ağrı artışı olabileceğini aktardı.

Soğuk hava, kaslarda kan akışını yavaşlatarak, doku esnekliğini azalttığını ifade eden Ateş, "Malum olduğu üzere sonbahardayız. Sonbaharda hava sıcaklıklarının düşmesi ve nem oranının değişmesiyle beraber vucüt dolaşımı ve kas iskelet sistemi doğrudan etkileniyor. Bu dönemde özellikle eklemler, kaslar ve bağ dokular soğuğa karşı daha hassas hale gelir. Kasların ısınma süresi uzar, bu da sertlik, tutukluk ve ağrı hissi oluşturabilir. Nem oranındaki değişim ise özellikle romatizmal hastalıklarda, bel ve boyun fıtığı olan bireylerde ağrı artışına neden olabilir. Çünkü soğuk hava, kaslarda kan akışını yavaşlatarak, doku esnekliğini azaltır ve ağrı eşiğini düşürür." şeklinde aktardı.

"Günümüzde danışanların yaş ortalaması genç yaşlara kadar düştü"

Sonbahar ve kış mevsiminde en çok başvurulan şikayetlere değinen Ateş, "Kliniğimize en çok özellikle bel, boyun ve sırt ağrıları, postür bozuklukları, diz ve omuz ağrıları ile ilgili başvuruluyor. Bireyin ihtiyacına göre bilimsel ve etkili yöntemler kullanıyoruz. Özellikle fizyoterapi, manuel terapi, robotik lazer, ESWT gibi son dönemde teknolojik cihazlarla tedavileri uyguluyoruz. Hareket olarak da reformer pilates, traksiyon gibi cihazları da hastaların tedavi durumuna göre kullanmaktayız. Bizlere doğumdan itibaren gelen yaş grupları var. Doğumdan itibaren 50,60 hatta 70 yaşında olanlar bile gelen danışanlar var. Ancak bundan 5-6 yıl önce özellikle diz, bel, boyun ağrılarıyla gelen danışanlar genellikle 50'li yaşlarda iken günümüzde ise bu yaş ortalaması genç yaşlara kadar düştü. Özellikle bel ve boyun ağrısı için 20 yaşlarında bile gelen danışanlar var." diye konuştu.

"Masa başı çalışma, ve telefon kullanımının artması; boyun, sırt ve bel bölgesindeki kasları zayıflatır"

Ateş, masa başı çalışma ve telefon kullanımının artmasından dolayı bu tür rahatsızlıkların çoğaldığına dikkat çekerek, "Bunun temel nedenleri arasında günümüzdeki masa başı çalışma, bilgisayar ve telefon kullanımının artması; boyun, sırt ve bel bölgesindeki kasların zayıflamasıyla beraber postür bozuklukları ve fıtık oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Uzun süreli oturma pozisyonu, öne eğilerek ekrana bakma alışkanlığı ve hareketsizlik; omurga üzerine binen yükü artırarak boyun ve bel fıtığı daha da artmaya başladı. Bununla beraber kas spazmları, gerilim tipi baş ağrıları gibi şikayetleri beraberinde getirir." ifadelerini kaydetti.

Depresyon ve motivasyon düşüklüğüyle birlikte bedensel tembelliği yenmek için fizyoterapik açıdan önerilerde bulunan Ateş, "Bu dönemde kan dolaşımı yavaşlar, kas sertliği artar ve bedensel tembellik kendini gösterir. Fizyoterapik açıdan bu süreci yönetmenin en etkili yolu hareketi yeniden rutine dahil etmektir. Düzenli egzersiz,reformer pilates, fitness, nefes terapileri olabilir. Özellikle en çok üzerinde durulması gereken düzenli uyku ve beslenme. Bu da kas onarımını desteklediği gibi motivasyonu da korur. Motivasyon düşüklüğü özellikle üniversiteyi bitirmiş kişilerde oluyor. Bu da meslek hayatına başlayamamak ya da sınav kaygısı, ileriki yaşam kalitesi bunları sürekli düşünerek hareket ettiklerinden dolayı kendi yaşamlarını maalesef olumsuz etkiliyor. Seçecekleri mesleği özellikle iyi seçmeleri gerekiyor, çalışma şartları ve düzenli vakit geçirebilecekleri bir ortam da çok önemlidir." şeklinde belirtti. (İLKHA)