HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı’dan ‘kredi borcu’ çağrısı: Vatandaşın faiz yükü silinmeli

HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, milyonlarca vatandaşın yüksek faiz sarmalına hapsedildiğini belirterek kredi kartı borçlarındaki faizlerin silinmesi gerektiğini ifade etti.
HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Milyonlarca vatandaşın faiz sarmalına hapsedildiğini vurgulayan Ramanlı, "Vatandaşın üzerindeki faiz yükü silinmeli, borç yapılandırmaları gelir düzeyleriyle orantılı şekilde yeniden düzenlenmelidir." dedi.
"Asgari tutarları dahi ödeyemeyen milyonlarca vatandaş…"
Bankalar tarafından vatandaşlara gelirlerinin çok üzerinde verilen kredi ve kart limitlerinin, toplumu borç sarmalına sürüklediğini kaydeden Ramanlı, son bir yılda bireysel kredi borçlarının yüzde 48 artarak 5 trilyon 173 milyar liraya ulaştığını ifade etti.
Bireysel kredi kullanan kişi sayısındaki artışa da değinen Ramanlı, "Neredeyse her iki vatandaştan biri finans kuruluşlarına borçlanır hale gelmiştir. Kişi başına düşen ortalama borç miktarı ise 120 bin lirayı aşmıştır. Yüksek enflasyon, düşük alım gücü ve yetersiz gelir artışları, vatandaşları geçinmek için kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarına yöneltmektedir. Ancak gelir düzeyinin çok üzerinde tanımlanan limitler, ödeme günlerinde asgari tutarları dahi ödeyemeyen milyonlarca vatandaşı yüksek faiz sarmalına hapsetmiştir." şeklinde konuştu.
"Bu finansal düzen sürdürülebilir değildir"
Öğrenciden emekliye, memurdan işçiye kadar birçok kesimin finans kurumlarının adeta gönüllü kölesi haline getirildiğine dikkat çeken Ramanlı, faizli finans düzenin sadece bireyleri değil özel sektörü de etkilediğini belirtti.
"Bu finansal düzen sürdürülebilir değildir." diyen Ramanlı, şöyle devam etti:
"Vatandaşın üzerindeki faiz yükü silinmeli, borç yapılandırmaları gelir düzeyleriyle orantılı şekilde yeniden düzenlenmelidir. Finans kurumlarının keyfi kredi politikaları denetim altına alınmalı, faize değil üretime dayalı bir ekonomik düzen yeniden inşa edilmelidir. Adil bir ekonomik sistemin temeli, insanı borçla değil, üretimle güçlendiren bir yapıdır. HÜDA PAR, bu adalet merkezli ekonomik anlayışın savunucusu olmaya devam edecektir."
"Aile kurumunu tehdit eden her türlü sapkın akım ve faaliyetle daha etkin bir şekilde mücadele edilmeli"
Sapkın akımların doğrudan aile kurumunu hedef aldığını ifade eden Ramanlı, ahlak ve maneviyat gibi en önemli dinamiklerimizin tahrip edildiğini kaydetti.
Sapkın akımların bazı siyasetçi ve sosyal medya fenomenleri tarafından meşrulaştırılmak istendiğine dikkat çeken Ramanlı, "Kadınların rolünü çarpıtan ideolojik yaklaşımlar, evliliğe bakışı değiştirmekte; toplumsal rolleri bir kargaşaya sürüklemektedir. Son yıllarda evlenme oranları düşerken, boşanmalar ciddi biçimde artmaktadır. Örneğin, 2024’te Türkiye’de 187 bin 343 çift boşandı. Bu durum, defaatle dile getirdiğimiz üzere, aile kurumunun ciddi bir tehdit altında olduğunu göstermektedir. Aileyi ve gençliği korumak, yalnızca bugünü değil, geleceği de güvence altına almaktır. Bu nedenle, aile kurumunu tehdit eden her türlü sapkın akım ve faaliyetle daha etkin bir şekilde mücadele edilmelidir." dedi.
"Meclis’e sunduğumuz kanun teklifi bir an önce görüşülerek yasalaştırılmalıdır"
TBMM’ye sundukları kanun teklifini hatırlatan Ramanlı, "Aile kurumunun korunması, ahlaki yozlaşmanın önlenmesi, sapkınlık propagandasının suç sayılması, kamu düzeni ve genel ahlakın muhafazası amacıyla hazırlayıp Meclis’e sunduğumuz kanun teklifi bir an önce görüşülerek yasalaştırılmalıdır. Biz diyoruz ki; aile korunmadan toplum korunamaz, gençlik korunmadan gelecek inşa edilemez." değerlendirmesinde bulundu.
"Cuma namazının çalışma saatlerine denk geldiği zamanlarda çalışanlar, Cuma namazını eda etmede kimi zaman sıkıntılarla karşılaşmaktadır"
İbadet hürriyeti Anayasanın 24. maddesinde teminat altına alındığını hatırlatan Ramanlı buna rağmen yasal düzenleme olmadığı için uygulamada birçok sorun ve belirsizlik yaşandığını ifade etti.
"İbadetini özgürce eda etmek isteyen kamu ve özel sektör çalışanlarına kolaylık sağlanması devletin en başta gelen görevlerindendir." diyen Ramanlı, şu ifadeleri kullandı:
"İbadet hürriyetinin önündeki engellerin kaldırılması ve ibadetlerin rahatça yapılabilmesi için devlet her türlü imkân ve ortamı hazırlamak zorundadır. Cuma namazının çalışma saatlerine denk geldiği zamanlarda çalışanlar, Cuma namazını eda etmede kimi zaman sıkıntılarla karşılaşmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu’nda idareye tanınan tasarruf yetkisi, çalışanların ara dinlenmelerinin Cuma namazı saatine uygun şekilde düzenlenebilmesine imkân tanısa da uygulamada bu konuda pek çok engel ve aksaklık hâlâ devam etmektedir."
"Cuma namazı saatinin, idari tasarruflarla geçiştirilmesi sorunu çözmeyecektir"
Hem çalışanların hem de öğrencilerin dinî bir vecibe olan Cuma namazını kolaylıkla eda etmeleri gerektiğine dikkat çeken Ramanlı, "İbadetlerini eda etmelerine imkân tanıyacak yasal bir düzenlemenin yapılması zaruridir. Nitekim İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğünün inanç hürriyeti ve ibadetlerin serbestçe yapılması konusunda İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerine gönderdiği yazısı da söylediklerimizi teyit etmektedir. Cuma namazı saatinin, idari tasarruflarla geçiştirilmesi sorunu çözmeyecektir. Kamuoyunun beklentisi bu konuda bir an önce bir yasal düzenlemenin yapılmasıdır. Bu bağlamda; 27 Haziran 2025’te Meclis Başkanlığına sunduğumuz ve halen daha gündeme alınmayıp alt komisyonda bekletilmekte olan; Cuma namazı saatinde çalışanların izinli sayılması hakkındaki kanun teklifimiz bir an önce gündeme alınarak yasalaştırılmalıdır." şeklinde konuştu.
"Dijital medyanın kontrolsüz kullanımı, mahremiyetin zedelenmesi ve manevi boşluk gibi sonuçlar doğurmaktadır"
Sosyal medyanın hayatın her alanına girmesiyle toplumda sosyal, psikolojik ve ahlakî açıdan ciddi sorunların baş gösterdiğini kaydeden Ramanlı, “Sosyal medya, başlangıçta iletişimi kolaylaştırmak amacıyla ortaya çıkmış olsa da bugün insanları yalnızlaştıran ve manevi değerleri aşındıran bir araç haline gelmiştir. Dijital medyanın kontrolsüz kullanımı, özellikle genç nesillerde dikkat dağınıklığı, zaman yönetiminde zorluk, üretkenliğin azalması, mahremiyetin zedelenmesi ve manevi boşluk gibi sonuçlar doğurmaktadır. Aile içi iletişim zayıflamakta, aynı ortamda bulunsalar dahi insanlar birbirinden kopuk hale gelmektedir. Bu durum, genç nesillerde çeşitli travmalara ve kimlik bunalımına zemin hazırlamaktadır.” ifadelerini kullandı.
"Devlet, dijital bağımlılıkla mücadeleyi öncelikli bir politika haline getirmeli"
Dijital medyanın oluşturduğu tahribata karşı seferberlik çağrısında bulunan Ramanlı, "Aileler, çocuklarının dijital alışkanlıklarını ve ekran sürelerini denetlemeli, onlara örnek olmalı ve ev ortamında 'teknolojisiz zamanlar' oluşturmalıdır. Eğitim kurumları, dijital farkındalık ve medya okuryazarlığı derslerini teknolojik yeniliklere uygun olarak daha etkili şekilde işlemelidir. Sivil toplum kuruluşları, bilinçlendirme ve rehberlik çalışmalarına öncülük etmeli, bu kapsamda 'Dijital Denge' kampanyaları ve atölyeler düzenlenmelidir Devlet, dijital bağımlılıkla mücadeleyi öncelikli bir politika haline getirerek, sosyal medya platformlarını denetlemeli ve bağımlılıkla mücadele merkezlerini daha işlevsel hale getirmelidir." dedi.
"Değer odaklı bir dijital kültürün inşası için tüm kesimleri iş birliğine davet ediyoruz"
"Dijital çağın imkânlarının insanımızı esir almasına müsaade edilmemelidir." diyen Ramanlı, sözlerini şöyle noktaladı:
"Teknolojinin imkânlarından faydalanırken insanın fıtratını, ailesini ve manevi değerlerini koruyacak bilinçli, ahlak temelli ve değer odaklı bir dijital kültürün inşası için tüm kesimleri iş birliğine davet ediyoruz." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
HÜDA PAR Bingöl İl Gençlik Kolları tarafından “Soykırımcı Siyonistler Yargılansın” çağrısıyla başlatılan imza kampanyasını, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Nihat Buğrahan ve beraberindeki heyet ziyaret etti.
HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, Dicle Elektrik'in haksız uygulamalarına karşı toplanan imzaları TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sundu.
HÜDA PAR Bingöl İl Gençlik Kolları, “Soykırımcı Siyonistler Yargılansın” çağrısıyla imza kampanyası başlattı.