Palevi Derneği başta olmak üzere ve birçok STK temsilcisi, HÜDA PAR'ın raporunu takdir etmek için Diyarbakır İl Başkanlığını ziyaret etti. Heyet, raporun toplumsal barış ve kardeşlik sürecine katkı sağlayacağını belirtti.

HÜDA PAR'ın Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na sunduğu rapor, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, partiye yönelik destek de artıyor. Palevi Derneği Başkanı Molla Mustafa Üngür, AK Parti Diyarbakır eski İl Başkanı Av. Muhammed Akar ve beraberlerindeki heyet, raporu takdir etmek ve desteklerini iletmek amacıyla HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanlığını ziyaret etti.

Heyeti, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu ve Diyarbakır İl Başkanı Zeynul Abidin Gülsever karşıladı.

Ziyaret sırasında konuşan Av. Muhammed Akar, HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne yönelik samimi ve gayretli çabalarının takdirle karşılandığını vurguladı. Raporda yer alan anadilde eğitim, vatandaşlık tanımı, yeni anayasa vurgusu ve manevi önderlerin mezar yerlerinin açıklanması gibi maddelerin toplum vicdanında ve tarih nezdinde destek bulacağını belirtti.

HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu da Kürt meselesi ile terör meselesinin birbirine karıştırılmaması gerektiğini ifade ederek, mezar yerlerinin açıklanmasının ve tarih kitaplarındaki yanlışların düzeltilmesinin sürece olan güveni artıracağını kaydetti.

İlk olarak konuşan Av. Muhammed Akar, "HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne dair Meclis Komisyonu'na ve dolayısıyla Meclis'e sunmuş olduğu bir rapor var. Bu rapor kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve birkaç gündür de kamuoyu bu raporu tartışıyor. Doğrusu biz de hem bu rapora dikkat çekmek ve hem de desteklemek için bu ziyaretimizi gerçekleştirdik. Bu raporun bu kadar yankı uyandırması, tartışılması ve önemli oranda da toplum vicdanından destek bulmasının birkaç nedeni var." dedi.

"HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne dair samimi ve gayretli çabası takdire şayandır"

HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne dair çalışmalarının kamuoyu tarafından takdirle karşılandığını ifade eden Akar, "Birincisi şudur, HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne dair samimi ve gayretli çabasıdır. Bu rapordan önce de, bu komisyonda yer almadan önce de HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne dair bir çalıştayı Diyarbakır'da oldu. O çalıştay da Diyarbakır ve bölgenin, Türkiye'nin önemli aydınlarının, fikir insanlarının, akademisyenlerin, alimlerin katıldığı bir çalıştaydı. O çalıştayın da sonuç raporunda ve metninde hakikaten halkın taleplerini de karşılayan, Türkiye'nin gerçekleriyle de örtüşen, yeni bir perspektif sunan maddeler ve çözüm önerileri vardı. Ardından da tabii komisyon oluşunca HÜDA PAR'ın komisyonda yer alması da önemli bir adımdır. HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin çözümüne dair samimi ve gayretli çabasının bir göstergesi de parlamentodaki komisyona Genel Başkan düzeyinde katılmış olmasıdır. Bizzat Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu'nun komisyonda yer alması bu işteki gayret ve samimiyeti de gösteriyor." diye belirtti.

Av. Muhammed Akar

"HÜDA PAR'ın metni toplum vicdanında ve tarih nezdinde destek bulacaktır"

HÜDA PAR'ın Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na sunduğu rapora da değinen Akar, "Bu rapordaki maddeler ve çözüm önerileri hakikaten gerek Kürt halkının gerek Türkiye toplumunun taleplerini karşılayan, ulus devlet paradigmasını aşıp ümmet ve medeniyet eksenli birlikte yaşamayı esas alan, hakka ve adalete de tekabül eden maddeleri içeriyor. O yüzden de elbette ki toplum vicdanında, tarih nezdinde bu desteğini bulacaktır bu metin. Biz her zaman HÜDA PAR'ın sivil ve hakkaniyete uyan çabalarını görmekteyiz." şeklinde konuştu.

HÜDA PAR'ın raporunda yer alan anadilde eğitim, vatandaşlık tanımı, anadilin kamusal alanlarda resmiyet kazanması, yeni anayasa vurgusunun önemli olduğuna dikkatleri çeken Akar, "Rapordaki maddelerde anadilde eğitimin temel bir insani hak olduğunun belirtilmesi, vatandaşlık tanımının yeniden düzenlenmesi, etnik vurgulu olmayan kuşatıcı, kapsayıcı, birlikte yaşamayı özendirici mahiyette tekrar 66'ncı maddenin düzenlenme ihtiyacı, yeni anayasa vurgusu ve elbette ki bir temel hak olan ana dilin kamusal alanda hizmet aracı olarak kullanılması… Bunlar çok önemlidir." dedi

"Medeniyetimizin mimarlarının mezar yerleri açıklanmalı, tarih kitapları ve milli eğitim müfredatındaki yanlışlar düzeltilmeli"

Şeyh Said Efendi, Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Seyit Riza, İskilipli Atıf Hoca gibi önemli şahsiyetlerin mezar yerlerinin açıklaması ve tarih ile milli eğitim kitaplarında yer alan yalan bilgilerin düzeltilmesine dair maddenin HÜDA PAR'ın raporunda yer almasının çok önemli olduğunun altını çizen Akar, şunları kaydetti:

"Başta merhum Şeyh Said Efendi, Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Seyit Riza, İskilipli Atıf Hoca gibi bu coğrafyanın, bu medeniyetin manevi mimarlarının mezar yerlerinin ve hatıralarının ortaya çıkarılması, resmi tarih tezi ve milli eğitim müfredatında var olan buhtan ve iftiraların milli eğitim müfredatından ve tarih kitaplarından çıkarılması… Bunu çok net bir şekilde söylüyoruz. Eğer Türkiye yeni bir barışı inşa edecekse ve hep beraber 85 milyon insan birlikte yaşamayı esas alan yeni bir anlayışı ortaya koyacaksa bizim bu tarihsel acılarımızdan kurtulmamız lazım. Bir yüzleşmeye ihtiyaç var.

Şeyh Said Efendi'nin şahsında aslında birçok aile, yani 47 kişi sadece Diyarbakır Şeyh Said Meydanı'nın orada meftundur. Bunun yanında Elazığ'da, Bingöl'de, Dersim'de, Ağrı'da birçok yerde mezarı belli olmayan Kürt toplum ve tarih büyükleri, manevi önderleri var. Biz açıkçası bu büyüklerin torunları olarak da bunu bir temel insani hak olarak talep ediyoruz. Yani 100 yıl önce şehit olup vefat eden bu insanların mezar yerlerinin hala gizleniyor olması dünyada emsali görülmemiş bir meseledir. Bu temel bir insan hakları meselesidir. Aileler gidip büyüklerinin, dedelerinin mezar başında bir fatiha okuyabilmelidir. Bu sadece Şeyh Said Efendi, Bediüzzaman Hazretleri, Seyit Rıza ve diğerleri için söylemiyoruz. Birçok mağdur insan için de söylüyoruz. Bu memlekette, bu ülkede insanlar geçmiş yıllarda acılar çektiler. Artık acılı sayfayı kapatmamız lazım. Biz yeni bir beraberliği, yeni bir birlikteliği inşa edeceksek geçmişteki bu acılardan, yeni acılar üretmeden ama bu acıları da medeni bir şekilde içselleştirerek, birbirimizi anlayarak, birbirimizin acısına ortak çıkarak, sahip çıkarak hafifletebilmeliyiz."

"Coğrafyamız üzerinde oynanan, dışarıda planlanmış oyunları boşa çıkarmak zorundayız"

Çözüm sürecine ilişkin de konuşan Akar, "HÜDA PAR'ın da bu konudaki gayretlerini, samimiyetini, çabalarını takdirle karşıladığımı ifade ettim. Önümüzde bir süreç var. Bir yıldan fazla da devam eden bu süreç farklı isimlerle nitelendiriliyor. Ben yeniden bir çözüm süreci, bir kardeşleşme süreci olarak gördüğüm bu sürecin Türkiye için bir fırsat olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu fırsat kaçmamalıdır. Bu defa geçmiş yıllardaki hatalar yapılmamalıdır. Bütün siyasi partiler taşın altına elini koymalıdır, gayret etmelidir. Coğrafyamız üzerinde oynanan, dışarıda planlanmış bu oyunları boşa çıkarmak zorundayız. Artık silah ve uyuşturucu baronlarının kazancı için Kürt, Arap ve Türk gençleri ölmemelidir. Biz 40-50 yılda hep bunu gördük. Silah baronları, silah tüccarları, uyuşturucu baronları kazandılar." ifadelerini kullandı.

"Diyarbakır'dan barış ve huzur için yükselttiğimiz bu sesi herkes duysun"

Akar son olarak, "Diyarbakır'dan barış ve huzur için yükselttiğimiz bu sesi herkes duysun ve bu konuda değerli HÜDA PAR yetkililerinin de çabalarını görüyoruz. Onların da Türkiye'nin bu meselesini çözmedeki perspektifleri çok kıymetli. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki dönemde HÜDA PAR'a da oldukça görev düşecektir. El birliğiyle bu kanı ve şiddeti durduracağız ve bütün İslam ümmeti için ve Türkiye'miz için yeni bir ihya ve inşa dönemini başlatacağız. Allah cümlemizin yardımcısı olsun." diye belirtti.

Akar'ın konuşmasının ardından basın mensuplarına söz konusu ziyaret ve HÜDA PAR'ın Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na sunduğu rapora dair değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu, sözlerine "Kamuoyuyla paylaşmış olduğumuz raporumuzu takdir etmek için buraya kadar gelen Şeyh Said Hazretlerinin torunları olarak Palevi Derneği'nin temsilcisi ve temsil ettiğiniz diğer arkadaş, akademisyen, avukat veya STK'lara sizin şahsınızda teşekkür ediyorum." diyerek başladı.

"Kürt meselesiyle terör meselesi birbirine karıştırılmamalı"

HÜDA PAR'ın Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na sunduğu rapora dair değerlendirmelerde bulunan Tanrıkulu, "Bildiğiniz gibi hafta başında Meclis Komisyonu'na Kürt meselesinin çözümüyle alakalı olarak bir rapor sunduk. Bu raporumuz üç bölümden oluşuyordu. Birincisi Kürt meselesi, ikincisi şiddet meselesi, üçüncüsü ise atılması gereken adımlarla alakalıydı. Bugüne kadar belki diğer farklı siyasi partiler tarafından dile getirilmeyen birçok hususun altını çizdik ve bazı önerilerde de bulunduk. En azından önümüzdeki sürecin önünü açabilecek nitelikte olabilecek yasa tekliflerimiz, taslaklarımız vardı." dedi.

Tanrıkulu, "Şimdi burada dile getireceğimiz en önemli hususlardan bir tanesi şudur: Biz ilk günden beri şunu hep kamuoyuyla paylaştık ve ilgili kişilere hatırlatmalarda bulunduk. Kürt meselesiyle terör meselesini birbirine karıştırmayın. Bunlar tamamen birbirinden farklı ve farklı bir şekilde ele alınması gereken hususlardır. Dolayısıyla Kürt meselesi PKK ile veya herhangi bir terör örgütü ile var olmuş bir mesele değil. Bize göre bir asırdan fazladır bu mesele varlığını devam ettiriyor. Dolayısıyla Kürt meselesini temel haklar, insan hakları, İslami haklar olarak ele alıp değerlendirmek gerekiyor." diye belirtti.

Şeyhmus Tanrıkulu

"Cesur bir şekilde ve ilkeli bir duruş sergileyerek adım attık"

Komisyona sundukları raporda yer alan bir diğer maddeyi açıklayan Tanrıkulu, "İkinci bölüm ise terörle alakalı, şiddetle alakalıdır. Yani PKK ile alakalı olan bir meseledir ki 50 yıla yakındır bu ülkede on binlerce insan hayatını kaybetti. Bir trilyona yakın maddi bir kayıp var. Dolayısıyla 86 milyon olarak maddi ve manevi anlamda birçok kaybımız oldu. Şimdi bu süreçte PKK'nın kendini fesih etmesiyle birlikte yeni bir sürece geçildi aslında. Ve bu sürecin önünü açabilmek için de Parti olarak bir yasa teklifi taslağı sunduk Meclis Komisyonu'na. Yani fesih kararı almış veya münfesih olmuş örgütler veya uzun yıllardan beridir silah kullanmayan örgütler, teslim olduklarında nasıl bir sürecin işlenmesi gerektiğine dair somut bir yasa taslağını sunmamız aslında şu anda iktidar dahil olmak üzere çekingen davranan siyasi partilerin önünü de açıyoruz en azından. Belki bu konuda öncü olmamız aslında en büyük takdire şayan meseledir. Bu konuda cesur bir şekilde ve ilkeli bir duruş sergileyerek bu konuda adım attık. Çünkü bu bahsetmiş olduğumuz yasa taslağını getirmemiz bile başlı başına gerçekten ilkeli bir duruş ve olaya nasıl yaklaştığımızın ve çözümden yana olduğumuzun en güzel göstergesidir." şeklinde konuştu.

"Kamuoyunun sürece desteğinin artması için Şeyh Said Hazretlerinin, Bediüzzaman Hazretlerinin, Seyit Rıza'nın mezar yerleri açıklanmalı"

"Kürt meselesinin çözümüyle ilgili olarak da birçok önerilerde bulunduk ama alakalı olduğu için söylüyorum." ifadeleriyle sözlerine devam eden Tanrıkulu, "En önemli meseleden bir tanesi Şeyh Said Hazretlerinin, Bediüzzaman Hazretlerinin, Seyit Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerlerinin artık kamuoyuna açıklanmasıdır. Yani 20 yıldan fazladır iktidarda olan AK Parti'nin aslında bu konuda adım atmamış olması bile büyük bir eksikliktir. Fakat şu anki Milli Dayanışma, Demokrasi ve Kardeşlik sürecini göz önünde bulundurursak aslında bu konuda atılacak bir adım belki özellikle Kürt kamuoyunu memnun edecektir. Yani Şeyh Said Hazretleri, Bediüzzaman ve Seyyid Rıza'nın mezar yerlerinin açıklanması ve var olan yerlerin kamuoyuyla paylaşılması büyük bir rahatlatma getirecek ve bu sürece de oldukça büyük bir destek verecektir. Çünkü bu sürecin sağlıklı yürüyebilmesi için kamuoyunun desteğine ihtiyaç var. Sürece var olan desteğin daha da artmasını istiyoruz." dedi.

Tanrıkulu, son olarak şunları kaydetti:

"Kürt meselesi belirli bir kesimi ilgilendiren bir mesele değil, 86 milyonu ilgilendiren bir meseledir. Bu nedenle ister CHP'li, ister DEM'li, MHP'li, AK Partili ya da HÜDA PAR'lı olsun; sonuç itibarıyla biz bu meselenin kardeşlik hukukunun pratikte tecelli etmesi ve adaletin gerçek anlamda sağlanabilmesi için atılacak adımlarla çözülebileceğine inanıyoruz. Kamuoyundan ve iktidardan beklentimiz de en başta ifade ettiğimiz gibidir. Şeyh Said Hazretleri'nin Diyarbakır'da, herkesin bildiği ve hâlihazırda askeriye tarafından kullanılan bir alanda defnedildiği bilinmektedir. Bu süreci yürütenler ya da iktidar tarafından, en azından sürecin samimiyetinin bir göstergesi olarak, Şeyh Said Hazretleri'nin mezar yerinin açıklanarak kamuoyuna deklare edilmesini bekliyoruz." (İLKHA)