İtalyan Inside Over sitesi, siyonist askerlerde Gazze ve Lübnan'daki travmalar sonucu artan intiharların, işgal ordusunun gizlemeye çalıştığı psikolojik çöküşü gün yüzüne çıkardığını yazdı.

İtalyan Inside Over sitesinde yayımlanan kapsamlı bir analizde, siyonist rejim askerlerinin Gazze ve Lübnan'da yaşadıkları travmalar sonucu artan intihar vakaları mercek altına alındı. Haberde, işgal ordusunun hem savaşın fiziksel hem de psikolojik sonuçlarını gizlemeye çalıştığı; ancak son dönemdeki intiharlar zincirinin, bastırılmak istenen çöküşü açığa çıkardığı belirtildi.

Gazeteci Andrea Umberilo'nun haberine göre, yedek asker Daniel Edri, Gazze ve Lübnan'da görev yaptıktan sonra yaşadığı ağır travmalar sonucu kendisini ateşe vererek intihar etti.

Edri'nin annesi, oğlunun "yanmış cesetlerin kokusunu ve görüntüsünü bir türlü unutamadığını" söyleyerek, oğlunun derin bir içsel acı çektiğini ifade etti.

Haberde yer alan çarpıcı bilgilerden bazıları şöyle:

Gazze'ye yönelik saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana en az 43 asker intihar etti.

2023-2024 arasında kaydedilen intihar vakası sayısı 38'e ulaştı, bu sayı 2022'de 14, 2021'de ise 11 idi.

2023'te ölen 558 askerin 17'si intihar nedeniyle öldü. 2024'ün ilk yarısında ise bu sayı 21 olarak kaydedildi.

İşgal ordusunda 1600 asker travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) ile tedavi görüyor. Eski askerlerin yüzde 75'i ise psikolojik destek alıyor.

Siyonist rejim ordusunun kurduğu yardım hattına Ekim 2023'ten bu yana 3900 çağrı yapıldı.

Ordunun psikolojik destek altyapısı yetersiz. Ailelerin ve sivil toplum kuruluşlarının verdiği bilgilere göre sistem, başvuru dalgasını kaldıramıyor.

Edri'nin ve bir başka yedek asker olan Eliran Mizrahi'nin intihar öyküleri üzerinden, yazı "israilin Gazze'den çıksa da Gazze'nin israilli askerlerin içinden çıkmadığını" vurguluyor.

Haberde ayrıca, işgal ordusunun intihar eden askerleri şehit kabul etmemesi ve askerî tören düzenlememesi eleştirilerek, bu yaklaşımın sorumluluktan kaçış anlamına geldiği belirtildi.

Gazze'de sürdürülen işgalci saldırıların sadece bölge halkı için değil, saldırganlar için de ahlaki ve psikolojik bir çöküşe yol açtığı vurgulanan analiz, şu ifadeyle bitiriliyor:

"Yanık cesetlerin kokusu, sadece toprağa değil, artık askerlerin ruhuna da sinmiş durumda." (İLKHA)