HÜDA PAR Diyarbakır İl Gençlik Kolları Başkanlığı “Türkiye’nin Geleceğinde Gençliğin Sorumluluğu” konulu panel düzenledi.

HÜDA PAR Diyarbakır İl Gençlik Kolları Başkanlığı, “Türkiye’nin Geleceğinde Gençliğin Sorumluluğu” temalı bir panel düzenledi.

Panel, Merkez Kayapınar ilçesinde bulunan Kayapınar Belediyesi Cegerxwîn Kültür Merkezi Konferans Salonunda düzenlendi.

HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu’nun moderatörlüğünü yaptığı panele, Genel Başkan yardımcıları Sait Şahin, Erdal Elibüyük ve Mehmet Ali Doyar panelist olarak katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan panelin selamlama konuşmasını HÜDA PAR Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı Yasin Dursun yaptı.

HÜDA PAR gençliğinin fedakârlık ve azmiyle örnek bir neslin temelini attığını belirten Dursun, “HÜDA PAR gençliği olarak adaletten yoksun gidişata dur demek için mücadele etmeliyiz. Geleceği şekillendirme ve mevcut durumu adalet üzerine tesis etmek için çalışmalarımızı hız kesmeden yürütmeye devam etmeliyiz. Gençliğin korunması, topluma ve insanlığa faydalı birey olarak yetişmelerinin sağlanması, ahlaklı, bilgili ve sağlıklı yetişmeleri öncelikli hedeflerimizdendir.” dedi.

Dursun’un selamlama konuşması sonrası kürsüye gelen HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı ve panel moderatörü Şeyhmus Tanrıkulu, siyasi bilinçten uzak halkın farklı sebeplerle, farklı yönlere kaydırıldığını söyledi.

Tanrıkulu, “İnşallah HÜDA PAR’ın siyaseti toplumun her kesimine ulaşacak ve etkili olacaktır. Bunun için de hep beraber üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle hareket etmeliyiz. Çünkü 21’inci yüzyılda yaşadığımız bu coğrafyada, halkımız siyasi bilinçten uzak, farklı sebeplerle farklı yönlere kaydırılmaktadır. Dolayısıyla bize düşen büyük bir görev var, sorumluluk var.” dedi.

Açılış konuşmaları sonrası panele geçildi.

Tanrıkulu konuşmasının ardından panelistleri sahneye davet etti.

Panelin ilk sunumunu yapan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, ‘HÜDA PAR’a niçin ihtiyaç var?’ konusunda bir değerlendirme yaptı.

Şahin, toplumun büyük sorunlarının olduğunu ve geleceğin gençlerle inşa edilmesi gerektiğini söyledi.

Toplumun sosyal ve siyasal olarak iyi durumda olmadığına dikkat çeken Şahin, gelecek inşa etme ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, bu geleceğin HÜDA PAR gençliğiyle inşa edileceğini söyledi.

İnşa edilecek geleceğin önemine değinen Şahin, “HÜDA PAR gençlerle geleceği inşa edecek olan bir parti. Çünkü geleceğimizin inşa edilmesine ihtiyaç var. Her ferdin, ailenin, toplumun, devletin kendi geleceğini inşa etmeye ihtiyacı vardır ama gelecek hiçbir zaman zayıf, çürük temeler üzerine bina edilemez. Bir toplumun büyük sorunları, ihtilafları, çekişmeleri, kutuplaşmaları, zulmü, haksızlığı varsa bunlar fay hatlarıdır, bu fay hatlarını siz ıslah etmediğiniz sürece bu fay hatları üzerine sağlam bir gelecek inşa edemezsiniz. O yüzden geleceği inşa etmeye ihtiyacımız var. Devlet olarak da buna ihtiyacımız var. Bugünün mevcut temelleri üzerine kurulu devletin geleceğini inşa etmeye devam edersek, geleceğimiz de bugün içinde bulunduğumuz çatışmalar, çekişmeler, fitneler, ihtilaflar, zulümler ve haksızlıklar üzerine bina edilmiş olacak. O açıdan ben sistemi ıslah etmek üzerine toplumu da adalet üzerine bir arada tutmak üzere bir gelecek inşa etmekten bahsediyorum. Dolayısıyla gelecek inşa etmek ihtiyacımız var.” dedi.

“Cezaevlerine bakarak bir toplumu değerlendirebiliriz”

Türkiye’nin sosyal ve siyasal tablosunun içler acısı olduğuna işaret eden Şahin, bu tablonun nedeninin devletin mevcut sisteminden kaynaklandığını ifade etti.

Şahin, sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzde sosyal ve siyasal olmak üzere iki yangın tablosu var. Sosyal tablomuz iyi değil. Bir toplumun iyi olup olmadığı birkaç göstergeye bakarak değerlendirilebilir. Cezaevlerine bakarak bir toplumu değerlendirebiliriz. ‘Cezaevlerinin doluluk oranları ne kadar?’ dediğimizde bir toplumun ne durumda olduğunu çıkarabiliriz. Buna baktığımızda 2004 yılında 55 bin kişinin tutulduğu cezaevlerinde, 2016 verilerine göre 255 bin. Bu sayı 5 kat artmış durumda. Bunlar reel rakamlar mı? Değil. Çünkü cezaevlerinde olanların 3-4 katı insan suç işlediği halde mahkemeler serbest bırakıyor. Bu ülkede siyasi olarak yargılananlar tutuklanıyor, ama adli olaylarda serbest bırakılma yoluna gidiliyor. Dolayısıyla mahkemelerdeki dosya sayısı bir milyonu aşıyor.”

“Devlet ıslah edilmediği müddetçe bu bataklık canavar üretmeye devam edecek”

“Bir diğer gösterge de boşanma rakamları. Boşanma rakamlarına baktığımızda çok korkunç bir tablo karşımıza çıkıyor." diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Evlenen 4 kişiden birinin boşandığı bir zaman dilimindeyiz. Dolayısıyla toplum bu açıdan da iyi bir tablo göstermiyor. Bir diğer gösterge olarak da depresyon ilaçlarının kullanımına baktığımızda toplumun ruh yapısını ortaya çıkarabiliriz. Türkiye’de 2014 yılında 39 milyon depresyon ilacı kullanılmış, bir sonraki yıl bu sayı 5 milyon kutuyu aşmış. Değerli kardeşler! Sosyal tablomuz iyi değil. Neden kaynaklı? Sistemin arızalarından, eğitimdeki maneviyatsızlık, yanlışlıkardan, sistemin zulüm ve adaletsizliklerinden kaynaklı. Sistem, bizi canavar yetiştiren bir topluma dönüştürdü. Kimin elinde? İdarecilerin, Kemalist sistemin elinde. Bu yüzden bataklığın ıslah edilmesi lazım. Bataklık sistem ve devlettir. Devlet ıslah edilmediği müddetçe bu bataklık canavar üretmeye devam edecek.”

“Referansımız İslam ise bu iddianın altını doldurmamız lazım”

Şahin’in ardından söz verilen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, ‘Sosyal medyanın önemi’ konusunda bir sunum yaptı.

HÜDA PAR’ın İslam’ı referans alan bir parti olduğunu hatırlatan Elibüyük, sosyal medyanın, önemini Arap Baharı, Gezi Olayları ve 15 Temmuz Darbe girişiminde ortaya koyduğunu söyledi.

Sosyal medyanın kullanımı hakkında tavsiyelerde bulunan Elibüyük, “Referansımız İslam ise bu iddianın altını doldurmamız lazım. Bu anlamda sosyal medyayı da referansımıza uygun kullanmamız lazım. Mutfakta ne pişerse sofraya da o servis edilir. HÜDA PAR’ın teşkilatında ne pişerse sosyal medya üzerinden de o servis edilir.” diye konuştu.

“Sosyal medyanın önemini yakın zamanda yaşanan Arap Baharı, Gezi Olayları ve 15 Temmuz Darbe girişimi gösterdi”

Paylaşımlardan yola çıkarak iyi artniyetlilerin, kişilerin, toplumların, ruh halini ortaya koyduklarını belirten Elibüyük, “Sosyal medya önemli ve sosyal medyanın önemini yakın zamanda yaşanan Arap Baharı, Gezi Olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi gösterdi. Bütün araştırmalarda bilimsel ve teknik olarak ortaya konulmuş ki sosyal medyanın gücü ve etkisi tartışmasız. Bunun zirve noktası 15 Temmuz’dur. Hakikaten, toplumların geleceğini etkileyebilecek bir takım girişimleri bile insanlar sosyal medyadan öğrenip harekete geçebiliyorsa buradaki gücü görmek lazım.” dedi.

“İbadetlerimiz, işimiz, sorumluluğumuz, eşimiz her şeyden önemlidir”

Sosyal medya kullanımı ile ortaya çıkan Fomo (Sanal uyuşturucu) hastalığından bahseden Elibüyük, “Sosyal medyanın gücünü anlatıyoruz, bakış açımızı ortaya koyuyoruz. Ama ibadetlerimiz, işimiz, sorumluluğumuz, eşimiz her şeyden önemlidir. Sosyal medyayı takip ederken eşimizin itirazlarına maruz kalıyorsak, sorumluluklarımızı yerine getirme noktasında ihmalkâr davranıyorsak, sosyal medya ibadetlerimizin gecikmesine sebep oluyorsa… sosyal medya ne kadar güçlü olursa olsun, sosyal medya bu durumda, ihmal ettiğimiz değerler karşısında bir hiçtir." ifadelerini kullandı.

Elibüyük’ün sunumundan sonra söz alan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar ise, birlik ve beraberliğin öneminden bahsetti.

Gençliğin etkin olması gerektiğini dile getiren Doyar, “Şunu iyice bilelim ki akidesiyle, fikri yapısıyla, geleceğe yönelik hem idealleri ve hem de vaatleriyle, özellikle de İslam’ı ölçü alması hasebiyle bu toplumun HÜDA PAR’a kesinlikle ve şiddetli bir şekilde ihtiyacı vardır. Ama bununla beraber HÜDA PAR’ın hizmet seviyesine gelebilmesi, HÜDA PAR’ın bu topluma layık hizmetler icra edebilmesi için toplumun desteğine ihtiyacı vardır. O zaman bu gençliğin evvela bilinçli olması, kararlı olması ve eylemci olması lazım. Bu gençlik eylemci olmazsa, bu gençlik etkin ve aktif olmazsa, üzerimize düşen vazifeleri yerine getirme konusunda pasif kalmış olacağız. Biz insanların ıslahına çalışmakla mükellefiz, bunu kabul edelim veya etmeyelim. Biz bu toplumun kurtuluşu için çalışmak, bu toplumun ıslah edilmesi için çaba sarf etmek durumundayız. Onun için özellikle de gençler idealli olmak durumundadır. İdeali olmayan kişinin derdi de yoktur.” dedi.

“Siyasi birliğin oluşması lazım”

“Hepimiz Müslüman olarak, başta da gençler olmak üzere mutlaka dava sahibi birer davetçi olmak durumundayız” diyen Doyar, sözlerine şöyle devam etti:

“Davası olmayanların sorumluluğu asla olmaz. Bu kadar sorumluluk bizi bu noktaya götürüyor. Onun için bakıyoruz ki böyle organizeli bir yapının, organizeli, dinamik bir toplumun mensubu olarak bizim bu topluma karşı gerçekten ciddi sorumluluklarımız var. HÜDA PAR olarak bu siyasi alandaki vazifelerimizi yerine getirmek için elimizden geldiği kadarıyla toplumun ıslahına, kurtuluşuna, hem dünyevi hem uhrevi açıdan huzur ve saadetine vesile olabilmek için özellikle de Rabbimize karşı vazifemizi yerine getirebilmek için buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz.”

“Birliğimiz olmazsa gücümüz olmaz, imkânımız olmaz, elimize fırsatlar geçmez”

Birliğin güç olduğuna vurgu yapan Doyar, “Birlik halinde bizim, çalışmamız, rabbimizin emrettiği gibi organizeli yapımızın farkında olmamız, organizeli yapımızı çalışma mekanizması halinde devreye koyabilmemiz lazım. Çünkü birlik güçtür. Eğer bizim birliğimiz olmazsa gücümüz olmaz, imkânımız olmaz, elimize fırsatlar geçmez. Bu gücü oluşturmak için başta gençler, size çok ihtiyaç var. Bulunduğunuz ortama renginizi vermeye çalışın. En etkin siz olun, en aktif siz olun, birilerinin peşinden gitmek yok, birileri sürekli sizin peşinizden gelsin. Siz davanızdan dolayı emin olun ve bunu bilin ki toplumun size ihtiyacı vardır. Fakat bu toplumun desteğini almamız lazım ki biz o gücü oluşturabilelim.” şeklinde konuştu.

Doyar’ın konuşmasının ardından panel sona erdi. Panelin ardından panele katılan gençlerin yönelttiği soralar cevaplandırıldı. (M. Hüseyin Temel, Mehmet Çelik – İLKHA)