Bazı TV kanallarında, kurumsal veya kişisel sosyal medya hesaplarında, çeşitli sosyal platformlarda cinsel sapkınlığı özendirici içerikte yayınlar yapılmasına karşılık gerekli önlemlerin alınmaması gelecek nesillerimizi tehdit etmeye devam ediyor.
Teknoloji dünyasının en büyük tehlikelerinden biri de özellikle çocuklara hitap eden bazı kanalların, yayınlarında çocuklara yönelik yayımladıkları programlarda sapkın cinsel yönelimlere teşvik edici unsurların yer alması aileleri tedirgin ederken konuyla ilgili uzmanlar ebeveynleri dikkatli olmaları yönünde uyarıyor.
Bingöl Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Mahsum Avcı, çocukların izleyeceği program veya oynayacağı oyunların ebeveynlerin çocuklarla birlikte belirlemelerinin korunmada önemli olduğuna işaret etti.
"Sapkın içerikli programların amacı kişileri sosyal medya ve ekrana çekmektir"
Sapkın içerikli programlardaki amacın ekrana çekmek olduğunu belirten Avcı, "Programlar ve yayınlar içerisindeki sapkın davranış ya da cinsellik barındıran içerikleri yerleştirmek çocukları programlara, sosyal medya veya ekrana çekme niyetinin bir sonucudur. Buradaki sisteme baktığımızda 0-18 yaş grubu çocuk meraklıdır, bir keşif merakı vardır, bunun yanında çocuk, cinsel kimlik oluşturma adına bazı sistemler oluşturmak ister. Ergenlik döneminde; çocuklarda fizyolojik, bedensel değişimler, cinsel değişimler, duyusal, duygusal ve davranışsal değişimler oluyor. Böylelikle çocukta kafa karşılıklılığı meydana gelmiş oluyor. Çocuk burada merak duygusunu geliştirir." dedi.
"Çocuk dünyaya geldiğinde ilkin tablet ve telefonla tanışıyor"
Telefon ve tabletlerdeki riskler hakkında da aileler tavsiyelerde bulunan Avcı, "Daha küçük çocuklara baktığımızda, çocuk daha dünyaya yeni geldiğinde onu tablet ve telefonla tanıştırıyoruz. Hatta çocuğa yemek yedirirken tablet ve telefonla yemek yediriyoruz. Çocuk burada ne olduğunu ve telefonda ne tür riskler barındığını bilemez." ifadelerini kullandı.
Bingöl Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Mahsum Avcı
"Ebeveynlerin mutlaka programların içeriğine vakıf olmaları gerekir"
İçeriklere dikkat edilmesini isteyen Avcı, "Anne babalara çok iş düşüyor. Evimizde internet varsa mutlaka aile paketi kullanmalıdır. Kısıtlama olmalı ve çocuk riskli şeylerle karşılaşmamalıdır. Özellikle 12 yaş altı çocuklar için de ebeveynle birlikte program hazırlanmalı, anne babalar ne izlemesi gerektiğini onlarla beraber kararlaştırmalıdır. Özellikle ebeveynlerin mutlaka programların içeriğine vakıf olmaları gerekiyor. Bazı intihara sürükleyen zararlı oyunlar ve programların olduğu malum. 'Mavi balina' veya 'Momo' gibi programlar çocukları kendine zarar verme davranışını ortaya çıkaran sebepler oluşturur." dedi.
"Mahremiyet konusunda anne babalar yeterince bilinçli değil"
Mahremiyet konusunda ebeveynlerin yeterli bilinçte olmadığına vurgu yapan Avcı, "Temelde baktığımızda anne babalar mahremiyet konusunda maalesef yeterli bilince sahip değil. Anne baba şunu diyebilmeli: Ben çocuğumun bedensel, zihinsel, duygusal olarak mahremiyet konusunda bilgilendirip bilinçlendirirsem, olumsuz bir durumla karşılaştığında ne yapması gerektiğini söylersem, çocuk daha sağlıklı bir sistem içerisinde olmuş olacaktır. Temel olarak anne ve babayla birlikte programlar birlikte belirlenmeli özellikle zararlı olmayan kanalların izlenmesi sağlanmalıdır." şeklinde konuştu.
Sapkın ya da şiddet dolu içeriklerle karşılaşan bir çocuğa karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda ailelere tavsiyelerde bulunan Avcı, bilgilendirmeksizin yapılan nasihatlerin yararlı bir metot olmadığına dikkat çekti.
Avcı, "Teknolojinin bir kenara bırakılarak çocukla bu konunun konuşulması ve bilgilendirilmesi gerekmektedir. Anne babalar olarak bilgilendirme yapmaksızın çocuklara sadece nasihat etmekten kaçınmalıyız. Bilgilendirmeksizin yapılan nasihatler zamanla çocuğu duyarsızlaştırır ve anne-babanın sözleri bir müzik gibi gelemeye başlar. Anne-baba çocuğu algılayabileceği dilde, duygusunu da vererek yaşına uygun şekilde konuşup bilgilendirmelidir. Diyelim ki çocuk bu duruma maruz kaldı, ne yapmalıyız? Bunun belirtileri olarak, gece uyku problemleri varsa, karanlık korkusu varsa, anne babadan ayrı yatamıyorsa, sürekli anne babaya sokuluyorsa, gece sayıklaması varsa, canavar gibi korkuları varsa, okulda başarısızlık ve arkadaşlarına karşı şiddete başvuru yapıp şiddete meyilli bir hale gelmişse burada ciddi bir sıkıntı olduğu görülüyor. Bu durum travmatik yaşantının belirtileridir. Burada anne-baba mutlaka bir uzmandan yardım almalıdır." dedi.
"Okuldaki rehberlik servisleriyle iş birliği yaparak bu sorunun üzerine gidebiliriz"
Çocukların yaşadıkları problemle baş etmede okullardaki rehberlik servislerinin rolüne dikkat çeken Avcı, şöyle konuştu:
"Ebeveynler bu konuda bilgi sahibi olmayabilir, bu normaldir. Okullardaki rehberlik servisleriyle temasa geçip elbirliğiyle sorunun üzerine gidebiliriz. Anne-babaların teknolojiyi ve interneti kullanmaları ile ilgili bilinçlenmesi ve eğitimleri bu konuda önemlidir. Bu sistemi oturttuğumuzda daha sağlıklı bir yaklaşım oluşturulabiliyor. Bu noktada okuldaki rehberlik servisleriyle beraber çalışıp internet kullanımı ile alakalı bilinç geliştirmek gerekiyor." dedi.
"Okullarda ergenlik döneminde bu konular işlenmelidir"
Ergenlik dönemindeki çocuklara mahremiyet ve sapkın davranışlar konusuyla alakalı okullarda eğitim verilmesi gerektiğini vurgulayan Avcı, "Sapkın davranışlarla ilgili çocuklarımızı koruma adına, okullarda sosyal medya kullanımı ve sapkın davranışlarla ilgili kendi başına bir ders olmasa bile mutlaka ergenlik dönemindeki çocuklara bunun anlatılması, teknolojik zararların anlatılması gerekiyor. Bu konuların dersler veya dersler içerisinde içerik olarak işlenmesi ve çocuklara anlatılması gerekiyor." dedi.
"Sapkın davranışta siber zorbalığa dikkat"
Sapkın davranışların kişiyi farklı boyutlara taşıdığına dikkat çeken Avcı, sapkın davranışların bazen kişiyi siber zorbalığa sürüklediğini söyledi. Avcı, sosyal medyada sapkın davranışı gören kişinin bunun aynısını kendi akranı üzerinde uygulama, fotoğraflarını, mahremiyetini yayınlama gibi davranışlara itilebildiğini kaydetti.
"Çocukta beden güvenliği mahremiyet eğitimiyle aşılanır"
İstismar ve sapkın cinsellik gibi olumsuz davranışlara karşın çocuğun beden güvenliği ve dokunulmazlığının çocuğa öğretilmesinin önemine işaret eden Avcı, "Mahremiyet konusunda özelikle doğumdan itibaren 18 yaşına kadar çocuklarımıza her yaş dönemine uygun olarak onlara bedeninin önemli olduğunu, beden güvenliğini koruma adına ona kim dokunabilir kim dokunamaz, yatak odasından tutun banyo-tuvalet adabı noktasında bir ahlaki sistem oluşturmalıyız. Bu sistem oluşturulduğunda çocuk bir riskle karşılaştığında onu çok kolay bir şekilde ifade edebilir." şeklinde konuştu.
"Çocuğunuzu dinleyin"
Avcı son olarak; "Çocuk yanlış bir davranış sergilediğinde ve bunu size anlattığında siz hemen kızar ve cezalandırırsanız, çocuk bir daha size sorun ve yanlışlarını anlatmaz, söylemez. Yapmamız gereken şey, çocuğu iyi bir şekilde dinlemek, empati kurmak, onu ve kaygılarını anlamaya çalışmak olmalıdır. Aksi halde çocukla anne-baba arasındaki sistem kopar ve çocuk olumsuz duygu ve davranışlara gider. Anne-babaların yapmaları gereken şey; bilgilenmek, bilinçlenmek ve uzmana gitmek." şeklinde konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Boyun düzleşmesinin uzun süre masa başında çalışan kişilerde sık görülen bir sorun olduğunu belirten Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. İdris Avcı, uygun duruş, düzenli egzersizler ve ergonomik çalışma koşulları ile boyun düzleşmesinin önlenebileceğini ve mevcut şikayetlerin hafifletilebileceğini söyledi.
Gaziantep Şehir Hastanesi Çocuk Enfeksiyonu Uzmanı Gülnihan Üstündağ, bulaşıcı bir hastalık olan uyuzun yakın temas yoluyla bulaştığını, bu durumda aile bireylerinin tamamının aynı anda tedavi olması gerektiğini kaydetti.
Gaziantep Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Kübra Gıran, akran zorbalığının çocuklar üzerindeki etkisi ve çözüm önerilerine dair ebeveynlere tavsiyelerde bulundu.
Çocuklar ve gençler arasında giderek artan akran zorbalığı, öğrencilerin hem okul başarılarını hem de sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyen önemli bir toplumsal sorun.