Türkiye'de organ nakli bekleyen 17 bin hasta olduğuna dikkat çeken Ağrı Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ömer Durak, herkesi organ nakli bekleyen hastalar için duyarlı olmaya davet etti.
Her yıl '3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası'nda hatırlanan organ nakli bekleyen hastalar, diyaliz cihazı ile bağlarını koparmak istiyorlar. Organ Bağışı Haftası münasebetiyle açıklamalarda bulunan Ağrı Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. ömer Durak, Türkiye'de çok sayıda organ nakli bekleyen hasta olduğunu belirterek vatandaşları bu konuda daha duyarlı olmaya davet etti.
Ağrı'da organ bağışının artması için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Dr. ömer Durak, "'3-9 Kasım Organ Bağış Haftası' nedeni ile hastane olarak çeşitli çalışmalar yürütmekteyiz. Bu olguyu halkımız arasında daha bilinçli hale getirmek, bağış sayısını artırmak için bilgilendirme etkinlikleri düzenlemekteyiz. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Cumhuriyet Caddesinde açtığımız stantlarla halkı bilgilendirdik ve liselerimizde de bu çalışmalarımıza devam edeceğiz." dedi.
"17 bin hasta organ nakli bekliyor"
Hiper tansiyon ve kronik hastalıkların artması nedeni ile son zamanlarda böbrek nakli bekleyen hastalarda artış olduğunu kaydeden Durak, "Organ bağışı ülkemizde gerçekten ciddi bir sorun haline geldi. Yaklaşık 40 tane bağış bekleyen hastamız var. Ağrı'da toplamda 117 böbrek hastamız var. Bunlardan 64 tanesi şuanda nakil bekliyor. Son zamanlarda hiper tansiyon ve kronik hastalıkların artmasıyla beraber böbrek nakli bekleyen hasta sayısında çok ciddi bir artış var. Sağlık Bakanlığının verilerine göre, böbrek nakli bekleyen 17 bin hastamız var." şeklinde konuştu.
"Hastalar farkında olmuyor"
Şeker, diyabet ve tansiyon hastalıklarının böbrek yetmezliğini tetiklediğini belirten Dr. Durak, "Şuan bölgemizde 250 bin şeker, diyabet hastası bulunmakta. Böbrek yetmezliğinin son evrede ortaya çıktığından, hastalarımız çok da farkında olmuyorlar hastalıklarının. Böbrek yetmezliği ortaya çıktığında nakil ihtiyacı duyuyor hastalarımız. Biliyorsunuz bölgemizde çok sayıda şeker ve tansiyon hastamız var. Tansiyon ve şeker hastaları yıllarca birike birike böbreklere zarar veriyor ve nakil ihtiyacı duyuyorlar. Ve gerçekten organ nakli olan bir hasta yeniden hayata kavuşmuş gibi hayatını sürdürebilmekte. öte yandan Diyaliz Merkezimizde takip ettiğimiz 45 hastamız var. Diyaliz Merkezindeki hastalarımız haftanın 3 günü ve 5 saat cihaza bağlı olarak yaşamakta ve haliyle yaşam kalitesini ciddi manada düşürmekte. Bu anlamda kendimiz organ nakli ihtiyacı duymadığımız için hastaların psikolojisini anlayamıyoruz. Bu anlamda tüm halkımızı organ nakli noktasında daha duyarlı olmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
8 yıldır diyaliz hastası olan Bahar Polat adlı hasta artık diyaliz cihazına bağlı yaşamak istemediğini belirtti.
Umut içinde organ nakli hususunda beklentisinin olduğunu söyleyen Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yıllardır diyaliz hastasıyım. Ben şuan bu acıyı yaşıyorum, herkesin organ bağışlamasını isterim. Çünkü zor bir şey. 8 yıldır diyalize bağlı yaşıyorum. Aynı zamanda maddi sıkıntı yaşıyoruz. Ailede sadece babam çalışıyor ve benimle ciddi manada ilgileniyor. Umudumuz bağışta bulunabilecek bir hayırsever." (ömer Adıgüzel - İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Bahar aylarında çokça rastlanan hastalıklardan; burun akıntısı, hapşırma, göz kızarması, öksürük, nefes tıkanması gibi hastalıkların baş göstermesine karşı aktarlar, tüketilmesi gereken bitkiler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Toplumun yaklaşık yüzde 30’unda tansiyonunun yüksek olduğunu vurgulayan Bursa Şehir Hastanesi’nden Kardiyolog Doç. Dr. İsmet Zengin, buna rağmen hipertansiyon hastalarının yarısının bu durumdan haberdar olmadığına dikkat çekti.
Halk arasında yüksek tansiyon olarak da bilinen hipertansiyon, kalp ve damar sağlığını tehdit eden önemli bir sağlık sorunu.
Uzmanlar, çocuklarda yaygın olarak karşılaşılan ve zamanında tedavi edilmediğinde ileriki yaşlarda ancak cerrahi müdahale ile düzeltilebilen çene darlığı ve çene geriliği konusunda ebeveynlerin dikkatli olmaları hususunda uyarılarda bulundu.